Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4347 E. 2025/371 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna itiraz davasında, eylemli orman niteliğindeki taşınmaz üzerinde davacının zilyetlik iddiasının kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlık konusu taşınmazın keşif ve bilirkişi raporuna göre üzerinde muhtelif yaşlarda orman ağaçları ve fidanları bulunan, fiilen orman alanı olan, toprağının orman toprağı niteliğinde olan ve tarım arazisi vasfı taşımayan eylemli orman niteliğinde olduğu gözetilerek mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosu tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sonucunda, Mersin ili Çamlıyayla ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 105 ada 19 parsel sayılı 4.210,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve eylemli orman olduğu belirtilerek, orman vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı ..., taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmış, Mahkemece yapılan yargılama sonunda önceki tarihli karar ile; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazda davacı ...’ın zilyet olduğunun tespitine, taşınmazın beyanlar hanesinde "Abdulcabbar kızı ... tarafından kullanılmaktadır" şeklinde şerh verilmesine karar verilmiş; hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.11.2019 tarihli ve 2016/15419 Esas, 2019/7642 Karar sayılı ilamıyla özetle; "davanın, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin olup, husumetin taşınmazın tapu kayıt maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde lehine şerh verilen gerçek veya tüzel kişilere yöneltilmesi zorunlu olduğu, somut olayda çekişmeli taşınmazın, kullanıcı şerhi verilmeksizin (kullanıcısız olarak), eylemli orman olduğu belirtilmek suretiyle ve orman vasfıyla Hazine adına tescil edildiği, bu nedenle Orman İdaresine de husumet yöneltilmesi gerektiği mahkemece gözden kaçırıldığı, davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği, taraf teşkilinin sağlanması dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilmesi mümkün bulunmadığı,

Hal böyle olunca; Mahkemece, davacı tarafa Orman İdaresini davaya dahil etmesi için süre ve imkan tanınması, bu yolla taraf teşkilinin sağlanması halinde, dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilerek hüküm bozulmuş, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığı belirtilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; "yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu sonrası, dava konusu 105 ada 19 parsel sayılı taşınmazın üzerinde muhtelif yaşlarda kızılçam orman ağaçları, ardıç orman ağaçları ile kızılçam fidanlarının bulunması, fiilen orman alanı olması, toprağının orman toprağı olması, mevcut ormanların devamı niteliğinde olması ve tarım ve ziraat alanı niteliği taşımaması nedeniyle taşınmazın eylemli orman niteliğinde olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin ve davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ; Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

21.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.