"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/913 E., 2024/1133 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/217 E., 2023/280 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili özetle; Amasya ili Merkez ilçesi ... köyünde kain 256 ada 149 parsel sayılı taşınmazın davacı ..., ... ve ...'ın adına kayıtlı olduğunu, çekişme konusu taşınmazın 4.298,53 m² yüzölçümüne sahipken, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/A uygulaması kapsamında taşınmazın yüzölçümünün 4.095,11 m²ye düştüğünü, yüzölçümünün 203,42 m² eksildiğini, lehine kazandırma yapılan 256 ada 150 parsel taşınmaz malikinin söz konusu alanı davacının kullanımına kapattığını, taşınmaza giriş çıkısnı engellediğini ileri sürerek, dava konusu 256 ada 149 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen yüz ölçümü azalışına ait alanın tapu kaydının iptali ile davacının hissedarı olduğu taşınmaz lehine tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince ; "... somut durum değerlendirildiğinde, fen bilirkişileri tarafından ibraz edilen 10.04.2023 havale tarihli bilirkişi raporu ile; 256 ada 149 ve 150 no.lu parsellerin ortak sınırının ilk tesis kadastrosu sının ile yenileme sınırları arasında tecvizi aşan farklılığın bulunduğu, 2013 yılında yenileme çalışmalarında bu farklılığın görüldüğü ve zeminde bulunan sınırın (tonç) muhtar ve bilirkişilerin kadimden beri bu şekilde kullanılageldiği ve değişmediği yönünde müşterek beyanları doğrultusunda sabit sınır olarak belirlenerek bu farklılığın giderildiği tespit edildiğini, Keşif esnasında yapılan ölçümler ile 2013 yılında yenileme çalışmalarında belirlenen sabit sınırların birbiri ile uyumlu olduğu, ancak dava konusu 256 ada 149 nolu parsel ve 256 ada 150 no.lu parsellerin ortak sınırının yenileme çalışmalarında sabit sınır olarak belirlendiği ancak bu sınırın ilk tesis kadastro paftası ile uyumlu olmadığı belirlendiği, ilk tesis kadastrosu ile uyumsuz olan davaya konu 256 ada 149 ve 150 no.lu parsellerin ortak sınırının, ilk tesis kadastro teknik bilgi ve belgelerine göre yeniden belirlendiğini buna göre; yenileme çalışmalarında 256 ada 149 no.lu parsel içerisinde kalacak şekilde tahdit ve tespiti yapılan ve Ek 12 no.lu krokide kırmızı renk ve (A) harfi ile gösterilen 5,69 m²lik kısmın ilk tesis kadastro sınırlarına göre 256 ada 150 nolu parsel içerisinde kaldığının tespit edildiği, yenileme çalışmalarında 256 ada 150 no.lu parsel içerisinde kalacak şekilde tahdit ve tespiti yapılan ve Ek-I2 no.lu krokide kırmızı renk ve (B) harfi ile gösterilen 65,11 m²lik kısmın ilk tesis kadastro sınırlarına göre 256 ada 149 no.lu parsel içerisinde kaldığını, yenileme çalışmalarında 256 ada 150 no.lu parsel içerisinde kalacak şekilde tahdit ve tespiti yapılan ve Ek 12 no.lu krokide kırmızı renk ve (C) harfi ile gösterilen 76,82 m²lik kısmın ilk tesis kadastro sınırlarına göre 256 ada 149 no.lu parsel içerisinde kaldığının belirlendiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisindeki 10.04.2023 havale tarihli fen bilirkişi raporu ve 13.07.2023 havale tarihli ek fen bilirkişi raporundan 1956 ve 1965 ve 1972 tarihli hava fotoğraflarında yenileme çalışmalarında sabit olarak belirlenen sınırların gözlemlenmediğini ve ayrıca 256 ada 149 ve 150 no.lu Parsellerin tesis kadastrosundaki müşterek sınırlarının 1956 ye 1965 ve 1972 tarihli hava fotoğrafları ile uyumlu olması ve yenileme çalışmalarında sabit olarak belirlenen sınırların değiştiğini göstermekte olduğu taraflara ait taşınmazlar arasındaki sınırların, uygulama kadastrosu sırasında, tesis kadastrosundan farklı ve hatalı belirlendiğinin tespit edildiği, 22/A yenileme çalışmalarında yapılan ölçü ve alan hesaplarında hata bulunmadığı ancak sınırlardırma hatası yapılarak davaya konu 256 ada 149 ve 150 nolu parsellerin ortak sınırının yanlış sınırlandırıldığı, bu sebeple ilk tesis kadastro sınırlarına göre yeniden yapılan hesaplamasında; Ek 12 no.lu krokide davacı tarafından dava konusu edilen 256 ada 150 no.lu parselde bırakılan (B) harfi ile gösterilen 65.11 m² ve (C) harfi ile gösterilen 76.82 m²lik alanların 256 ada 150 nolu parselden ayrılarak 256 ada 149 no.lu parsele dahil edilmesi ile, hataların düzeltilmesine yönelik bilimsel verilere dayalı, denetlemeye ve hüküm kurmaya yeterli olduğu kanaatiyle keşfe katılan fen bilirkişisi heyeti hazırlanan bu rapor hükme dayanak alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüme yönelik dava bulunmadığından bu bölümle ilgili her hangi bir karar verilmediği..." belirtilmek suretiyle davanın kabulüne, dosyaya kazandırılan 13.07.2023 havale tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 65,11 m²lik kısmın ve (C) harfi ile gösterilen 76,82 m²lik kısmın 256 ada 150 parsel sayılı taşınmazdan çıkartılarak dava konusu parsel olan 256 ada 149 sayılı taşınmaza eklenmesine karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.