Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4251 E. 2024/5357 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, miras bırakanları adına tapulanmış ancak daha sonra orman kadastrosuyla Hazine adına tescil edilmiş bir taşınmazın orman sınırları dışında kalan kısmının kendilerine tescilini talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın orman vasfına ilişkin daha önce kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğu ve bu kararın davacılar yönünden de kesin hüküm teşkil ettiği gözetilerek davacıların temyiz isteminin reddine ve istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, İstanbul ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1375 parsel sayılı 6.200,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacılar vekili; davacıların...'nın mirasçıları olduğunu, ... ilçesi ... Mahallesi 1375 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında muris adına tapulanmış ise de tapulamaya yapılan itiraz sonrasında taşınmazın devlet ormanı olduğu gerekçesiyle tapulama işleminin kaldırıldığını, ancak günümüz teknolojik imkanları ile taşınmazın orman sınırları içinde olup olmadığına ilişkin yapılan tespitlere göre, bu taşınmazın büyük bir bölümünün orman kadastro sınırları haricinde olduğunu belirterek, dava konusu taşınmazın orman olmayan kısımlarına ait tapu kaydının iptali ile murisin halefleri olan davacılar adına miras hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı ... vekili; .... Büyükşehir Belediyesinin ilçe ve mahalle sınırlarını değiştirmesi nedeniyle dava konusu 1375 parsel sayılı taşınmazın ... ilçesi ... mahallesi sınırları içerisindeyken ... mahallesinin idari sınırları içerisinde kaldığını, 1940 yılındaki 3116 sayılı ilk orman tahdit çalışmalarında ve 1988 yılındaki 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 3302 sayılı Kanun'la değişik 2/B uygulama çalışmalarında 1375 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanın bir kısmının orman tahdit sınırları içerisinde kaldığını, dava konusu taşınmazın orman olduğu hususunda bir tereddüt bulunmadığını, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili; dava konusu 1375 parsel nolu orman vasıflı taşınmazın 08.11.1968 tarihinde Hazine adına tescil edildiğini, Ahmet Vardı adına düzenlenmiş bir tapulama tutanağına rastlanmadığını, taşınmazın tamamının orman sınırları içerisinde kaldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; ... ilçesi ... mahallesinde ilk orman tahdidinin 1940 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapıldığı ve tutanak özetlerinin 29.08.1940 tarihinde 4600 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak ilan edildiği, ... Devlet Ormanının ... Tapu Müdürlüğü Zabıt Defterinde 28.07.1945 tarihli ve 48, 50 sıra numarası ile ... Devlet Ormanı vasfı ile ... adına tescil edildiği, 05.10.1957 tarihli tapulama tutanağı ile dava konusu taşınmazın davacılar murisi... adına tarla vasfı ile tespit gördüğü, bu tespite ... Orman Şefliği ve Milli Emlak Müdürlüğü tarafından itiraz edildiği, yapılan itirazlar üzerine Orman İdaresi ve Hazine tarafından... aleyhine ... Tapulama Mahkemesine ait 1963/813 Esas sayılı dosyada dava açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda 26.12.1966 tarihli ve 1963/613 Esas, 1966/129 Karar sayılı ilam ile dava konusu taşınmazın orman olarak Hazine adına tesciline, kadastro tespitinin iptaline karar verildiği, sonrasında dava konusu taşınmazın 08.11.1968 tarih, 4135 yevmiye sayılı tapulama işlemi ile ... adına orman niteliği ile tespit ve tescil edildiği, daha sonra yapılan orman kadastro çalışmaları neticesinde de taşınmazın tamamının orman olarak tespit edildiği, böylelikle ... Tapulama Mahkemesinin 1963/813 Esas, 1966/129 Karar ve 26.12.1966 tarihli kararı ile muris... tarafından zilyetliğe dayanak gösterilen vergi kayıtlarının dava konusu bu yerle ilgili olmaması ve taşınmazın kanunen orman sayılan yerlerden olması nedenleriyle dava konusu yerin orman olarak Hazine adına tesciline karar verildiği ve kararın kesinleşerek tapu kaydına işlendiği, muris...'nın davalı olarak yer aldığı iş bu mahkemece verilen kararın mirasçıları olan davacılar yönünden de kesin hüküm teşkil ettiği, taşınmaz orman olarak hükmen belirlendiğine göre artık taşınmazın günün teknolojik koşulları ile ölçüm yapılması halinde orman sınırı dışında kaldığından bahisle hükmen orman alanı olarak belirlenen yerin orman sınırı dışına çıkarılmasının mümkün olmadığı, orman alanları üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın bu tür taşınmazların kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmelerinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi hükmüne karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince, dava konusu 1375 parsel sayılı taşınmazın, tapulama esnasında davacıların murisi... adına tapulandığı, ancak Orman İdaresi tarafından süresi içerisinde açılan tapulamaya itiraz davasında, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğundan bahisle davanın kabulüne, tespitin iptaline, taşınmazın orman olarak Hazine adına tesciline karar verildiği ve kararın kesinleşerek tapuda infaz edildiği, ... Tapulama Mahkemesinin işbu esasa girerek verdiği mezkur kararı, eldeki dava ile tarafları, konusu ve sebepleri aynı olduğundan, işbu dosyada tespit malikinin mirasçıları olan davacılar bakımından maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiği, dolayısıyla dava konusu edilen yerin orman olup olmadığı hususunun yeniden tartışılması, olumsuz dava şartı olan kesin hüküm nedeniyle usulen mümkün olmayıp, yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Davacıların yatırmış olduğu 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.