"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/144 E., 2023/1267 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mardin Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2019/51 E., 2020/134 K.
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Mardin İli Artuklu İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 8 inci maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, temyize konu 1261 parsel sayılı 26.805,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla vasfında, 1/2'şer payla davalılar ... ve ... adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine dava dilekçesinde; Mardin İli Artuklu İlçesi ... Mahallesi 1261 parsel sayılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalı yararına gerçekleşmediğini ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde verilen, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine, dava konusu 1261 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile 01.06.2018 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfiyle gösterilen 8.479,02 m2 lik kısmın dava konusu taşınmazdan ifrazı ile son parsel numarası verilerek “ Hali Arazi ” vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, geriye kalan aynı krokide (A) harfiyle gösterilen 18.326,55 m2 lik kısmının ise tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline ilişkin önceki kararın, davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, " dava konusu taşınmazın "A" harfli kısım yönünden eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiği " gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun m.353/1-a ve m.353/1-a-6. fıkraları gereğince yerel mahkeme hükmünün kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin iade kararı sonrası yapılan yargılama neticesinde; " orman bilirkişisi raporunda, dava konusu taşınmazın fen raporunda ( A) harfi ile gösterilen kısmının orman vasfında olmadığı tespitinin yapılmış olduğu, rapor içeriğinde taşınmazın konumunun en eski tarihli hava fotoğrafı, memleket haritası ve amenejman planı mescere haritaları ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek birbirleri üzerine aplike edilmek suretiyle net olarak gösterilmesi ve raporun bu haliyle usulüne uygun bilimsel ve denetime elverişli olarak hazırlanmış bir rapor olduğunun kabulü ile rapora mahkemece itibar edildiği, orman bilirkişi raporuna göre taşınmazın en eski tarihli hava fotoğrafında (1954) sürülü olduğu ve üzerinde orman bitki örtüsü bulunmadığı, en eski tarihli memleket haritasında (1955) taşınmazın yeşil renkle gösterilen bağ rumuzlu alan içerisinde kaldığı, amenejman planı mescere haritasında (1973) taşınmazın Z ( ziraat) rumuzu ile gösterilen ziraat alanı içerisinde kaldığının tespit edildiği ve taşınmazın eylemli durumu itibariyle üzerinde orman bitki örtüsü bulunmadığı, komşu parseller üzerinde ormanlık alan bulunmadığı dikkate alındığında orman vasfında olmadığı kanaatine varıldığı, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın fen raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmının imar ihyası yapılmış, işlemeli tarıma uygun tarım arazisi olduğunun tespit edildiği, ayrıca zilyedliğin şekil ve süresinin tespiti açısından itibar edilmesi gereken tanık beyanları ile uyumlu jeodezi bilirkişi raporuna göre de taşınmazın bu kısmı üzerinde 1954 - 1973 - 1992 - 2002 yılları arasında üzerinde tarımsal faaliyet yapıldığının da tespit edilmiş olduğu, ayrıca arazi yapısı benzer mahiyette olan komşu ... Mahallesi 172 ve 173 parsel sayılı taşınmazlarında bağ vasvıyla kişiler adına tescil edilmiş olduklarının anlaşılması karşısında karşısında dava konusu taşınmaz üzerinde davalılar lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebine dayalı olarak taşınmaz edinim koşullarının oluştuğu kanaatine varıldığı " gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabulüne, 1261 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile 16.07.2020 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfiyle gösterilen 8.479,02 m2 lik kısmın dava konusu taşınmazdan ifrazı ile son parsel numarası verilerek “Hali Arazi ” vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin 2016/689 Esas, 2018/252 Karar sayılı kabul kararına yapılan istinaf başvurusunun Gaziantep 16. Hukuk Dairesi 2018/1160 Esas 2019/466 Karar sayılı kararı ile reddedilmiş olmasından dolayı bu kısım açısından verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, geriye kalan aynı krokide (A) harfiyle gösterilen 18.326,55 m2 lik kısmının ise tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükme karşı davacı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince; " tüm dosya kapsamı, mahkeme tarafından yapılan keşif, alınan beyanlar, bilirkişi raporları dikkate alındığında, yerel mahkemece iade kararı gereğinin yerine getirildiği, ... Mahallesinde 1985 tarihinde yapılıp kesinleşen tesis kadastro çalışmasında taşınmazın bulunduğu alanın taşlık alan olarak tapulama harici bırakıldığı, bu alanda 2016 yılında orman ve 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8 inci maddesine istinaden arazi kadastro çalışması yapıldığı, yapılan çalışmada dava konusu 1261 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfı ile senetsizden davalılar adına tespit gördüğünün anlaşıldığı, ziraat bilirkişi raporunda, taşınmazın III. sınıf tarım arazisi vasfında olduğunun ifade edildiği, jeodezi mühendisi bilirkişi raporunda, incelenen 1954, 1973, 1992 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğraflarına göre taşınmazda kullanım ve imar ihyanın olduğunun, orman bilirkişi raporunda ise, taşınmazın orman sayılmayan alanlardan olduğunun belirtildiği, 3402 sayılı Kanunu'nun 14 üncü maddesinin, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” ve 3402 sayılı Kanun’un 17 nci maddesinin, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümleri karşısında, dava konusu 1261 parsel içerisinde yer alan ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmı bakımından davalılar lehine 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, bu doğrultuda ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu " gerekçesiyle, davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.