"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1865 E., 2023/1403 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2020/13 E., 2022/9 K.
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, ...ilçesi Aşağı...Köyü çalışma alanında ve tapuda davacı Hazine adına kayıtlı bulunan eski 123 ada 66 parsel sayılı 889,99 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla 793,56 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 123 ada 65 parsel sayılı 1.300,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, aynı ada ve parsel numarasıyla 1.366,04 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında Hazineye ait ...ilçesi Aşağı...Köyü 123 ada 66 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve bu eksikliğin davalıya ait 123 ada 65 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek, eski hale getirilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; " .. gerek tesis kadastro sınırının, gerekse 3402 sayılı Kanun' un 22/a maddesi uyarınca uygulama kadastro komisyonunca oluşturulan davaya konu 123 ada 65 ve 66 parsel sayılı taşınmazları birbirinden ayıran müşterek sınırın, 2000 yılında yapılan ve değişmediği anlaşılan, teknik evrakına göre belirlenmesi gereken geçerli sınır niteliğinde olduğu, 3402 sayılı Kanun' un 22/a maddesi uygulaması esnasında sabit sınır tipine göre yapılan sınırlandırmanın 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi ile ilgili yönetmelik ve genelge hükümlerine uygun olmadığı, bu nedenle 3402 sayılı Kanun' un 22/a maddesi uygulaması esnasında sabit sınır olarak değerlendirilen bu sınırın hatalı ölçüldüğü ve ölçü hatası yapıldığının tespit edildiği " gerekçesiyle, davanın kabulüne ve dava konusu 123 ada 65 ve 66 parsel sayılı taşınmazların uygulama komisyon tespitlerinin iptaline, harita mühendisi ... ... ve fen bilirkişisi Zabit ... tarafından tanzim edilen ve dava dosyası içinde bulunan 03.08.2022 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide A (34,98 m2) ve B (40,34 m2) harfleri ile gösterilen kısımların 123 ada 65 sayılı parsel yönünden uygulama kadastro komisyonunca belirlenen 1366.04 m2'den (A+B)=75.32 m2 çıkarılıp, 123 ada 66 sayılı parsel içinde yer alan ve fen bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen 0.48 m2 lik alanın 123 ada 65 sayılı parsele eklenmesiyle davalı yana ait 123 ada 65 sayılı parselin toplamda 1291.20 m2 yüzölçümü ile 123 ada 66 sayılı parselinde 22/a kadastro komisyonunca tespit edilen 793.56 m2 lik yüzölçümünden, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 0.48 m2 lik alanın çıkarılıp, (A+B)=75.32 m2 lik alanın eklenmesiyle davacı Hazine'ye ait 123 ada 66 sayılı parselinde toplamda 868.40 m2 yüzölçümü ile tapuya tescillerine karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,85 TL'nin temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.