Logo

8. Hukuk Dairesi2024/6062 E. 2024/7390 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacıların miras yoluyla ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet iddiasında bulundukları taşınmazların kime ait olduğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, uyulan bozma kararına uygun şekilde delillerin değerlendirildiği, hukuk kurallarının doğru uygulandığı, ancak davanın reddedilen kısmı yönünden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmadığı gözetilerek, karar vekalet ücreti yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2021/23 E., 2022/67 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

davalı ... vekili

Taraflar arasındaki kadastro davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Bursa ili Mudanya ilçesi Söğütpınar köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 164, 210, 217, 218, 219, 116 ada 11, 12 ve 13 parsel sayılı sırasıyla 12837.27, 2441.92, 8372.24, 6823.72, 5674.84, 819,97, 847,44 ve 1131.78 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek, malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.

Davacı ... ve arkadaşları tarafından; miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak, Hazine, Söğütpınar Köyü Tüzel Kişiliği ve ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası, davaya konu parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesi’ne aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesi’nde çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sırasında, tutanakların edinme sebebinde hak sahibi oldukları belirtilen ..., ... ve ... de davaya dahil edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin verdiği karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.10.2020 tarihli ve 2016/12276 Esas, 2020/4353 Karar sayılı kararıyla bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "Mahkemece öncelikle, dava tarihi olan 1997 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarından en az üç adedinin Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulması, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 ziraat mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması ve bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların evveliyatlarının ne olduğu, imar-ihyalarının muhtaç yerlerden olup olmadıkları, eğer öyleyse imar ihyanın ne zaman tamamlandığı, üzerlerindeki zilyetliğin ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğünün etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, beyanları arasında oluşabilecek çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılması; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesinin yaptırılması, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları da değerlendirilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması; tanık ve yerel bilirkişi ifadelerinin bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi; taşınmazların kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazların zirai faaliyete konu olup olmadığı, üzerlerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı ve komşu parseller ile dava konusu taşınmazlar arasında nitelik farkı bulunup bulunmadığı, çekişmeli 104 ada 210 parsel sayılı taşınmazın (B) bölümü üzerinde ağaç bulunup bulunmadığı hususunda bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemelerinin istenmesi, fen bilirkişisine keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmesi ve davanın reddedilen kısmı üzerinden kendini vekille temsil ettiren davalılar Hazine, ... ve ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi" gereğine değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak; "Dava konusu taşınmazların tarım alanı olarak zilyetlikle kazanıma uygun yerler olduğu, öncesinden beri incelenen hava fotoğraflarına göre tarım alanı olarak görüldüğü, dinlenen bilirkişi beyanlarından taşınmazların kesintisiz olarak kullanıldığı ve zilyetlikle kazanım koşullarının eklemeli zilyetlikle oluştuğu, dinlenen bilirkişi beyanlarına göre paylaşım yapılarak mirasçılara dağıtım yapıldığı, 210 parselin ...mirasçıları kapsamı dışında olup, ...tarafından satın alındığı" gerekçesiyle davalı ... aleyhine açılan dava ile önceki verilen karar temyiz edilmediğinden, bu yönden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, bozmadan önce verilen kararda çekişmeli 104 ada 210 parselin 04.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda B ile gösterilen (244.72 metrekare) kısmı ve 104 ada 164 parselin aynı raporda (A) ile gösterilen (837.27 metrekare) ve B ile gösterilen (4931.71metrekare) kısmı hakkındaki hüküm aleyhe temyiz bulunmamakla bozma dışı bırakıldığından, bu yöndeki kısımların esası hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 104 ada 210 parselin (B) ile gösterilen 244.72 metrekarelik alanın dışındaki kısmına ilişkin davanın reddi ile bu taşınmazın dahili davalı ... adına tesciline, 104 ada 164 parselin (A) ile gösterilen 837.27 metrekarelik kısım ve (B) ile gösterilen 4931.71metrekarelik kısım dışındaki kısmı ve 116 ada 11, 12 ve 13 parseller yönünden açılan davanın kabulü ile 104 ada 164 parsel sayılı taşınmazın miktarına ilişkin tespitin iptali ile fen bilirkişisinin 05.02.2016 havale tarihli ek bilirkişi raporunda bu parsele ilişkin ifraz krokisinin (A) ve (B) harfi ile işaretli kısım çıkarıldıktan sonra 7.068,29 metrekare olarak ve tutanağın diğer hanelerindeki kayıt ve tespitler aynı kalmak üzere miras payları oranında kök muris ... mirasçıları adına tesciline, 116 ada 11, 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların miras payları oranında kök muris ... mirasçıları adına tesciline, 104 ada 217, 218 ve 219 parsel sayılı taşınmazlar yönünden açılan davanın reddiyle bu taşınmazların 1/3'er hisse ile dahili davalılar ..., ... ve ... adlarına tesciline karar verilmiş; işbu karar, davalı Hazine vekili, ... vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, davalı Hazine vekili, ... vekili ve ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Ancak; hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği üzere, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle, davanın reddedilen kısmı yönünden hükmü temyiz eden davalılar Hazine, ... ve ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hükmedilmemiş olması isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Davalı Hazine vekili, ... vekili ve ... vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi