Logo

8. Hukuk Dairesi2024/632 E. 2024/1451 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, imar uygulaması sonucu oluşan parsellerin mülkiyetinin tespiti talebiyle açılan davada taraf teşkili ve usul kurallarına uyulup uyulmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, imar uygulaması sonucu oluşan parsellerdeki tüm hak sahipleri ile komisyon kararında tespit edilen maliklerin mirasçılarının davada taraf olarak yer almadığı, ayrıca karar başlığının da usulüne uygun düzenlenmediği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

2613 ... Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu (2613 ... Kanun) uyarınca yapılan kadastro sırasında Aşağı Norşin Mahallesi çalışma alanında bulunan 158 ada 32 parsel ... 2.796,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... Bekir ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.

Davacı ... tarafından kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tespit maliklerine karşı açılan tespite itiraz davası takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına karar verilmiş, ancak tescil hükmü kurulmadığından taşınmazın malik hanesi açık olarak bırakılmıştır.

Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmazın adına tescili istemiyle tespit maliklerine karşı dava açmıştır.

Yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede imar uygulaması yapılarak taşınmaz en son 745 ada 4, 5 ve 7 parsellere ifraz edilmiştir.

Davacı ..., dava konusu 158 ada 32 parsel ... taşınmazı, 70 yıla yakın süredir nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla iyi niyetle tasarrufunda bulundurduğunu, kadastro çalışmaları sırasında davalı olduğu için malikanesinin boş olduğunu belirterek, taşınmazın kendi adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında vefat etmesi üzerine mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.

Davalılar, davanın reddini savunmuştur.

Yargı yeri uyuşmazlığına ilişkin olarak Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince, Van Kadastro Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlemesine karar verilmiş; akabinde, Van Kadastro Mahkemesinin 07.06.2012 tarihli ve 2008/20 Esas, 2012/8 Karar ... kararı ile, davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların davacı ...'in yargılama sırasında ölmesi nedeniyle davacı mirasçıları adlarına miras payları oranında tesciline karar verilmiştir.

Karara karşı davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuş, Yargıtay Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.02.2013 tarihli ve 2013/364 Esas, 2013/1199 Karar ... ilamı ile, davanın malik hanesi açık olan taşınmazın tescili isteğine ilişkin olduğu, bu tür davalarda Hazine ve Belediye Tüzel Kişiliği ya da taşınmazın bulunduğu yere göre Köy Tüzel Kişiliğinin yasal hasım durumunda olduğu, bu nedenle davanın Hazine ve Belediye Tüzel Kişiliği davaya dahil edilmeksizin yürütülüp sonuçlandırılmasının isabetsiz olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde, "yapılan keşifler ve dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, davacının Kadastro Tutanağının oluşma tarihinden öncesine dayalı zilyetlik süresinin 20 yıl olduğunun ve günümüze kadar da davacı ve mirasçıları tarafından zilyetlerinin devam ettiğinin, taşınmazlar içinde bulunan ağaçların davacı tarafça dikildiğinin ve bahçe olarak kullandığının, dava konusu parselin batı yönünde evinin de bulunduğunun, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla anlaşılmış olduğu; ziraat bilirkişi raporunda da dava konusu parsel içerisinde bulunan ağaçların ortalama yaşlarının 25-30 yıl olduğunun belirtildiği, davacı lehine zilyetlikle kazanım şartları oluştuğu gerekçeleri ile, davacı mirasçılarının davalarının zilyetlikle kazanım koşulları oluşması nedeni ile davanın kabulüne, Van İli İpekyolu İlçesi Aşağı Norşin Mahallesi, (eski 158 ada 32 parsel) yeni 2745 ada 4, 5 ve 7 nolu parsellerin davacı mirasçıları olan ..., ..., ... adlarına 1/3 oranında kayıt ve tesciline, 11/06/1966 Tarihli Kadastro Komisyon Kararının iptaline" karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bu karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Öncelikle taraf teşkilinin sağlanması dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır. Kamu düzenine ilişkin bu hususun yargılamanın her safhasında Mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince, her ne kadar bozma ilamına uyularak Hazine ve Belediyeye ilişkin taraf teşkili sağlanmış ise de dava konusu eski 158 ada 32 parsel ... taşınmazda davalı şerhi bulunduğu halde Belediye tarafından imar uygulaması yapıldığı ve imar uygulaması sonucunda oluşan 2745 ada 4, 5 ve 7 parsel ... taşınmazların tamamının davacı mirasçıları olan ..., ..., ... adlarına 1/3 oranında kayıt ve tesciline karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Şöyle ki, dosya arasında bulunan tapu kayıtlarına göre, 2745 ada 4 ve 7 parsel ... taşınmazların malik hanesinin davalı olduğu, ancak 5 parsel ... taşınmazın, 28.11.2017 tarihinde dava dışı şahsa satıldığı, 05.12.2017 tarihinde ise, kat irtifakına geçilerek, bağımsız bölümler de dava dışı kişilerin malik olduğu ve fakat bu kişilerin davada taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Yine, komisyonda tespit edilen maliklerden, Hediye mirasçılarından, Rasim Torun'un bir kısım mirasçılarının da davada yer almadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez.

Mahkemece, bu yönler gözardı edilerek hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, karar başlığında her bir davalı ya da mirasçılarının ayrı ayrı gösterilmesi zorunluluk arzettiği halde, komisyonda tespit edilen maliklerden, Abdurrahman oğlu ..., ... Bekir, Seher kızı Rabia, Abdurrahman kızı Nazire, Abdurrahman karısı Münevver, Nazım kızı Feride ve kök muris Abdurrahman kızı Hediye'nin bir kısım mirasçıları bozma sonrası verilen eldeki karar başlığında yer almamış, bu kişilere bozma ilamında önce yapılan ilanen tebligatlar yeterli görülmekle yetinilmiştir.

Hal böyle olunca, mahkemece yapılacak iş, öncelikle, karar başlığının usulüne uygun şekilde düzenlenmesi, sonrasında, davacı tarafın dava konusu taşınmazın imar sonrası oluşan taşınmazlara ilişkin talebi de değerlendirilerek, yukarıda sözü edilen kişilere davasını yöneltmek suretiyle yöntemince taraf teşkilini sağlaması için süre ve imkan tanınması, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde, toplanmış deliller çerçevesinde bir karar verilmesi olmalıdır. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nin Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden ...'a iadesine, 1086 ... Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 06.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.