Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4232 E. 2024/6369 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşen kadastro tespiti davasına ilişkin yargılamanın yenilenmesi talebinin süresinde olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargılamanın yenilenmesi talebinin, kesinleşen hükmün tebliğinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığı ve bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2301 E., 2024/1373 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırklareli Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2021/41 E., 2022/16 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı dava dilekçesinde özetle; kesinleşen dava dosyasına ilişkin yeni delillere ulaştığını belirterek Kofçaz Kadastro Mahkemesinin 2009/11 Esas, 2009/25 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan değerlendirmede, hükmün kesinleşme tarihi ile yargılamanın iadesi talebi tarihi arasından 10 yıldan fazla süre geçtiği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 377 nci maddesinde iade talebinin her halde hükmün kesinleşme tarihinden itibaren 10 yılı aşamayacağının düzenlendiği, bu itibarla davacının iade talebinin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle, yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.

Karara karşı davacı asaleten vermiş olduğu istinaf dilekçesinde, kadastro tespitinde taşınmazlar kendi adına çıkmasına rağmen davaya konu 22 adet taşınmazın her nasılsa davalılar adına tescil edildiğinden dolayı bu davayı açtığını, davaya gelen son Yargıtay kararının usulüne uygun tarafına tebliğ edilmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince; dosya arasında bulunan yargılamanın iadesi talep edilen Kofçaz (Kapatılan) Kadastro Mahkemesinin 16.09.2009 tarihli ve 2009/11 Esas, 2009/25 Karar sayılı hükmün; 02.12.2009 tarihinde temyiz edildiği, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2009/9350 Esas, 2010/2569 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği, Yargıtay ilamının davacı ... ....... davalı ..., davalı Malkoçlar Köyü Köy Tüzel Kişiliği, davalı ... ..., davalı ... ...ve davalı ...'e 18.05.2010 tarihinde, davacı ....' ya 27.05.2010 tarihinde tebliğ olunduğu, onama üzerine hükmün 11.06.2010 tarihinde kesinleştiği; eldeki davanın ise, yargılamanın yenilenmesi talep edilen mahkeme kararının kesinleştiği 11.06.2010 tarihinden on yıl geçtikten sonra 22.11.2021 tarihinde açıldığı ve kesinleşmeye esas Yargıtay ilamının usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğine dair gerek dava dilekçesinde ve gerekse aşamalarda herhangi bir beyan ve iddia da bulunulmadığı, bu nedenle bu hususun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 357 inci maddesi uyarınca istinaf aşamasında dile getirilemeyeceği, kaldı ki, bu durumun yargılamanın iadesi istemi içinde de irdelenemeyeceği, ancak eski hale getirme talebi uyarınca mahkemesince değerlendirilebileceği gerekçesi ile; davanın süre nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davacının istinaf başvurusunun, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, davacı tarafından bu kez temyiz isteminde bulunulmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

59,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 120,60 TL'nin temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.