Logo

8. Hukuk Dairesi2024/5680 E. 2024/7295 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 6292 sayılı Kanun uyarınca satışı yapılan ve tapuda 3. kişi adına tescil edilen taşınmazın, orman vasfında olduğu iddiasıyla tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işleminin idari bir işlem olduğu ve bu işlemin iptali için idari yargı yoluna başvurulması gerektiği, aksi halde tapu iptali ve tescil davasının dinlenemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/89 E., 2024/116 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... İdaresi vekili 02.07.2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Antalya ili Serik ilçesi Hacıosmanlar Mahallesinde bulunan 119 ada 31 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na (3402 sayılı Kanun) göre yapılan kadastro çalışmalarında orman vasfı ile tespit edildiğini, ancak mükerrer kadastro çalışmaları ile 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uygulamasına tabi tutularak orman sınırları dışına çıkartıldığını ve daha sora 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 Sayılı Kanun) uyarınca satış işlemine konu edilerek davalı adına tescilinin yapıldığını, taşınmazın fiilen ve hukuken halen orman vasfında olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı cevabında; davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin ilk karar, davacı ... İdaresi vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 08.02.2018 tarihli ve 2017/9176 Esas, 2018/777 Karar sayılı ilamıyla; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan ilk orman tahdidine ve sonraki aplikasyon ile 2. madde uygulamalarına (birden fazla uygulama varsa tamamına) ilişkin tüm işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği getirtilerek taşınmaz başında keşif yapılıp davacının dava dilekçesinde iddia ettiği mükerrer kadastro olgusu değerlendirilmeden hüküm kurulduğu açıklanarak, bu eksiklikler yönünden yöntemine uygun şekilde araştırma yapılması ve mükerrer kadastro olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi " gereğine değinilerek bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilâmı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda verilen davanın kabulüne, davalı ... adına Antalya ili Serik ilçesi Hacıosmanlar Mahallesi 139 ada 31 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın, tapu kaydının iptali ile Hazine adına orman vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline ilişkin önceki hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.05.2023 tarihli ve 2021/12570 Esas, 2023/2996 Karar sayılı ilamıyla; "Kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3 üncü şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan hukuki işlemin 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlem olup, Hazinenin satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe 3 üncü kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3 üncü şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmadığı, somut olayda; davacı ... İdaresinin 02.07.2014 tarihinde dava dilekçesiyle, dava konusu 119 ada 31 parselin fiilen ve hukuken orman olması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açmış olduğu, çekişmeli taşınmazın ise 26.09.2013 tarihinde 6292 sayılı Kanun uyarınca davalı ...'a satılarak bu kişi adına tescil edildiği, dava konusu taşınmazın, 6292 sayılı Kanun uyarınca satılarak davalı adına tescil edilmiş olmasına ve dosya kapsamından da, idari işlem niteliğindeki satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği anlaşılamadığına göre; İlk Derece Mahkemesince, eldeki davanın davalı yönünden dinlenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gereğine ve kabule göre de, dava konusu taşınmazın 119 ada 31 parsel sayılı olmasına rağmen, hükümde ada numarasının 139 olarak yazılmasının isabetsizliğine " değinilerek, bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda; "Dava konusu taşınmazın, 6292 sayılı Kanun uyarınca satılarak davalı adına tescil edilmiş olduğu ve dosya kapsamından da, idari işlem niteliğindeki satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiğinin anlaşılamadığı" gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava tapu iptali ve tescili istemine ilişkin olup, çekişme konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1991 yılında 3402 sayılı Kanun'un uygulamalarına esas olmak üzere 6831 sayılı Kanun'a göre orman sınırlarının tespiti ve 2/B madde uygulaması, 1993 yılında arazi kadastrosu, 1994 yılında 6831 sayılı Kanun uyarınca orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile 2012 yılında 3402 sayılı Kanun'un Ek-4 üncü maddesi uyarınca kullanım kadastrosu çalışmaları yapıldığı anlaşılmaktadır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, hükmüne uyulan bozma ilamında ve İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usûl ve kanuna uygun olup, davacı ... İdaresi vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle,

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına, 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

09.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.