Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4665 E. 2025/2522 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine göre yapılan düzeltme işleminin iptali istenmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Tesis kadastrosu krokisine esas takeometrik hesaplamaların doğru olduğu, ancak çizim aşamasında yanlış noktaların birleştirildiği ve bu hatanın 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesinin uygulanması ile düzeltildiğinin tespit edilmesi gözetilerek mahkemenin davayı red kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/463 E., 2024/125 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 41 inci maddesine göre yapılan düzeltme işleminin iptali istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "... çekişmeli taşınmaza ait tesis kadastro paftası ve ölçü krokisi, varsa tesis kadastrosu haritasında değişiklik yapan ifraz haritaları, uygulama kadastrosuna ait pafta, ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri, varsa mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, çekişmeli taşınmaza ait tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosyanın ikmal edilmesi, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile 3 kişiden oluşacak harita ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulunun katılımı ile keşif yapılması; keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, ilk tesis kadastrosu sırasında dinlenilecek zeminde sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerlerinin teknik bilirkişiye işaretlettirilmesi, fotoğraflarının çekilmesi, teknik bilirkişilerden Kadastro Müdürlüğünün yaptığı düzeltme incelemesine esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak tesis kadastrosu sırasında tersimat veya başkaca teknik bir hata yapılıp yapılmadığının tespitinin istenilmesi, bu kapsamda, teknik bilirkişi kuruluna, tesis kadastrosu ile belirlenen sınır ve 3402 sayılı Kanun' un 41. madde uygulaması ile belirlenen sınır yerlerinin tamamını ve dava konusu edilen kısmı gösterecek şekilde harita düzenlettirilmesi, çekişmeli taşınmazlar arasındaki pafta sınır değişikliklerinin veya haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı hususunun bilimsel metodlara uygun şekilde açıklattırılması, bu surette uyuşmazlığın teknik hatadan mı kaynaklı olduğunun, yoksa mülkiyete yönelik mi olduğunun kesin olarak tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi ..." gereğine değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; "... tesis kadastrosu krokisine esas takeometrik hesaplamaların doğru olduğunın, ancak çizim aşamasında yanlış noktaların birleştirildiğinin ve bu hatanın 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinin uygulanması ile düzeltildiğinin anlaşıldığı ..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, bozma ilamında ve İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.