Logo

8. Hukuk Dairesi2024/5504 E. 2024/7316 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosu sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerindeki kullanım hakkının tapu kaydına şerh edilmesi talebinde hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazın Hazine adına tescil edildiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/148 E., 2024/982 K.

KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/773 E., 2021/70 K.

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve vekalet ücretine yönelik olarak davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili

tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sonucunda, Muğla ili Milas ilçesi Gürçamlar Mahallesi çalışma alanında bulunan 691 parsel sayılı 4.292,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak, çamlık vasfıyla Hazine adına tespit ve 03.07.1995 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; çekişmeli taşınmazı 1990 yılından beri kullanan Uysal Şen'den 2015 tarihinde zilyetliğin devri sözleşmesi ile devraldığını ve taşınmazın fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine adına kullanıcı şerhi verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12/3 üncü maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği" gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili ve vekalet ücretine yönelik olarak davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte; yerleşik Yargıtay kararları ve uygulamalar ile bu tür davalarda karşı taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin benimsenmesi karşısında, davalı Hazine lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu" belirtilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle;

Temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.