Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4845 E. 2024/6079 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine karşı açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin, kadastronun kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başladığı ve davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/452 E., 2024/812 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gürgentepe Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/48 E., 2023/62 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ordu ili ... ilçesi ... Mahallesi 211 ada 1 parsel numaralı taşınmazın üzerinde davacıya ait kısımların olmasına rağmen tamamıyla orman parseli olarak yazıldığını, söz konusu taşınmaz üzerinde davacının büyük dedesi ... ... ...'den beridir tapulu yerler bulunduğunu, kadastro sırasında söz konusu tapuların mevcut olmasına rağmen kadastro tarafından "senetsiz" olarak orman sınırları içerisinde bırakıldığını, kadastro çalışması sırasında yapılan bu hata yüzünden davacınan mağdur olduğunu, söz konusu taşınmazın üzerinde davacının ve ailesinin ezelden beri kullandığını, eski tapu kayıtları bulunan kısımların tespit edilerek tapularının iptali ile davacı adına tescil edilmesini talep etmiştir.

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın Ordu ili ... ilçesi ... Mahallesi 211 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapularin iptal edilerek adına tescil edilmesini talep ettiğini, öncelikle davaya karşı husumet, zamanaşımı, hak düşürücü süre yönlerinden itiraz ettiklerini, davacının iddialarını kabul etmediklerini ve davanın reddi gerektiğini, kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak açılan işbu davanın reddi gerektiğini, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetlik iddialarının gerçekliği yansıtmayıp, mülkiyetin zilyetlikle ve zamanaşımı yolu ile kazanılmasının da mümkün olmadığını, açıkladıkları ve resen araştırılacak nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "dava konusu taşınmazın Maliye Hazinesi adına yapılan tesis kadastrosunun 04.12.2008 de kesinleştiği, davanın açılma tarihinin ise 06.06.2023 olduğu görülmekle 3402 sayılı Kadastro Kanunu m.12/3 gereğince kadastro tutanağında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı, tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açılamayacağından ve iş bu davanın 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı anlaşıldığından (usul ekonomisi ilkesi gereğince keşif yapılmadan) davanın hak düşürücü süre nedeniyle" reddine karar verilmiş; hükmün, davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL davacı tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.