"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2018/32 E., 2020/14 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında Gökçeören köyünde bulunan 4862 m2 yüzölçümlü 104 ada 47 parsel sayılı taşınmaz ile 4977 m2 yüzölçümlü 104 ada 46 parsel sayılı taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ve vergi kaydına dayanarak davalı ... Konak adına tespit edilmiştir
Davacı Gökçeören Köyü Tüzel Kişiliği, davalı ... Konak’a karşı 25.01.2007 tarihinde açtığı dava ile; Gökçeören köyü Gökseki Mahallesinin kullanımına açık olan yolun kadastro sırasında davalı adına tespit gören 104 ada 46 ve 47 parseller içerisinde kaldığını belirterek tesptin iptali ile bu taşınmazın köy yolu olarak tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya davacısı Hazine ise, Gökçeören köyünde bulunan ve davalı adına tespit gören 104 ada 46 parsel seyılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu belirterek tespitin iptalini ve Hazine adına tesciilini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince birleşen dosyalar üzerinden yapılan yargılama sonucu asıl ve birleşen davanın reddi ile 104 ada 46 ve 47 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Gökçeören köyü tüzel kişiliğine izafeten ... ve davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 22.02.2018 tarihli ve 2017/11020 Esas, 2018/1310 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamında özetle; "İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmişse de eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğu; dava dosyasına ekli Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/401 Esas, 1999/218 Karar sayılı dosyasında, davalı ... tarafından Hazine ve Gökçeören köyü tüzel kişiliği hasım gösterilmek sureti ile tapusuz taşınmazın tesciline ilişkin dava açıldığı, yargılama sırasında ... ve arkadaşlarının davaya müdahil olduğu, Mahkemece yapılan yargılama sonucu dava konusu taşınmazların ormaniçi açıklık olması nedeni ile davanın reddine karar verildiği, kararın müdahillerden biri dışında diğer tüm taraflarına tebliğ edildiği ancak kesinleştirme şerhinin verilmediği, Mahkemece bahsi geçen dosyada dava edilen yerler ile dava konusu yerlerin aynı yerler olup olmadığı, Hazinenin birleşen dosyada dava ettiği parsel açısından kesin hüküm teşkil edip etmediği, aynı yerler değilse bile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı yanında kadastro tespitinden 15-20 yıl öncesine ilişkin memleket haritası ve hava fotoğrafı kullanılmak sureti ile davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı, taşınmazda bulunan zeytin ve harnup ağaçlarının aşı yaşlarının belirtilmediği, davacı köy tüzel kişiliği tarafından da dava konusu parsellerden geçtiği iddia edilen yol ile ilgili eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları kullanılmak sureti ile kadim yol olup olmadığı hususları da araştırılmadığı, bu sebeple mahkemece yeniden yapılacak keşif ile öncelikle Hazinenin dava konusu ettiği 104 ada 46 parsel açısından; Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/401 Esas,1999/218 Karar sayılı dosyasında dava konusu olan yerler ile 104 ada 46 parsel sayılı taşınmazın aynı yer olup olmadığının araştırılması, aynı yer ise Hazine açısından kesin hüküm teşkil edip etmediğinin tartışılması, aynı yer olmadığı belirlendiği durumda davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı koşulları araştırılması için kadastro tespitinin yapıldığı 2006 yılından 15-20 yıl öncesine ilişkim memleket haritası ve hava fotoğraflarının incelenereek taşınmazın niteliğinin ve davalı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının araştırılması; davacı Gökçeören köyünün davası yönünden ise Mahkemece mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre taşınmazların içinden geçen bir yol olmadığı, çok eski yıllarda yol olarak kullanıldı ise de bunun davalının rızası ile olduğu, Sulh Ceza Mahkemesinin 1996/38 Esas,1996/ 25 Karar sayılı dosyasında belirlenen yolun taşınmazların dışında olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de Sulh Ceza Mahkemesinin dosyasında bahsi geçen yol ile mevcut kadim yol olduğu iddia edilen yol fen bilirkişi krokisinde gösterilmediğinden davaya konu yolun kadim yol olup olmadığı hususunda en eski ve kadastro tespitinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritaları ile hava fotoğraflarından yararlanmak sureti o tarihlerde yolun gözüküp gözükmediğinin belirlenmesi, kadim yol olması durumunda zilyetlikle kazanılamayacağının düşünülmesi" gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu taşınmazlardan geçtiği iddia edilen yolun kadim yol olmadığı, bu hususun tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ve eski tarihli belgeleri inceleyen bilirkişi raporları ile sabit olduğu gerekçesi ile davaların reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş, hüküm davacılar ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına, temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
59,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 368,30 TL'nin temyiz edenden alınmasına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.