"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2010/119 E., 2016/33 K.
KARAR : Davanın Kısmen Kabulüne
Taraflar arasındaki kadastro (genel mahkemeden devreden) tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 15.03.2023 tarihli ve 2023/1124 Esas, 2023/1493 Karar sayılı ilamıyla, hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Dairemizin onama ilamına karşı davacı ... ve müşterekleri vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Giresun ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 131 ada 2 parsel sayılı 6.359,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Espiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/194 Esas ve 2001/157 Esas sayılı dava dosyalarında dava konusu olduğundan söz edilerek, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
Davacı ... ve müşterekleri vekili Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; 14.04.1960 tarihli ve 54 sıra ile 02.07.1969 tarihli 1 ve 2 sıra numaralı tapu kayıtlarında hissedar olduklarını, davalıların bu kayıtların kapsamındaki taşınmaza müdahale ettiklerini öne sürerek müdahalenin menini istemiştir.
Birleşen dava dosyasının davacısı ..., dava dilekçesinde; Temmuz 1323 tarihli ve 1 sıra numaralı kayıttan gelen Mayıs 1331 tarihli ve 6 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında bulunan taşınmazı hakkında, davalıların belgesizden 14.04.1960 tarihli ve 54, 02.07.1969 tarihli 1 ve 2 sıra numaralı kayıtları ihdas ettirdiklerini, bu taşınmazda davalıların zilyetliği bulunmadığı gibi taşınmazın tapulu olduğunu da bildikleri halde kötü niyetle hareket ettiklerini öne sürerek, davalıların uhdesindeki 14.04.1960 tarihli ve 54, 02.07.1969 tarihli 1 ve 2 sıra numaralı tapu kayıtlarının iptalini istemiştir.
Espiye Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 13.05.2009 tarihli ve 2001/157 Esas, 2009/63 Karar sayılı kararla, " çekişmeli taşınmaza ilişkin kadastro tutanağı tanzim edildiği ve mahkemenin görevinin sona erdiği " gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın Espiye Kadastro Mahkemesi'ne devredilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece (Kadastro) Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; " Çekişmeli taşınmazın davacı tarafın dayandığı 14.04.1960 tarihli ve 54 ile Temmuz 1969 tarihli ve 2 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı " gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talepler yönü ile davanın reddine, çekişmeli 131 ada 2 parsel sayılı taşınmazın payları oranında davacı ... ve müşterekleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15.03.2023 tarihli ve 2023/1124 Esas, 2023/1493 Karar sayılı ilamıyla onanmış olup, iş bu onama ilamına karşı davacı ... ve müşterekleri vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Davacı ... ve müştereklerinin dayandığı 02.07.1969 tarihli ve 2 sıra numaralı tapu kaydının, dava konusu 131 ada 2 parsel sayılı taşınmaza uyduğu dosya kapsamı ile belirlenmiş olup, davacıların karar düzeltme istemleri de; dava dilekçesinde dayanmış oldukları 02.07.1969 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydının kapsamının belirlenmemiş olması nedeniyle, devreden davanın kapsamının da tam olarak belirlenmediği iddiasına ilişkindir.
Dairemizce, 02.07.1969 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydına 05.02.2013 ve 23.08.2013 tarihli teknik bilirkişi raporlarında kapsam tayin edilmekle beraber, mahalli bilirkişi ve tanıklar tarafından sınırların gösterilemediği ve komşu taşınmaz ve dayanak kayıtları göz önüne alındığında, tapu kaydına kapsam tayininin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, hakkında hüküm kurulan taşınmaz dışındaki taşınmazların devreden davanın konusunu oluşturmadığı kabul edilmiş ise de, dosyanın incelenmesinde, ilk derece mahkemesince 01.02.2013 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler tarafından, 02.07.1969 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydının doğu, batı ve kuzey hududunda yer alan kişilere ait taşınmazlarla ilgili beyanda bulunulduğu ancak bu yerlerin somutlaştırılmadığı, özellikle de " ... " okuyan kuzey hududu için bu kişinin Önallara sattığı yerler olduğu belirtilmekle birlikte, bu yerlerin tam olarak hangi taşınmazlar olduğunun net şekilde ortaya konmadığı, komşu taşınmazlara ait dayanak tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilip, mahalli bilirkişilerin tapu hudutlarına ilişkin beyanlarının komşu taşınmazların dayanağı olan tapu kayıtlarıyla birlikte değerlendirilmediği, bu keşifte mahalli bilirkişilerce, tapu kaydının güney hududu olan "...oğlu ... " veya "... oğlu ... " hududunun bilinemediği belirtilmiş ise de, 16.11.2000 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan keşifte mahalli bilirkişi olarak dinlenen ... 'in, "...oğlu ... " hakkında kendisinin babası olduğunu beyan ettiği, ancak bu yerin kroki üzerinde gösterilmediği anlaşılmaktadır.
Keşif sonrası dosyaya sunulan 05.02.2013 tarihli fen bilirkişi raporu ve 23.08.2013 tarihli fen bilirkişi ek raporunda, 02.07.1969 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydına mahalli bilirkişi beyanlarına göre kapsam tayin edilmiş ise de, mahalli bilirkişi beyanlarının komşu taşınmazlara ait tutanak ve dayanakları olan kayıtlarla denetlenmemiş olması nedeniyle, yapılan bu belirlemenin de yeterli olduğunun kabulü mümkün değildir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince, çekişmeli taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler, tespit bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılarak, davacının dayandığı 02.07.1969 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydı, mevki ve hudutları tek tek okunmak suretiyle yerel bilirkişiler yardımı ile zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarında hudut olarak belirttikleri yerleri somut şekilde göstermeleri istenmeli, 16.11.2000 tarihli keşifte mahalli bilirkişi olarak dinlenen ... 'in özellikle tapu kaydının güney hududuna ilişkin beyanı da sorularak aydınlatılmalı, fen bilirkişisine tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri, denetime elverir şekilde düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli; buna göre, tapu kaydı uygulaması ve tapu kaydının kapsamı, tedavülleriyle birlikte dosya arasına getirtilecek tüm komşu taşınmazların kadastro tespitlerine ilişkin tutanaklar ve dayanak kayıtlarla denetlenmeli; belirtilen şekilde yapılan tapu uygulaması neticesinde dayanak tapu kaydının kapsamının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesinden sonradayana tapu kaydının kapsamında kalan taşınmazlara ait kadastro tutanak asılları dosyaya getirtilerek bu taşınmazlar davalı hale getirilmeli, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 27 nci maddesi gereğince aktarılan dava olması ve bu nedenle davada anılan Kanun' un 30/2 nci maddesi uyarınca resen araştırma ilkesinin geçerli olması nedeniyle Hazinenin de davaya dahil edilmesinden sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan ve aktarılan davanın kapsamı tereddütsüz olarak doğru bir şekilde belirlenmeden karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz incelemesisırasında hükmün bu nedenlerle bozulması gerekirken, maddi hataya dayalı olarak onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama ilamının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının açıklanan gerekçeyle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı ... ve müşterekleri vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 15.03.2023 tarihli ve 2023/1124 Esas, 2023/1493 Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi hükmünün BOZULMASINA,
Peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davacılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.