"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun dava konusu 101 ada 519 ve 642 parsel sayılı taşınmazlar (davalı ...) yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalılar ..., ... ve davalı Hazinenin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sonucunda çekişmeli Kocaeli ili Kandıra ilçesi ... mahallesi 101 ada 418 parsel sayılı taşınmaz beyanlar hanesine, "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı ve 2004 yılından beri ... oğlu ... tarafından kullanımında olduğu, 152 ada 47 parsel sayılı taşınmaz beyanlar hanesine, "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı, 2004 yılından beri ... kızı ... tarafından kullanımında olduğu, 101 ada 519 ve 642 parsel sayılı taşınmazlar beyanlar hanesine, "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı, 2004 yılından beri İbrahim kızı ... kullanımında olduğu belirtilerek Hazine adına tescil edilmişlerdir.
Davacı vekili özetle; Kocaeli ili Kandıra ilçesi ... köyü 152 ada 47 parsel, 101 ada 418,519,642 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ... ...' den geldiğini, kadastro çalışmalarında dava konusu 152 ada 47 parselin ... adına, 101 ada 519 ve 642 parsel sayılı taşınmazın miras bırakanın oğlu Şaban'ın eşi ... adına, 101 ada 418 parsel sayılı taşınmazların ... adına yazıldığını ancak davacının da diğer mirasçılarla birlikte hak sahibi olduğunu, taşınmazların üzerindeki fındık ağaçlarının da miras bırakandan kaldığını ileri sürerek; 152 ada 47 parsel, 101 ada 418 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesinin iptaline ve çekişme konusu taşınmazlar üzerlerindeki fındık ağaçlarıyla birlikte miras hissesi oranında davacının da zilyetliğinde olduğunun tapu kaydının beyanlar hanesine tesciline, yine çekişme konusu 101 ada 519 ve 642 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesinin iptali ile dava konusu bu iki taşınmazla birlikte üzerlerindeki fındık ağaçlarının zilyetliğinin kök mirasbırakan ... ...'in terekesine döndürülmesine, mirasçılarının zilyetliğinde olduğunun tapu kaydının beyanlar hanesine tesciline, bu iki parsel bakımından terekeye temsilci tayin edilmesine aksi halde anılan iki parselin üzerindeki fındık ağaçlarıyla birlikte miras hissesi oranında davacının da zilyetliğinde olduğunun tapu kaydının beyanlar hanesine tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; çekişme konusu taşınmazların mirasbırakanı ... ... kullanımında, miras bırakanın terekesinin usulüne uygun olarak paylaşılmadığı, taşınmazların davalıların kullandığına yönelik şerhlerinin hatalı olduğu, zilyetliğin tereke adına sürdürüldüğü davacının taşınmazlarda miras hakkı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, çekişme konusu 101 ada 519 ve 101 ada 642 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin kaldırılarak, yerine taşınmaz ile üzerindeki fındık ağaçları ... ... mirasçılarının kullanımında olduğu, dava konusu 101 ada 418 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin kaldırılarak, yerine taşınmaz ile üzerindeki fındık ağaçları, 16 pay kabul edilerek 3 payının davacı ..., 13 payının davalı ...'in kullanımında olduğu, yine dava konusu 152 ada 47 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin kaldırılarak; yerine taşınmaz ile üzerindeki fındık ağaçları, 16 pay kabul edilerek 3 payının davacı ..., davalı ...'in kullanımında olduğuna ilişkim şerh yazılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve davalı ..., ..., ... tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince; davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek-4 üncü maddesi uyarınca kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu, davalılardan ... yönünden yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mirasçı tarafından açılan davada dava dışı mirasçıların bulunduğu, talebin terekeye iadeye yönelik olduğu, yargılama sırasında ...'ın tereke temsilcisi olarak atandığı, temsilciye 18.11.2019 tarihli celseye katılması için tebliğ yapıldığı ancak tereke temsilcisinin oturumlara katılmadığı, terekeye mümessil tayininden sonra tereke ortağının veya ortaklarının davayı takip yetkilerinin ortadan kalkacağı, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortaklarından bir veya birkaçının davayı takip etmiş olmalarının neticeye etkili olmadığı dolayısıyla davalı ... aleyhine açılan dosyanın işlemden kaldırılması ile birlikte tereke temsilcisi tarafından takipsiz bırakılan süre de dikkate alınarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, Mahkemece yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün kaldırılmak suretiyle yeniden hüküm kurularak dava konusu 101 ada 519 ve 642 parsel sayılı taşınmazlar ( davalı ... ) yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalılar ..., ... ve davalı Hazinesi vekili yönünden ise; yapılan istinaf incelemesi yönünden; mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri, tanık beyanları ile birlikte dosya içerisinde yer alan mahkeme ilamlarından da dava konusu taşınmazların ortak mirasbırakan ... ...'in zilyetliğinde olduğu, terekesinin taksim edilmediği, davalılara yapılan bağış, satış işlemi olmadığı, kullanımın tüm mirasçılar adına olduğu, davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davalılar ..., ... ve davalı Hazinenin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ile tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere ve hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dosya kapsamına göre eldeki davada davalı ...'in yargılama aşamasında vekille temsil edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında davada kendisini vekille temsil ettirmeyen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup bozma nedeni ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının (C) kısmının"Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" şeklindeki (6) nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
S O N U Ç : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; sair temyiz itirazlarının REDDİNE;
Temyiz itirazlarının, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (C) kısmının "Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" şeklindeki 6 nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, bu suretle Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 6100 sayılı Kanun'un 370/2 nci maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.