Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4240 E. 2024/6326 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen ve sonrasında 6292 sayılı Kanun kapsamında satılan taşınmazın, komşu parsel malikleri tarafından sınırlarının hatalı tespit edildiği iddiasıyla tapu kaydının iptali ve tescili istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen ve Hazine mülkiyetinden çıkarak 3. kişi adına tescil edilen taşınmazlar hakkında, 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işlemi iptal edilmeden tapu iptali ve tescil davası açılamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3571 E., 2024/1483 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/163 E., 2022/364 K.

Taraflar arasındaki 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 sayılı Kanun) gereğince yapılan satış sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve tescili istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 7143 sayılı Kanun'un

Geçici 1 inci maddesi gereğince 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Ek 4 üncü maddesi hükümlerine göre yapılan kullanım kadastrosu sırasında, 8739 ada 17 parsel sayılı 190 metrekare miktarındaki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, " 7143 Kanun’un Geçici 1 inci maddesi hükümlerine tabi tutulduğu ve taşınmaz üzerindeki 3 katlı betonarme yapı ve arsasının ... kullanımında bulunduğu " şerhi yazılarak arsa vasfıyla ... Belediyesi adına tespit edildikten sonra, 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 sayılı Kanun) kapsamında davalılara satılarak adlarına tescil edilmiştir.

Davacı ... ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi ... Mahallesi 8739 ada 17 parsel sayılı taşınmaza komşu olan davacılara ait 8739 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik tespit edildiğini, eksik kalan kısmın 8739 ada 17 parselin içinde olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının davacıların hakkı olan kısmının iptali ile 8739 ada 2 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; " Bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın Hazinenin mülkiyetinden çıkıp 3. şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra tapu iptaline yönelik davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, davacıların eldeki davayı, 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işleminden sonra açtıkları, davalı tarafa ait tapu kaydı idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğundan dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescil istemli dava açılamayacağı " gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince, " Somut olayda davacılara ait 8739 ada 2 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde bulunan bir kısım yerin davalılara ait 17 parsel sınırları içinde tespit edildiği iddiasıyla sınırların düzeltilmesi talebiyle eldeki dava açılmış ise de, dava tarihinden önce 09.09.2020 tarihinde dava konusu 8739 ada 17 parsel sayılı taşınmaz 6292 sayılı Kanun uyarınca satış işleminden davalılar adına tescil edilmiş olup zilyetliğe dayalı eldeki davanın satış işleminden sonra dinlenilme imkanının kalmadığı, taşınmazın mülkiyetinin belediyeden çıkarak davalı gerçek kişiler adına tescil edildiği, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre söz konusu satış işlemi iptal edilmeden davanın dinlenemeyeceği, ilk derece mahkemesinin dayandığı gerekçeye göre verilen karar usul ve yasaya uygun olup delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı " gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.