"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2018/2 E., 2022/9 K.
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün vekalet ücretine yönelik olarak davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Kahramanmaraş ili Andırın ilçesi Kargaçayırı köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 8 (yeni 175 ada 8) parsel sayılı 5.510,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; çekişmeli taşımazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, kayıp ve yitik kişilerden kaldığı iddiası ile tapu kaydına dayanarak, taşınmazın kadastro tespitinin iptali ve Hazine adına tescilini istemiştir.
Davalı ... ve arkadaşları; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı belirtilerek; davacının dayanak yaptığı Eylül 1926 tarihli ve 30 sıra numaralı tapu kaydı ile tedavül tapu kayıtlarının revizyon görüp görmediğinin Kadastro Müdürlüğünden sorularak saptanması, revizyon görmüşlerse kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretlerinin getirtilmesi, çekişme konusu taşınmaza komşu 101 ada 6 parsel sayılı taşınmazın dava konusu olduğu Kadastro Mahkemesi'nin 2011/13 Esas sayılı dava dosyasının getirtilip incelenmesi, davacı Hazine'ye aynı tapu kaydına dayalı olarak aynı iddia ve sebeplerle açılan davalar olup olmadığının sorulması, açılmış davalar varsa taşınmazlar hakkında yapılacak araştırmanın birbirini etkileyeceği göz önüne alınarak taşınmazlar hakkındaki davaların birleştirilmesi hususunun düşünülmesi, bundan sonra yeniden taşınmaz başında elverdiğince yaşlı, tarafsız, taşınmazı iyi bilen kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, zirai bilirkişisi ve fen bilirkişinin katılımı ile yapılacak keşifte, davacının dayandığı tapu kaydı tek tek okunarak sınırlarının zemine uygulanması, yerel bilirkişilerce gösterilen sınırların fen bilirkişisine işaretlettirilmesi, tapu kayıtlarında bilinmeyen sınırların tespiti için davacı tarafa tanık dinletme imkanının tanınması, böylece tapu kaydının kapsamının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi, taşınmazın davacı Hazine'nin tutunduğu tapu kaydının kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde taşınmazın kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, davalılara ne zaman intikal ettiği, kanunları uyarınca kaçak ve yitik kişilerden Hazineye kalan taşınmazlardan olup olmadığının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak sorulması, tespite aykırı sonuca varıldığı takdirde tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenerek aykırılığın giderilmesine çalışılması; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "dava konusu taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kaldığı, davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığı, tapu kaydının kapsamında kalan taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı" gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, vekalet ücretine yönelik olarak davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
24.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.