Logo

8. Hukuk Dairesi2024/6134 E. 2025/811 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu açılan tespite itiraz davasında, taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Gerekçeli kararın davalı mirasçılardan birine tebliğ edilmeden kesinleştirilmesi ve daha önceki Yargıtay kararının bu mirasçıları bağlayamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabul kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 1991/91 E., 1998/1 K.

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki genel mahkemeden aktarılan tespite itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın dahili davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro çalışmaları sırasında temyize konu Denizli ili Buldan ilçesi ... mahallesi 139 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğu belirtilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.

Davacılar tarafından açılan tescil davasında Buldan Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/287 Esas, 1992/58 Karar sayılı kararı ile taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinin 1. sırasında gösterilen taşınmazın 139 ada 1, 2, 3, 4 parsel numaraları ile tespit edildiği, taşınmazların ... oğlu ...'a ait olduğu ve mirasçıları arasında taksim yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile temyize konu 139 ada 1 parsel yönünden taşınmazın Sulh Hukuk Mahkemesinin 1980/66 Esas, 178 Karar sayılı ilamı uyarınca ... oğlu ... mirasçıları ardına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davaya konu tüm parseller üzerinde yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 1998/2962 Esas, 1992/3076 Karar sayılı ilamı ile temyize konu 139 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden hükmün onanmasına karar verilmiş ve taşınmaz yönünden hüküm kesinleşerek tapu kaydı oluşmuştur.

Dahili Davalı ... mirasçıları vekili tarafından 17.04.2023 havale tarihli temyiz dilekçesi ile gerekçeli kararın dahili davalı ...'e tebliğ edilmeksizin kesinleştirildiği gerekçesiyle esasa ilişkin olarak hüküm temyiz edilmiştir.

Temyiz itirazlarının incelenmesinde, gerekçeli kararın dahili davalı ...'e tebliğ edilmeksizin kesinleştirildiği anlaşılmıştır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 297 inci maddesinde hükmün kapsamı açık bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre; mahkeme, gerekçesi ile birlikte tefhim ettiği hükümde taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi gereklidir. Bu kanunun getirdiği bir zorunluluktur. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli karar en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılmalıdır. Bir diğer deyişle hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilemediği hallerde gerekçeli kararın mutlaka taraflara tebliğ edilmesi gereklidir.

Nitekim Anayasa Mahkemesi de gerekçeli kararın tebliğinin temyiz hakkının etkili şekilde kullanılması bakımından gerekli olduğunu, bu yükümlülük getirilmeden kararın kesinleştirilmesini hak ihlali olarak kabul etmiştir (Anayasa Mahkemesi (İkinci Bölüm) 20.03.2014 tarihli ve 2012/1034 Başvuru).

Temyize konu olayda, 04.03.1998 tarihli gerekçeli karar, aleyhine karar verilen dahili davalı ...'e tebliğ edilmeksizin, Hazine tarafından temyiz edilerek Yargıtay'ın onama kararı ile kesinleştirilmiş olması kendisine karar tebliğ yapılmayan taraf için bağlayıcı kabul edilemez.

Hal böyleyken temyize konu 139 ada 1 parsel yönünden Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 1998/2962 Esas, 1992/3076 Karar sayılı ilamının temyiz eden dahili davalı ... mirasçıları yönünden kaldırılmasına karar verilerek dahili davalı mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup dahili davalı ... mirasçıları vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyize konu 139 ada 1 parsel açısından Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 1998/2962 Esas ve 1992/3076 Karar sayılı onama ilamının temyiz eden dahili davalı ... mirasçıları yönünden KALDIRILMASINA, dahili davalı ... mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

179,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 435,50 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi