Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4466 E. 2024/5280 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz üzerinde davacının zilyetlikle kazanma iddiasına dayalı tescil talebinin kabulü.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın orman sınırları içinde kalıp kalmadığı, üzerindeki ağaçların yaşı, taşınmazın kullanım durumu, zilyetlikle kazanma koşulları ve davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak gibi hususları yeterince araştırmadan ve bozma kararında belirtilen hususları tam olarak yerine getirmeden hüküm kurması nedeniyle, karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılar yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün Orman İdaresi vekili, Hazine vekili, ... vekili, ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili 2002 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği İstanbul ili ... ilçesi ... köyünde yer alan ve tapuda kayıtlı olmayan bir parça taşınmazda davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 173/1 inci maddesi uyarınca taşınmazın davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, ... ilçesi ...Köyü ... mevkiinde bulunan 11.10.2006 tarihli krokide (A) ile gösterilen 4190.05 m2'lik taşınmazın davacı ... adına tapuya tesciline, (B) ile gösterilen 3466.09 m2'lik kısmının orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman İdaresi tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 22.06.2009 tarihli ve 2009/7849 Esas, 2009/10466 Karar sayılı kararıyla; "Dava konusu taşınmazın yörede yapılan orman kadastrosuna göre konumunun belirlenmesi, yine eski tarihli belgelerde ne şekilde göründüğünün ve davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması, yörede orman kadastrosunun 4785 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden önce yapıldığı gözetilerek taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde 1938 yılında yapılan orman kadastro sınırları dışında kalmış olsa dahi bu yerin kişiler adına tescil edilemeyeceğinin düşünülmesi ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, ... ilçesi ... Köyü ... Mevkiinde yer alan ve kuzeyi davacıya ait 92 nolu parsel, güneyi dava konusu olup krokide (A) harfi ile gösterilen yer, doğusu yol, batısı daha önce ...'a ait olup başkasına satılan tarla ile çevrili ve 15.10.2012 tarihli rapora ekli ve krokide (B) harfi ile gösterilen 2.331,65 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tarla niteliği ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine; krokide (A) harfi ile gösterilen 5.704,40 m2 yüzölçümündeki taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalılar Hazine ve Orman İdaresi ile Rumelihisarı Köy Tüzel Kişiliğini temsilen ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.03.2022 tarihli ve 2021/13995 Esas, 2022/1711 Karar sayılı ilamıyla; "Mahkemece, dava konusu taşınmazın rapor ekindeki krokide ( B ) harfi ile gösterilen 2.331,65 m2' lik bölümünün orman tahdit sınırları dışında kaldığı eskiden beri orman niteliğinde bulunmadığı ve tarımsal amaçlı kullanıldığı zilliyetlikle mülk edinmeye elverişli olduğu, davacı ve önceki zilliyetin aralıksız, davasız malik sıfatı ile zilliyetliklerinin dava tarihine kadar 20 yıldan çok fazla olduğu, krokide ( A) harfi ile gösterilen 5704,40 m2' lik kısmın ise kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığı, zilliyetlikle mülk edinmeye elverişli olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.

Şöyle ki; bozma sonrası alınan 19.10.2011 tarihli orman - fen ... kurulu raporunda, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 1.471,54 m2 yüzölçümündeki bölümünün 3116 sayılı Orman Kanunu'na (3116 sayılı Kanun) göre yapılan orman tahdidinin dışında bulunduğu, (B) harfi ile gösterilen 6.118,80 m2' lik bölümünün ise orman tahdidi içinde kaldığı; hükme esas alınan 15.10.2012 tarihli orman - fen ... kurulu raporunda ise taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 2.331,65 m2 yüzölçümündeki bölümünün 3116 sayılı Kanun'a göre yapılan orman tahdidinin dışında bulunduğu, (A) harfi ile gösterilen 5.704,40 m2lik bölümün ise orman tahdidi içinde kaldığı; yine, 21.06.2012 tarihli ziraat ... raporunda, taşınmaz üzerinde yaşları 8 ila 35 arasında değişen 350 adet meyve ağacının bulunduğu belirtilmesine rağmen, dosya içerisinde bulunan ve hükme esas alınan raporu tanzim eden heyetçe düzenlenen 15.06.2021 tarihli orman - fen ... kurulu raporunda taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 6.108,70 m2 yüzölçümündeki bölümünün 1982 tarihli hava fotoğrafında 20 - 30 yaşlı çalı ve ağaççıklarla kaplı olduğu, (B) harfi ile gösterilen 1.927,35 m2 yüzölçümündeki bölümünün ise açıklık ve yol olduğu ve tarımsal faaliyete konu olmadığı ifade edilmiş olup, bu haliyle raporlar arasında taşınmazın hangi bölümünün orman sınırları içinde kaldığı ve taşınmaz üzerinde yer alan ağaçların yaşı ve taşınmazın kullanım durumuna ilişkin olarak çelişki yaratıldığı halde, İlk Derece Mahkemesince, söz konusu çelişkiler giderilmeksizin karar verilmesi cihetine gidilmiştir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince öncelikle, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri gözetilerek davacıya davasını ... ile ...'na da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin bu suretle sağlanması halinde, adı geçen Belediye Başkanlıklarından savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdikleri takdirde delilleri toplanmalı; bundan sonra çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1938 yılında yapıldığı anlaşılan orman tahdidine, 1979 yılın da yapıldığı anlaşılan aplikasyon işlemine, 1989 yılında yapıldığı anlaşılan orman kadastrosu ve aplikasyon işlemine ve 2013 yılında 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un (6292 Sayılı Kanun) 11/10 uncu maddesi uyarınca yapıldığı anlaşılan düzeltme çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ayrı ayrı ve eksiksiz şekilde dosyaya getirtilmeli, yine yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel ... kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişiis, üç ziraat mühendisi bilirkişisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, her bir çalışmaya ait değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenerek, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilmeli ve çekilmeli taşınmazın her bir çalışmaya göre konumu, yapılan aplikasyon ve düzeltme işlemlerinin orman kadastrosuna aykırı olamaycağı da gözetilerek duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli; getirtilen eski tarihli belgeler belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanun'lar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (... veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi, klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 17/2 nci maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı; ayrıca, keşifte dinlenecek yerel ... ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar- ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanarak, dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve bu yolla yerel ... ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi ... kurulundan, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel ... ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu ... raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği ilgili tapu müdürlüğü ve kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu (5403 sayılı Kanun) ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, az yukarıda bahsedilen ... raporları arasındaki çelişkinin kesin olarak giderilmesi" gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde taşınmazın tamamında davacı yararına zilyetlikle kazaznma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne; İstanbul ili ... ilçesi ... Mahallesi, ... mevkisinde 92 no lu parsel bitişiğinde (batı yönünde) 8.036,05 m2 yüzölçümündeki yerin tarla niteliği ile 4721 sayılı Kanun'un 713/1 maddesi uyarınca ayrı parsel numarası verilerek davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Orman İdaresi vekili, Hazine vekili, ... Belediyesi Başkanlığı vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiş, yörede yapılan tüm orman kadastro çalışmaları incelenerek taşınmazın hukuki durumu ve orman kadastrosuna göre konumu saptanmamış, hükme esas alınan ... raporunda taşınmazın 1987 yılı hava fotoğraflarında kısmen çalılık olarak göründüğü belirtilmesine rağmen taşınmazda davacı yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı titizlikle irdelenmemiş, davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeden dava konusu taşınmazın tamamının davacı adına tesciline karar verilmiş, 6360 sayılı Kanun ile tüzel kişiliği sona eren ... Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuş ve böylece bozma ilamına aykırı ve eksik araştırma sonucu hatalı hüküm tesis edilmiştir.

O halde İlk Derece Mahkemesince öncelikle 6360 sayılı Kanun ile tüzel kişiliği kaldırılan ... Köyü Tüzel Kişiliğinin davada taraf sıfatı bulunmadığı gözetilmeli, bilahare çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1938 yılında yapıldığı anlaşılan orman tahdidine, 1979 yılın da yapıldığı anlaşılan aplikasyon işlemine, 1989 yılında yapıldığı anlaşılan orman kadastrosu ve aplikasyon işlemine ve 2013 yılında 6292 sayılı Kanun'un 11/10 uncu maddesi uyarınca yapıldığı anlaşılan düzeltme çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ayrı ayrı ve eksiksiz şekilde dosyaya getirtilmeli, yine yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilmeli, yine dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar planı yapılıp yapılmadığı, imar planı yapılmış olması halinde ne zaman yapıldığı ve kesinleşip kesinleşmediği ve dava konusu taşınmazın şimdiye kadar yapılan tüm imar planlarında ne şekilde tespit gördüğü araştırılarak, alınacak cevabi yazılar ile araştırılan hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritaların temin edilerek dosya içerisine alınmalı ve bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel ... kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ..., üç ziraat mühendisi bilirkişisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Keşifte, orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, her bir çalışmaya ait değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenerek, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilmeli ve çekilmeli taşınmazın her bir çalışmaya göre konumu, yapılan aplikasyon ve düzeltme işlemlerinin orman kadastrosuna aykırı olamaycağı da gözetilerek duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli; getirtilen eski tarihli belgeler belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanun'lar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (... veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi, klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 17/2 nci maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazın şimdiye kadar yapılan tüm imar planlarında durumu bilirkişilerce ayrı ayrı açıklanarak harita üzerinde göstertilmeli, tüm bu hususları içeren müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.

Ayrıca, keşifte dinlenecek yerel ... ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar- ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanarak, dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve bu yolla yerel ... ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi ... kurulundan, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel ... ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu ... raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği ilgili tapu müdürlüğü ve kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Kanun ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, az yukarıda bahsedilen ... raporları arasındaki çelişkiler kesin ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde giderilmeli ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.09.2008 tarihli ve 2007/347 Esas, 2008/258 Karar sayılı kararı ile (A) ile gösterilen 4190.05 m2'lik taşınmazın davacı ... adına tapuya tesciline, (B) ile gösterilen 3466.09 m2'lik kısmının orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline dair verilen kararın yalnızca davalılar Orman İdaresi vekili, Hazine vekili tarafından temyiz edildiği de gözetilerek, bu davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak da dikkate alınmak suretiyle hüküm kurulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz eden ... ile ... Belediye Başkanlığına ayrı ayrı iadelerine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.