Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4384 E. 2024/5675 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, kadastro tespitine itiraz ve orman sınırları içerisinde kalan bir bölümün tapuya tescili talepli dava.

Gerekçe ve Sonuç: İlk tesis kadastro çalışmalarına ilişkin dava açma süresinin geçirilmiş olması ve Hazine adına kayıtlı orman arazilerinin 2/B kapsamına ancak Hazine tarafından alınabilmesi gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararındaki vekalet ücreti takdirine ilişkin hatanın düzeltilmesi suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılıp İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/811 E., 2024/1038 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2024/3 E., 2024/9 K.

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının babası ... tarafından 1962 ve 1970 yıllarında taşınmaz satış senedi ile satın alınan 20 ve 24 dekar taşınmazların günümüze kadar fındık bahçesi olarak kullanıldığını, ancak ... Orman İşletme Şefliği tarafından orman arazisi olarak vasıflandığını, davacı adına kayıtlı bulunan 117 ada 24 parsel numaralı fındık bahçesi vasıflı taşınmazın ayrılmaz bir parçası olup bitişik konumda olduğunu, taşınmazda 58 yıllık fındık ağaçlarının mevcut olduğunu, bu nedenle 13.05.2008 yılında yapılan kadastro çalışmalarının eksik ve hatalı olduğunundan bahisle kadastro işlemleri ve tespitlerinin iptaline, 20.12.2023 tarihli 6831 sayılı kanun gereği yapılan kadastro işlemlerinin tespitlerinin iptaline, davacı adına kayıtlı bulunan 117 ada 24 parsel numaralı fındık bahçesi vasıflı taşınmazın ayrılmaz bir parçası durumunda olup bitişik konumda bulunan 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş, tarım alanına dönüşmüş, halen aynı özelliği taşıyan ve tarım alanı olarak kullanılmasında yarar görülen 153 ada 1 numaralı orman arazisi sınırları içerisinde kalan bölümün davacı adına tespit ve tescilini, söz konusu taşınmaz üzerinde hatalı ve eksik yapılan 2/B çalışmalarının iptal edilerek 153/1 numaralı orman arazisinin sınırları içerisinde kalan bölümün 2/B çalışmalarına dahil edilerek tekrar yapılmasına dair karar verilmesini talep etmiştir.

Yapılan yargılama sırasında 06.03.2024 tarihli duruşmada davacı vekili Av. ...; "sundukları beyan dilekçesini aynen tekrar ettiklerini, davacının burada yirmi yılı aşkın süredir 50 senedir fındık ağacı ekmek suretiyle kullandığını, zaten bu yönde Asliye Ceza Mahkemesinde bir mahkumiyet hükmü aldığını, yerlerin kendilerinin olduğunu, ormanın iddiaları ve orman parseline dair çalışmaların tamamında gerek bilirkişi imzalarının eksikliği gerekse yeteri kadar inceleme yapılmadığından hatalı olduğunun taraflarınca sabit olduğunu, öncelikle dava konusu yerlerin 2008 yılındaki kadastro tespitlerinin usulsüz olduğu kanaatiyle tespitin iptali ve müvekkili adına tesciline, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilinin kullanmış olduğu Asliye Ceza Mahkemesince de yeri sabit hale gelen kısmın 2/B çalışmaları kapsamına alınmasını talep ettiklerini" beyan etmiştir.

Davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekili verdikleri cevap dilekçelerinde davanın reddini savunmuşlardır.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 12.11.2018 tarihli ve 2016/11314 Esas, 2018/7279 Karar sayılı ilamında da yer aldığı üzere devlet ormanı olan bir yer 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılabilir. 2/B niteliğindeki taşınmazın kullanım durumu, 3402 sayılı Kanun'un Ek 4 üncü maddesi uyarınca yapılacak kullanım kadastrosu sırasında değerlendirilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK'nun 114/(1)-d-h maddeleri gereğince aktif dava ehliyeti ile hukuki yararı bulunmadığı anlaşılan 20.12.2023 tarihli 6831 sayılı Kanun gereği yapılan çalışmada, 117 ada 24 parsel numaralı fındık bahçesi vasıflı taşınmazla bitişik konumdaki dava konusu edilen alanın 2/B kapsamına alınması talebinin dava şartı yokluğu dolayısıyla usulden reddine, Davacının ilk tesis kadastro çalışmalarındaki tespitlerin iptali ile mülkiyete yönelik talepleri incelendiğinde; tapu müdürlüğünden dava konusu parsellere ilişkin ilgili evraklardan açıkça anlaşılacağı üzere ilgili mahallenin ilk tesis kadastrosu çalışmalarının 09.06.2008-09.07.2008 tarihleri arasında askı ilana çıktığı ve kesinleştiği anlaşılmıştır. Kadastro Kanunu'nun 26/1-b bendi uyarınca; 11 inci maddede belirtilen askı ilan süresi içinde açılan davalara bakmakla görevli mahkemeninin kadastro mahkemesi olduğu, askı ilanı sonrası açılan davalarda davaya bakma görevinin genel mahkemelerde olduğu " gerekçesiyle davanın usulden reddine ve mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğine, yargılamada davalılar ayrı ayrı vekille temsil edildiklerine göre davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi yerinde ise de, davanın aynı sebepten reddine karar verilmiş olması karşısında karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 3 üncü maddesi gereğince ret sebebi ortak davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hataya düşülerek her bir davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri doğru olmamıştır.

Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince düzeltilerek onanması gerekir.

SONUÇ :Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile; temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan "ayrı ayrı ödenmesine" ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine; "kendi aralarında eşit olmak üzere ödenmesine" ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.