"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/77 E., 2024/1362 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2021/24 E., 2021/140 K.
Taraflar arasındaki kadastro tespite itiraza ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; Mersin ili ... ilçesi ... mahallesinde kain (eski 2558) yeni 295 ada 18 no.lu parseli sayılı taşınmazın yüzölçümü 9.840,00 metrekarelik iken, kadastro çalışmaları sonucunda 9.756,14 metrekarelik olduğunu, davalılar adına kayıtlı eski 2.481 parsel ile ortak sınırında Hazine parseli aleyhine eksik yazıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazda meydana gelen yüzölçüm azalmasının düzeltilmesini ve taşınmazın 9.840,00 metrekarelik olarak tescilini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince; "... Mahallinde dinlenen mahalli ve tespit bilirkişiler tarafından taşınmazlar arasında sınırı belirleyecek herhangi bir yapının mevcut olmadığı ifade edilmiştir. Bilirkişiler tarafından hazırlanan 18/06/2021 tarihli raporda, dava konusu taşınmazın komşu taşınmazlarla sabit sınırının bulunmadığı, bu nedenle taşınmazlar arasındaki sınırların geçerli sınır olarak alınması gerektiği, taşınmazdaki yüz ölçüm eksikliğinin ilk tesis kadastrosunda kullanılan ölçü tekniği ve alan hesaplama yönteminin teknik yetersizliğinden kaynaklandığı, 3402 sayılı kanunun 22-a maddesi uygulama çalışmalarında sınırlandırmasının ve ölçüsünün doğru yapıldığı, dava konusu taşınmazın alanının azalması sınırlandırma hatasından olmadığı, ölçü ve hesaplama yönteminden kaynaklığının belirtildiği, bilirkişi raporunda tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı gibi hususlara yer verildiği, bu bağlamda raporun teknik ve bilimsel verilere dayalı olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Dava konusu taşınmaza ait uygulama tutanağı, tesis kadastrosuna ait tespit tutanağı, çakıştırılmış pafta haritası, ölçü krokisi, sınırlandırma krokisi, hesap çizelgesi, yapılan keşif sırasındaki mahkeme gözlemi, mahalli bilirkişi beyanı, keşif sonucu düzenlenen harita bilirkişisi raporu ile diğer belgelerin birlikte ele alınıp değerlendirilmesi sonucu; dava konusu Mersin ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 295 ada 18 parsel sayılı taşınmaz ve komşu taşınmazlarla ilgili 3402 sayılı kanunun 22-a maddesi uygulama çalışmalarında sınırlandırmasının ve ölçüsünün doğru yapıldığı, Kadastro Kanunu 22/A maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmasının doğru olduğu ..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.