"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2015/166 E., 2021/62 K.
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın davacı ... mirasçılarının davasının kabulüne, diğer davacıların davasının reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... ve arkadaşları vekili, davacı ... ve arkadaşları vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sırasında, Gaziantep ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 567 parsel sayılı 58.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek, ... 'in işgalinde olduğu şerhi verilmek suretiyle, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
Davacılar ... ve ... Asliye Hukuk Mahkemesine sundukları dava dilekçelerinde; Haziran 1339 tarihli ve 2 sayılı tapu kaydı ve tedavüllerine dayanarak, ... ve arkadaşlarının taşınmaza vaki müdahalelerinin men'ine karar verilmesini; davalı - davacı ... ... ve arkadaşları ise, Asliye Hukuk Mahkemesine sundukları dava dilekçelerinde; Şevval 1290 tarihli ve daimi 4 varak 55 ila 60 sayılı tapu kayıtlarına dayanarak, Hazine adına 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ve 5618 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Hakkındaki 4753 sayılı Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve bu Kanuna Bazı Maddeler ve Geçici Maddeler uyarınca oluşan tapu kayıtlarının iptali ile taşınmaza vaki müdahalesinin men'ine karar verilmesini talep etmişler ve bu dava dosyaları, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.
Davacı ... ... ve müşterekleri, Kadastro Mahkemesine sundukları dava dilekçelerinde; tapu kaydına dayanarak, Gaziantep ili ... ilçesi ... Mahallesi 567 parsel sayılı taşınmazın adlarına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davacı ..., Kadastro Mahkemesine sundukları dava dilekçesinde; tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, Gaziantep ili ... ilçesi ... Mahallesi 567 parsel sayılı taşınmazın adlarına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "... tapu kaydı uygulamasının yeterli olmadığı belirtilerek, dayanılan kayıtların revizyon durumları ve yüzölçümleriyle geçerli olduğu gözetilerek yöntemince tapu kaydı uygulaması yapılması, tapu kaydı dışında kalması durumunda zilyetlik kazanım koşullarına yönelik yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi ..." gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "... dayanılan tapu kayıtlarının taşınmazı yöntemince kapsamadığının ve zilyetlik yönünden yapılan incelemede ise taşınmazın davacı ...'in zilyetliğindeyken vefatı ile tüm mirasçılarına kaldığının anlaşıldığı ..." gerekçesiyle, davacı ... mirasçılarının davasının kabulüne, çekişmeli 567 parsel sayılı taşınmazın ... mirasçıları adlarına veraset ilamındaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline, diğer davacıların davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili, davacı ... ve arkadaşları vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılıp mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında, davacı ... ve arkadaşları vekili ile davacı ... ve arkadaşları vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2. Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk Derece Mahkemesince, kadastro tespit tarihinden önce davacı ... yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; eldeki dava, genel mahkemeden aktarılan dava niteliğinde olduğundan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 30/2 nci maddesi uyarınca resen araştırma ilkesine tabi olup, anılan Kanun maddesi uyarınca kadastro hakimi, hüküm kurarken davanın tarafları ile bağlı kalmaksızın gerçek hak sahibini belirlemekle yükümlü olduğu gibi, tespit tarihinden önce taşınmazın mülkiyetine yönelik olarak dava açılmakla taraflar arasında zilyetlik hususunda niza oluştuğundan, zilyetlikle kazanım koşullarının da aktarılan dava tarihi itibarıyla belirlenmesi gerekmektedir.
Öte yandan; yerleşik yargısal içtihatlara göre, bir arazinin niteliğinin, imar - ihyaya muhtaç yerlerden ise imar ihyanın tamamlandığı tarihin, üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresinin ve sürdürülüş biçiminin belirlenmesinde en önemli delil hava fotoğraflarının incelenmesi olup, hava fotoğraflarının incelenmesi sonucu düzenlenen jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi raporuna göre, 1950 ve 1955 yıllarına ait hava fotoğraflarında dava konusu taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun kullanımın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca, aktarılan dava tarihi (06.06.1950) itibarıyla, çekişmeli taşınmaz üzerinde zilyetlikle kazanım koşullarının davacı ... yararına oluştuğunun ispat edilemediği ve davanın aktarılan dava niteliğinde olması nedeniyle 3402 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesi gereğince malikin resen belirlenmesi gerektiği gözetilerek, taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, zilyetlikle kazanım koşulları yönünden kadastro tespit tarihinin esas alınması suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve kanuna uygun bulunmadığından, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... ve arkadaşları vekili ile davacı ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.