"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2012/111 E., 2023/19 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar ... ve müşterekleri vekili, davacı ... ve müşterekleri vekili, müdahil Gayrimenkul Değerler AŞ vekili duruşmalı olarak, davacı ... vekili, davacı ... mirasçıları vekili, davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından ise duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.02.2025 Salı gününde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Duruşma için tayin edilen günde Hazine vekili Avukat ... ... , Gayrimenkul Değerler Tic. AŞ vekili Avukat ... , ... ve müşterekleri vekili geldiler. Karşı taraftan gelen olmadı. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 25.02.2025 tarihinde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Muğla ili Marmaris ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan asıl davanın konusu olan 232 ada 4 parsel sayılı 890,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, ifraz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... oğlu ... adına tespit edilmiş, birleşen davanın konusu olan 232 ada 1 parsel sayılı 3847,47 metrekare yüzölçümlü, 232 ada 61 parsel sayılı yüzölçümü belirlenmeyen taşınmazlar ise; dava dışı 2 ilâ 13 ve 62 ilâ 65 sayılı parsellerin bir bütün olarak ... Oğlu ... Kocayiğit'in zilyetliğindeyse de 1990 yılında ...'a sattığı ve halen onun zilyetliğinde olduğu, 1 parselden ayrılan 61 sayılı parselin karayolu kamulaştırma sahası içinde kaldığı, bu iki parselin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/80 Esasında dava konusu olduğundan söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmişlerdir.
Asıl davanın davacısı ... vekili, tapu kaydına dayanarak dava açmış, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 08.02.2010 tarihli ilamıyla davanın reddine ve 232 ada 4 parselin davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.06.2012 tarihli ilamıyla özetle; " davacı ...'in dayandığı tapu kaydının yapılacak keşif ile yöntemince uygulanması, teknik bilirkişilere tapu kayıtlarının miktarlarıyla geçerli olduğu nazara alınarak sabit hudutlardan başlamak üzere her tapu kaydının miktarı kadar araziyi gösterir keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmesi, tapu kayıtların sabit hudutlardan başlamak üzere miktarı kadar yer ayırırken davacılar adına tesbit edilip kesinleşen taşınmazlarla kamulaştırılan arazi bölümleri dikkate alınması, dayanılan tapu kayıtlarının miktar itibariyle davaya konu parseli kapsayıp kapsamadığı kesin olarak belirlendikten sonra karar verilmesi " gereğine değinilerek araştırma ve incelemeye dayalı olarak bozulmuştur.
Birleşen 2016/39 Esas sayılı dosyasında; davacı ... tarafından, ... Köyü Tüzel Kişiliği, Hazine, ... ve Orman İdaresi aleyhine ... köyünde bulunan ve dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmazın Medenî Kanunun 639 uncu maddesi (Yeni Medenî Kanunun 713. maddesi) gereğince adına tescili istemiyle açılan dava ile, ... ve arkadaşları tarafından davalı ... İdaresi, Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği ile ... taraf gösterilerek, tescil davasına konu taşınmazın Temmuz 1969 tarih ve 63, 64 ve Şubat 1962 tarih ve 4 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığından, tapu maliki mirasçıları adına tescili istemiyle açtıkları davalar birleştirildikten sonra taşınmazlar hakkında kadastro tesbit tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı sonucunda davalar Kadastro Mahkemesine aktarılmış, Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; 17.03.2011 tarihli ve 2009/379 Esas, 2011/177 Karar sayılı 232 ada 61 sayılı parsel yönünden davanın tamamen kabulüne, 232 ada 1 sayılı parsel yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davacıların davasının reddine, 232 ada 61 sayılı parselin tespit gibi davacı ... adına tapuya tesciline, 232 ada 1 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 2068,52 metrekare yüzölçümüyle ... adına, 232 ada 1 sayılı parselin krokisinde (B) harfi ile gösterilen 826,57 metrekare bölümünün yeni bir parsel numarası ile yine ... adına 232 ada 1 sayılı parselin krokisinde (C) harfi ile gösterilen 293,88 metrekare bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, (D) harfi ile gösterilen 658,11 metrekare bölümünün dere yatağı olarak bırakılmasına, çekişmeli taşınmazın tesbit tutanağı düzenlenmeyen bölümlerine ilişkin dava yönünden görevsizliğe, bu bölümün haritasında dere yatağı olarak gösterilerek tapulama dışı bırakılmasına dair kararın davalılar Hazine ve Orman İdaresi ile davacı ... ve arkadaşları vekili Avukat ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 13.11.2012 tarihli ve 2011/9893 Esas, 12635 Karar sayılı kararı sair hususların incelenmediği belirtilerek taraf teşkilinin sağlanmaksızın işin esası hakkında karar verilmeyeceği gereğine değinilerek usulden bozulmuştur. İlk Derece Mahkemesince, bozma kararına uyulduktan ve taraf teşkili sağlandıktan sonra, 28.01.2015 tarihli ve 2013/64 Esas, 2015/16 Karar sayılı kararı ile; davacı ... ve arkadaşlarının davasının reddine, davacı ...'un davasının davaya konu 61 parsel yönünden kabulü, 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden kısmen kabul kısmen reddi ile, 232 ada 61 parsel sayılı taşınmazın aynı ada ve parsel numarası ve kadastro tespit tutanağındaki vasıf ile davacı ... adına, 232 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2068,52 metrekare bölümün aynı ada ve parsel numarası ve kadastro tespit tutanağındaki vasıf ile, (B) harfi ile gösterilen 826,57 metrekarelik bölümün aynı adada başka parsel numarası verilerek kadastro tespit tutanağındaki vasıf ile yine davacı ... adına, (C) harfi ile gösterilen 293,88 m²'lik bölümün aynı adada başka parsel numarası verilerek orman vasfı ile Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, (D) harfi ile gösterilen 658,11 metrekarelik bölümün zeminde dere yatağı olarak tescil harici bırakılmasına, (E) harfi ile gösterilen 267,37 metrekarelik bölüm ile (F) harfi ile gösterilen 277,92 metrekarelik bölüm yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hükmün davacılar ... mirasçıları ve arkadaşları vekili, Orman İdaresi vekili ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 26.05.2015 tarihli ve 2015/5460 Esas, 4664 Karar sayılı ilamıyla; özetle "davacıların dayandığı tapu kayıtlarının keşif yapılmak suretiyle yöntemine göre uygulanması dava konusu taşınmazın davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı ve orman tahdidi dışında kaldığı belirlendiği ya da tapu kaydı kapsamında kalmakla birlikte tapu kaydının, davalı yararına hukukî kıymetini kaybettiği kabul edildiği takdirde ise, kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşması nedeniyle şimdi olduğu gibi çekişmeli 232 ada 61 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 231 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin davacı ... adına, (C) harfi ile gösterilen bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gereğine değinilerek davalılar Orman İdaresi vekili ve Hazine vekilinin 232 ada 61 parsel ile 232 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının reddine, davacılar ... mirasçıları ve arkadaşları vekilinin 232 ada 61 ve 232 ada 1 sayılı parselin (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu parsellere ilişkin hükmün araştırma ve incelemeye dayalı olarak bozulmasına'' karar verilmiştir
Bozma üzerine 232 ada 4 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki dava dosyası Mahkemenin 2016/39 Esasına kaydolunmuş, Gayrimenkul Değerler AŞ, tapu kaydına dayanarak bu dosyaya müdahale talebinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince dava dosyalarının birleştirilerek ve bozma ilamlarına uyularak yapılan yargılama sonunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; özetle; "dava konusu taşınmazlara benzer konumda, aynı köydeki taşınmazlara ilişkin Mahkemece davalılar/ zilyetler lehine verilen tespit ve tescil kararlarının Yargıtayca onandığı, ancak davacı ... ve arkadaşlarının davalarının kabulüne dair verilen kök tapu kapsamının uygulanmasının yapıldığı 2014/26 Esas sayılı kılavuz dosya başta olmak verilen tüm kararların bozulduğu, tespit tarihi itibari ile 3402 sayılı Kanun'un 14. Ve 17. maddelerindeki şartların oluşmadığı durumlarda ise resen araştırma ilkesi varsa niteliğine göre Hazine veya Orman İdaresi lehine tescil kararı verilmesi gerektiğinin vurgulandığı, davacıların dayandığı kök tapu kapsam tayinine ilişkin yaptığı uygulamanın en son Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 2021/11106, 5537, 5538, 5540 ve diğer esas sayılı ilamları, 8.Hukuk Dairesinin 2021/11885 E. 2022/4969 K. sayılı kararı ile Marmaris Kadastro Mahkemesinin 2015/24 E. 2023/18 K. sayılı kararlarında ayrıntıları açıklandığı üzere bu tapu kayıtlarına kapsam tayininin hukuken ve bilimsel olarak mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, ... Köyü çalışma alanında tespiti yapılan ve dava konusu edilen taşınmazın miktarıyla geçerli tapu kayıtlarının kapsamında kaldığını ispatlayamadıkları gerekçesiyle ... ve arkadaşlarının dayanmış olduğu tapu kayıtlarından pay alarak eldeki davayı açan ...'in davasının reddi gerektiği, diğer yandan 232 ada 4 parsel de bulunan taşınmazın kadastro çalışması sırasında tarla vasfı ile davalı adına tespit gördüğü, ancak taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olmadığı, taşınmazda yakın zamanda tarım yapıldığına dair emare bulunmadığı, sadece sahiplenmek maksadı ile sürdürülen zilyetliğinde taşınmazın ekonomik amacına uygun olmadığı, teknik bilirkişi raporları ile çelişen mahalli bilirkişi beyanları ve tanık ifadelerine itibar etmenin mümkün olmadığı davalı yararına 3402 sy yasanın 14 maddesinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz mülkiyeti edinme koşullarının gerçekleşmediği, Hazine ve Orman İdaresinin davaya müdahil olarak hak talebinde bulunmadıkları, davada resen araştırma ilkesinin bulunmadığından tespit gibi davalı adına tescil kararı verilmesi,
Birleşen dava yönünden davacı ... ve arkadaşlarının tutundukları ... ve ... (Ergöz/Öküz/ Löngöz) mevkili tapu kayıtlarına (yukarıda anlatıldığı üzere) kapsam tayinin hukuken mümkün bulunmadığı ... Köyü çalışma alanında tespiti yapılan ve dava konusu edilen taşınmazın miktarıyla geçerli tapu kayıtlarının kapsamında kaldığını ispatlayamadıkları gerekçesiyle ... ve arkadaşlarının dayanmış olduğu tapu kayıtlarına istinaden açtıkları davalarının reddi gerektiği, 20.09.2003 tarihli keşifte alınan beyanlara göre; dava konu taşınmazın kadimden beri ekilip sürüldüğü, ... ve ... 'e ait olup onlara da babalarından kaldıkları, en son davacı ...'a dava konusu taşınmazı fiili olarak zilyetliğini devrettikleri, en az 70-80 yıldır sahipli olup ekilip biçildiği (keşif tarihine göre), 1990 yılından beri davacı ...'ın zilyetliğinde bulunduğu, 27.10.2003 havale tarihli orman raporuna göre büyük bir kısmının orman niteliğinde olmadığı, bir kısmının eylemli orman, bir kısmının da dere yatağı içinde kaldığı, ziraat raporuna göre bir kısmının tarım arazisi niteliğinde olduğu, 25.12.2010 tarihli keşifteki beyanlara göre; evveliyatında ... a ait olup onun tarafından tarım yapılarak kullanıldığı, babasından bu yerin kaldığı, ... 'e ondan ...'a en son da eklemeli zilyetlik yolu ile ...'a geçtiği, iki parça yeri birleştirerek ...'ın kullandığı, Bir kısmını da ... ten aldığı, ziraat raporuna göre kadim ziraat arazisi niteliğinde olduğu, orman raporunda orman niteliğinde olmadığı, parselin kuzeyinde kapalılık arzeden bölümlerin olduğu, 232 ada 1 parselin B ile gösterilen kısmının orman olduğu, 232 ada 61 parselin ise orman olmadığı, 232 ada 1 parselin kalan kısımlarının da orman olmadığı, orman toprak muhafaza karakteri göstermediği, jeolog raporuna göre bir kısmının dere yatağı olduğu, fen bilirkişisi A ila F kısımları dahil çeşitli harflerle taşınmazların niteliklerini belirtir rapor sunduğu, 04.11.2019 tarihli keşfe göre alınan beyanların çok kapsamlı olmasa da önceki beyanları ve keşifleri doğruladığı yine alınan üçlü ziraat uzman raporların da önceki keşif ve alınan ziraat raporlarını doğruladığı, aynı şekilde orman raporlarını doğruladığı, incelenen hava fotoğrafları, memleket haritalarını da doğruladığı,
Buna göre 232 ada 62 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 1 parsel sayılı taşınmazın Fen Bilirkişi raporunda A ve B harfi ile gösterilen kısmının Davacı ... ve taşınmazı ona devredenler tarafından; bir insan ömrünü aşan; eski zilyetlerden devralınarak, hiçbir itirazı uğramayan zilyetlikle malik sıfatı ile;ekonomik amaca uygun olarak zirai gaye ile kullanıldığı, zilyetliğin öncesi tespit edilemeyen bir zamandan kadastro tespit tarihine ve nihayetinde de keşif tarihine kadar devam ettiği 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde aranan iktisap şartlarının davacı ... lehine kadastro tespit tarihinden önce oluştuğu anlaşıldığından davaya konu 61 parsel sayılı taşınmazla 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda A (8,52 m2) ve B( 826,57 m2) gösterilen kısmının tapuda davacı ... adına tescili, (C) gösterilen 293,88 m2 lik kısmının orman tahdit sınırları dışında kaldığı, %20 eğimli yapıda, üzerinde kapalılık oluşturan kızılçam ağaçlarının bulunduğu taşınmazın bu bölümünün eylemli orman olduğu, snırdaş orman arazisinin devamı niteliğinde olması nedeniyle orman vasfıyla tescili gerektiği, Mahkememizce önceki hükümle verilen (D):658,11 metrekarelik bölümüne yönelik, (E) gösterilen 267,37 metrekarelik bölüm ve (F) harfi ile gösterilen 277,92 metrekarelik bölüm yönünden mahkememizin görevsizliğine dair verilen önceki 28/01/2015 tarih 2013/64 E-2015/16 K. sayılı hüküm Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2015/5460 E .-2015/4664 K. sayılı kararıyla bozma kapsamı dışında bırakılıp kesinleştiğinden bu kısımlara yönelik yeniden karar tesisine yer olmadığına, dair karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle;
Asıl dava yönünden davacının davasının reddi ile; 232 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro komisyon tutanağındaki gibi davalı ... adına tapuya tesciline,
Birleşen dava yönünden: davacı ... ve aynı tapu kaydına tutunan arkadaşları ile müdahil davacı ... AŞ'nin davasının reddine, davacı ...'un davasının davaya konu 61 parsel yönünden kabulü, 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden kısmen kabulü ile 232 ada 61 parsel sayılı taşınmazın aynı ada ve parsel numarası ve kadastro tespit tutanağındaki vasıf ile davacı ... adına, 232 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) gösterilen 2068,52 metrekare yüzölçümündeki bölümün aynı ada ve parsel numarası ve kadastro tespit tutanağındaki vasıf ile davacı ... adına (B) gösterilen 826,57 metrekare yüzölçümündeki bölümün aynı adada başka parsel numarası verilerek kadastro tespit tutanağındaki vasıf ile yine davacı ... adına, (C) harfi ile gösterilen 293,88 metrekare yüzölçümündeki bölümünün aynı adada başka parsel numarası verilerek orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, (D) gösterilen 658,11 metrekare yüzölçümündeki bölümüne yönelik esastan verilen önceki hüküm ile, (E) harfi ile gösterilen 267,37 metrekare yüzölçümündeki bölüm ve (F) harfi ile gösterilen 277,92 metkrekare yüzölçümündeki bölüm yönünden mahkemenin görevsizliğine dair verilen önceki 28.01.2015 tarihli ve 2013/64 Esas, 2015/16 Karar sayılı hüküm Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2015/5460 Esas, 2015/4664 Karar sayılı kararıyla bozma kapsamı dışında bırakılıp kesinleştiği anlaşıldığından bu kısımlara yönelik yeniden karar tesisine yer olmadığına, (E) harfi ile gösterilen 267,37 metrekare yüzölçümündeki bölüm ile (F) harfi ile gösterilen 277,92 metrekare yüzölçümündeki bölümler hakkında mahkemece verilen ve kesinleşen görevsizlik kararı hakkında talep olması halinde ilgili mahkemeye gönderilmesine, talep olmadığı takdirde ise ek kararla açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine, (D) harfi ile gösterilen 658,11 metrekare yüzölçümündeki bölümüne yönelik ile gösterilen ve kesinleşen kısma yönelik ise gereğinin yapılması için Marmaris Tapu Müdürlüğüne keyfiyetin bildirilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili, davacı ... mirasçıları vekili, davacılar ... ve arkadaşları vekili, davacı ... ve arkadaşları vekili, müdahil Gayrimenkul Değerler AŞ vekili, davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekili, davacı ... mirasçıları vekili, davacılar ... ve arkadaşları vekili, davacı ... ve arkadaşları vekili, müdahil Gayrimenkul Değerler AŞ vekili, davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 345,55 TL'nin temyiz edenler Gayrimenkul Değerler AŞ ve ...'den ayrı ayrı alınmasına,
179,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 435,50 TL'nin temyiz edenler ... ve müştereklerinden, ... ve müştereklerinden, ... mirasçılarından ayrı ayrı alınmasına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
25.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Kararı temyiz eden tapu malikleri; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerlere ait üç adet tapu kayıtlarının olduğunu, tapu kaydı olan yerde zilyetliğe üstünlük verilemeyeceğini, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına dayanılarak kendi adlarına tesciline karar verilmesini istediklerini, daha önce mahkemece tapu kayıtlarına dayanan davacıların tapu kayıtlarının hukuki geçerliliğini yitirdiği ve uygulama kabiliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davalarının reddine karar verildiği, tapuya dayanan davacılar tarafından reddedilen kararların temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16 ve 20. Hukuk Dairelerince tapuya dayanan davacıların dayanak tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği gerekçesiyle kararların lehlerine bozulduğu, bozma üzerine mahkeme hakimince önceki kararda direnildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca takriben 20 adet dosyada tapuya dayanan davacıların tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği gerekçesiyle direnme kararlarının bozulduğu, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde zilyetler tarafından tapu maliklerine karşı Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dayanak tapu kayıtlarının geçersiz olduğuna ilişkin davanın reddedilerek kesinleştiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde davacılara ait bir kısım yerin kamulaştırıldığı, kamulaştırma bedelinin ödendiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde zilyetler tarafından tapu maliklerinden bedeli ödenerek bir çok yerin satın alındığı, satın alınmaya çalışıldığı veya kiralanmak istendiği, ... Mahallesindeki taşınmazlara revizyon görerek bir kısım parsellerin tapu malikleri adına kesinleştiği, revizyon gören tapu kaydının iki sınırı ile ...’nü kapsayan tapu kaydının iki sınırının aynı olduğu, dolayısı ile diğer tapu kayıtlarının da hukuken geçerli olduğu, bazı davalar da tapu malikleri adına tesciline karar verilen dosyaların (örn.2022/8001 Esas) Dairemizce onandığı ve tapuya dayanan davacıların, tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğuna değer verilmesi gerektiği, Mahkemece yeniden taşınmazların başında keşif yapılarak taşınmazların sınırlarının belirlenerek davacıların tapusunun kapsamında kalan yerlerin tapu malikleri, ırsi veya akdi halefleri adına yazılması gerektiği kanaatinde olduğumdan kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.