Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4652 E. 2025/1476 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacının vergi kaydı ve zilyetlik iddiasına dayanarak Hazine adına tespit edilen taşınmazın kendi adına tescilini talep etmesi üzerine uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ibraz ettiği vergi kaydının kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi, meraların zilyetlikle kazanılamayacağı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. ve 21. maddeleri uyarınca kayıt miktarına ve vergi kaydının kapsadığı alanlara itibar edilmesi gerektiği hususları gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin davayı kısmen kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 1985/41 E., 2002/3 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Erzurum ili Tekman ilçesi ... köyü çalışma alanında 1982 yılında yapılan kadastro çalışma sırasında, 324 parsel sayılı 17.400 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kayıt miktar fazlası olarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; vergi kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, Hazine adına yapılan kadastro tespitinin iptali ile Erzurum ili Tekman ilçesi ... köyü 324 parsel sayılı taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; "... dinlenen mahalli bilirkişi, tutanak bilirkişisi ve zilyetlik bilirkişisi beyanlarına ve fen bilirkişisince hazırlanan rapora göre davacının dayanak yaptığı 1937 tarihli ve 144 nolu vergi kaydının davacı ve müşterekleri adına tespit görüp kesinleşen 322 ve 323 nolu parseller ile bilirkişi krokisinde A harfi ile gösterilen 324 nolu parseli kısmen kapsadığının ve söz konusu vergi kaydının kadastro çalışmaları sırasında 322 ve 323 nolu parsellere uygulandığının anlaşıldığı, 1937 tarihli ve 144 nolu vergi kaydının güney hududunda mera okuduğu, 322 ve 323 nolu parsellerin güney hududunun 246 nolu mera parseli olduğu, yine dava konusu parselin doğu hududunda kısmen mera parseli olan 246 nolu parselin bulunduğu, komşu 326 nolu parselinde mera olarak tespit edildiği, esasen 324 nolu parselin 322 ve 323 nolu parsellere uygulanan 1937 tarihli ve 144 nolu vergi kaydının miktar fazlası olarak Hazine adına kayıt edildiği dikkate alınarak söz konusu vergi kaydının miktarı 322 ve 323 nolu parsellerle birlikte düşünüldüğünde, dava konusu parsellerden bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taralı 3300 m2 kısmını kapsadığı, vergi kaydının güney hududunun mera okuduğu, zemindede mera olarak tespit gören 246 nolu parselin bulunduğu, hududun gayri sabit olduğu, genişletilmeye elverişli olduğu, meranın zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı, zeminde güney, kısmen doğu kısmen de güneybatı hudutlarınından mera parsellerinin bulunduğu, herhalükarda güney hududunun tereddüte yer bıramayacak şekilde mera olduğu ve gayri sabit hudutlu olduğu, mahalli bilirkişi, tanık beyanları, fen ve ziraatçi bilirkişi raporlarından anlaşıldığından 3402 sayılı Kanun'un 20 inci maddesi uyarınca kayıt miktarına itibar edilmesi gerektiği, 322, 323 ve dava konusu 324 nolu parseller bir bütün olarak düşünüldüğünde dayanak vergi kaydının davacılar ve müşterekleri adına tespit gören 322,323 ve kısmende 324 nolu parselin A harfi ile gösterilen kısmını kapsadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 21 inci maddesi hükümleride dikkate alınarak davacıların talebinin kayıt miktarı kadarı olan bilirkişi raporundan (A) harfi ile gösterilen kısmının kabulüne karar verilmesi gerektiği kanatine varılmış olduğu, yine mahalli bilirkişi beyanlarına göre 1937 tarih 144 nolu vergi kaydında ismi geçen malikin varislerinin zilyet ve tasarruf ettikleri anlaşıldığından 3402 sayılı Kanun gereği kök murisinnin varisleride davaya dahil edilerek hisseleri oranında dava konusu parselin (A) harfi ile gösterilen 3300 m2'lik kısmının adlarına tespit ve tesciline karar verilmesi gerektiği ..." gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine, Erzurum ili Tekman ilçesi ... köyü ... mevkiinde kain 324 nolu parselin tesbitinin iptali ile bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3300 m2'lik kısmın ifraz edilerek aynı köyün son parsel numarası verilerek vergi kaydı kök murisi ... mirasçıları adına 56 pay kabul edilerek, 7'şer pay ..., ... , ... , ..., ..., ..., ..., 1'er pay ..., ..., ..., ..., ... ve ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline, 324 nolu parselin (A) harfi ile gösterilen 3300 m2 kısmın ifrazı ile geriye kalan 14.100 m2'lik kısmın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.