"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/158 E., 2019/482 K.
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı ... İdaresi vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 02.03.2010 havale tarihli dava dilekçesiyle; Artvin ili, ... ilçesi, ... Köyünde bulunan sınırlarını bildirdiği tahmini üç dönüm miktarlı taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü Maddesi hükmüne göre adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevaplarında; davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı yararına fen bilirkişilerinin birlikte hazırladıkları ekli krokide (A) ve (B) harfleriyle gösterilen Artvin ili, ... ilçesi, ... Köyü 4931,79 m2'lik alana ilişkin davanın kabulüne, taşınmazın ... ilçesi, ... köyünde verilen son ada ve parsel numarasından sonra gelmek üzere yeni ada ve parsel numarası verilerek davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı ... İdaresi vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 09.04.2013 tarihli ve 2013/167 Esas, 2013/4026 Karar sayılı ilâmıyla; "Yöntemince orman araştırması ile birlikte 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17.maddesi şartlarının oluşup oluşmadığının usulünce belirlenmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda; "Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere, mevcut bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli olmadığı, davanın mahiyeti itibariyle keşif, bilirkişi incelemesi ve ilan yapılmadan çözümünün mümkün bulunmadığı, davacının gerekli masrafı yatırmadığı, HMK'nin 324. maddesine göre masraf yatırmayan tarafın, ileri sürdüğü delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı, bu nedenle davacının delil bildirmekten vazgeçmiş sayılması gerektiği, dava dilekçesinde ileri sürülen iddialarla ilgili delil bildirmeyen davacının iddiasını ispat edemediği" gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20.Hukuk Dairesinin 09.02.2017 tarihli ve 2015/11285 Esas, 2017/1048 Karar sayılı ilâmıyla; "Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara karar oluşturmasının zorunlu olduğu, bu kararda; keşif giderlerinin, keşif giderini yatıracak tarafın ve bunun için gerekli önel ve/veya kesin önelin, avukatla kendini temsil ettirmeyen taraf keşif istemişse, kesin önel içerisinde giderleri yatırmamanın sonuçlarının açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi, bunun doğal sonucu olarak; hakim, katip ve götürülecekse mübaşir için yol tazminatının (3717 sayılı Kanun m.2); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; mahkeme, yapacağı işe, süresine ve gideceği yere göre gerekli gördüğü aracı kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek para miktarının; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesinin yanında, yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Kanunu ile Tebligat Yönetmeliğinin gözönünde tutulmasının zorunlu olduğu, anılan hususları kapsamayan ve belirlenecek bir miktarın keşif gününe kadar yatırılması biçiminde kurulacak ara karar ve buna dayalı olarak verilecek önel ve kesin önelin uygulamada HYUY'nın 414 ve 163. maddeleri açısından bir sonuç doğurması olanağının bulunmadığı, bu şekilde açıklanan, yasa ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararlar sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderlerinin yasal sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasının bozma nedeni olduğu" belirtilerek bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda; "Dava konusu taşınmazın dava tarihinde tapuya kayıtlı olmadığı, memleket haritasındaki yerine göre açıklık alanlarda kalarak , 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince orman sayılmayan yerden olduğu ve davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının da oluştuğu" gerekçesiyle, davanın kabulüne, Artvin ili, ... ilçesi, ... köyü 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 28.09.2018 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3.001,28 m2'lik ve (B) harfi ile gösterilen 1.930,51 m2'lik kısmına ilişkin tapu kaydının iptali ile, davacı adına bulunduğu adada son parsel numarası verilerek meyve bahçesi olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... İdaresi vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamış, 1965 yılında ise genel arazi kadastrosu yapılmıştır.
Dairemizin 22.05.2023 tarihli ve 2021/12042 Esas, 2023/2994 Karar sayılı geri çevirme ilâmıyla; dava konusu taşınmazlar hakkında orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı ve hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediğinin sorulması istenmiş olup, dosya içerisine gelen ... Orman İdaresi ile ... Tapu Müdürlüğü yazılarından; çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... köyünde dava tarihinden sonra 3402 Sayılı Kadastro Kanunu (3402 Sayılı Kanun) Ek 5 inci maddesi uyarınca orman kadastro çalışması yapıldığı ve çekişmeli taşınmazların bulunduğu alanı kapsayacak şekilde 12.10.2015 tarihinde, 175 ada 1 parsel numarasıyla kadastro tutanağı düzenlendiği anlaşılmaktadır.
3402 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesinde, Kadastro Mahkemesinin görevinin, her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği gün başlayacağı açıklanmış, anılan Kanun'un 27 nci maddesinde ise, Yerel Hukuk Mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu Mahkemelerin görevinin sona ereceği belirtilmiştir.
Hâl böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, hakkında kadastro tutanağı düzenlenen taşınmaz yönünden görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi olduğu göz önüne alınıp, 3402 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilerek dosyanın Kadastro Mahkemesine devredilmesi gerektiğinden, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması cihetine gidilmiş ve bozma nedenine göre de sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davalı ... İdaresi vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.