Logo

8. Hukuk Dairesi2024/6111 E. 2025/2587 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro yenileme çalışması sonucu taşınmazın yüzölçümünün azalmasına dair itiraz davasında, mahkemenin güncelleme tespitini iptal ederek eski yüzölçümünün tesciline karar vermesinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bilirkişi raporu ve hava fotoğrafları gibi delillerle taşınmazın sınırının hatalı belirlendiği ve yüzölçümünün eksik hesaplandığı hususunu tespit ederek 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmalarının hukuka aykırı olduğunu kabul etmesi ve önceki tespitin iptali ile eski yüzölçümünün tapuya tesciline karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/490 E., 2024/1214 K.

KARAR : İstinaf talebinin esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2022/39 E., 2023/27 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın dahili davalılar Hazine vekili ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı dahili davalılar Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Uygulama kadastrosu sırasında ... ilçesi ... (...) mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan, eski 487 parsel sayılı ve 718 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 120 ada 6 parsel numarasıyla ve 704,04 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

Davacı ... ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin, taşınmazın bir bölümünün sınırda bulunan yola bırakılmasından kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesinin 28.10.2021 tarihli ve 2020/45 Esas, 2021/44 Karar sayılı kararı ile, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bu kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 18.05.2022 tarihli ve 2021/1646 Esas, 2022/725 Karar sayılı kararıyla, "Mahkemece Hazineyi davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde, dahili davalı Hazineden davaya ilişkin savunmaları ve delilleri sorulmalı, bildirmeleri halinde delilleri toplanmalı, bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller ile uygulama kadastrosunun doğru yapılıp yapılmadığı yönünde yöntemince yapılan araştırma sonucu toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır." gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılması suretiyle dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin iade kararı sonrası yapılan yargılama sırasında Hazine ve ... ile ... davaya dahil edilmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Dava konusu taşınmazın tesis kadastrosu ve 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu paftalarının ortofoto ve tesis kadastro tarihine en yakın hava fotoğrafları üzerinde çakıştırılması sonucunda; dava konusu 487 parsel sayılı taşınmazın kök parselinin 462 nolu parsel olduğu, 462 nolu parselin 37091.00 metrekare yüzölçümlü ve tarla niteliğinde 309, 310, 311, 312, 317, 318, 319, 321, 451, 453, 454, 455, 457, 459, 461 nolu parsellerin tevhid işlemi ile ... köy Tüzel kişiliği adına 1967 yılında tescil edildiği, 487 parsel sayılı taşınmazın ve komşu taşınmazların 462 nolu kök parselin ifrazından oluştuğu, 462 nolu taşınmazda tevhid işlemi döneminde yol mevcut olmadığı, yolun ifraz işlemi ile oluşturularak kullanılmaya başladığı, 1972, 1998 yılları hava fotoğrafları incelemelerinde 487 parsel nolu taşınmazın ve komşu taşınmazların ifraz işlemi ile oluştuğu, 1972, 1998 yılları hava fotoğrafları incelemelerine göre dava konusu 487 nolu parsell sayılı taşınmazın doğusunda yolun mevcut olduğu, (A) olarak gösterilen alanın yol olarak kullanılmadığı, 2003,2019 yılları hava fotoğrafları ve 2008 yılı ortofoto harita incelemelerinde 22-a uygulamasına göre 120 ada 6 (eski 487) parsel nolu taşınmazın ölçü krokisinde 9 nolu noktanın yerinin yeniden belirlendiği, 22-a uygulamasında ölçü krokisinde 9 nolu noktanın 6 nolu parsel köşesine bağlanması gerekirken (B) olarak gösterilen binanın köşesine bağlandığı, bu yüzden yüzölçümünün azaldığı, (A) olarak belirlenen ve alanın A=13.87 metrekare olarak hesaplanan alanın 120 ada 6 nolu parsele eklenmesi gerektiği 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/a maddesi gereğince yapılan yenileme çalışmalarının 120 ada 6 (eski 487) nolu parselin yol ile olan sınırının yeniden belirlenen şekilde değiştirilmesi hususunda rapor düzenlediği, mahalli bilirkişi beyanıylada bu durumun desteklendiği ve söz konusu bölümün zeminde de yol olarak kullanılmadığı, davacıya ait tel çitin hemen bitiminde olduğu; böylece değerlendirecek olursak 13.02.2023 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda ve krokilerden anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmazın yenilemesinin 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesine uygun olarak yapılmadığı" gerekçesiyle davanın kabulü ile, dava konusu (eski 487) yeni 120 ada 6 parsel sayılı taşınmazın güncelleme tespitinin iptali ile, jeodozi ve fotogrametri yüksek mühendisi bilirkişi ....'nün 13.02.2023 tarihli 2. ek rapor ve ekli krokilerinde; yol olarak bırakılan (A) olarak belirlenen 13,87 metrekare olarak hesaplanan alanın 120 ada 6 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, (eski 487) yeni 120 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 717,91 metrekare olarak tapuya tesciline, davalı ... ve Kadastro Müdürlüğüne açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hükmün dahili davalılar Hazine vekili ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvuruları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddedilmiş ve bu karar dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup dahili davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.