Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4506 E. 2024/6091 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, zilyet oldukları taşınmazların Hazine adına tespitlerinin iptali ve kendileri adına tescilinin talep edildiği davada, hak düşürücü sürenin dolup dolmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların orman kadastrosuna ve 2/B çalışmasına itiraz niteliğinde olması, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B uygulaması çalışmalarının kesinleşme tarihinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1427 E., 2024/284 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/32 E., 2022/208 K.

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili ... ilçesi ... köyü ... Mahallesi, 204 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 nolu parsel sayılı taşınmazları masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya ederek tarıma elverişli hale getirdiklerini, kadastro çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü 100 dönüme kadar olan bu yerleri çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri mali sıfatıyla zilyetliği altında bulundurduklarını belirterek Hazine adına yapılan tespitlerinin iptali ile davacılar adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın orman kadastrosuna ve 2/B çalışmasına itiraz niteliğinde olduğu, dava konusu taşınmazların 6831 sayılı Orman Kanun'un (6831 sayılı Kanun) 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması çalışmalarının 21.10.1990 tarihinde kesinleştiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12/3 üncü maddesindeki yasal 10 yıllık sürede bu davanın açılmadığı ve olumsuz dava şartı niteliğinde olan hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmün davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davacıların tapu kaydına dayandığı, bu tapu kaydının hukuki niteliğini yitirdiği, dava konusu taşınmazların 1990 yılında orman sınırı içine alındığı ve 3302 sayılı 31.8.1956 tarihli ve 6831 Sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (3302 sayılı Kanun) Kanun uyarınca orman sınırı dışına çıkarıldığı, orman sınırları içerisine alınma tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, taşınmazların Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, dayanılan tapu kaydının hukuki niteliğini yitirmesi sebebi ile 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un (6292 sayılı Kanun) iadeye ilişkin hükümlerinin de uygulanamayacağı belirtilerek İlk Derece Mahkemesince sonucu itibariyle yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.