Logo

8. Hukuk Dairesi2024/6447 E. 2025/1198 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içerisinde kalan bir taşınmaza sonradan yapılan tapu kaydının iptali ve taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu yerin 1944 yılında kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığı, sonradan yapılan tapu kaydının orman sınırlarını dikkate almadığı ve bu nedenle geçersiz olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve Hazine adına tescil kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/457 Esas, 2018/761 Karar

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş olup, kararın davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 10.06.1944 tarihinde ilk orman tahdidinin yapıldığı ve 27 Ocak 1945 tarihli ve 5916 sayılı Resmi Gazete'de tahdit zabıtnamesinin ilan edildiği, 4785 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi gereğince dava konusu yerin devletleştirildiği, 16.07.1960 tarihinde 5602 sayılı Kanun uyarınca 2737 parsel olarak Öğre Dağı Devlet Ormanı vasıflı taşınmaz olarak Hazine adına tespitinin yapıldığı, bu tespitten sonra Beynam köyünün güney komşusu ve o yıllarda Bala ilçesine bağlı köy olan ... köyünde 23.05.1959 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında; Ankara ili Gölbaşı ilçesi ... köyü 271 parsel sayılı, 1935,50 metrekare ve bahçe vasfı ile senetsizden gerçek kişiler adına tescilinin yapıldığı ve kadastro tespitinin 07.10.1963 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.

Davacı ... İdaresi vekili dava dilekçesinde, davalılar adına kayıtlı Ankara ili Gölbaşı ilçesi ... köyü 271 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit tutanak ve haritalarına göre Beynam Öğre Dağı Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığının tespit edildiğini, ancak Beynam köyünün güney komşusu ve o yıllarda Bala ilçesine bağlı köy olan ... köyünde yapılan arazi kadastrosu esnasında Beynam öğre dağı devlet ormanı sınırları dikkate alınmayarak dava konusu parselin oluşturulup, zilyetlik hakkı iddiasıyla senetsizden tapuya tescilin yapıldığını, kadastrosu kesinleşmiş alanlarda ikinci kadastro işlemi vukunda, ikinci kadastro işlemi hangi aşamada bulunursa bulunsun hukuken geçersiz olduğundan taşınmazın orman sınırları içinde kalan kısmının tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tescilini istemiş, davalılar davanın reddini savunmuşlardır.

Dava, orman olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; dava konusu 271 parsel sayılı taşınmazın 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış ve kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı, 1958 yılında senetsizden tespitinin yapılmasının haksız olduğu, özel mülke dönüştürülemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile, Ankara ili Gölbaşı ilçesi ... köyü 271 parsel sayılı taşınmazda davalı ... oğlu ...'nın 72/108 payına ilişkin tapu kaydı ile diğer davalılar murisi ... oğlu ... adına olan 1/3 paya ilişkin tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20.Hukuk Dairesince, ilk derece mahkemesince yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli görülmeyerek, yeniden orman araştırması yapılması için hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu bulunduğu, 16.07.1960 tarihinde düzenlenen Tapulama Tutanağına göre 2767 parsel numarasıyla kayıtlı taşınmazın 1.601,00 hektar yüzölçümlü olarak Hazine adına tespitinin yapıldığı, iktisap sebebinde "tapu kaydı vechile.... 10.06.1944 tarihinde 2 numaralı Orman Tahdit Komisyonunca tahdidi yapılarak ve 4785 Sayılı Orman Kanununun 1. maddesi gereği Devletleştirilmiş ve o tarihten beri de Maliye Hazinesi'nin hukuk ve tasarrufu altında bulunduğu sabit bulunmakla Maliye Hazinesi adına tespiti yapıldı" denildiği, tapulamaya itiraz sonrasında Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 18.09.1964 tarihli ve 1964/6245 Esas, 5114 Karar sayılı ilamı ile "nizalı parselin tahdit görmüş orman olarak tapulama dışı bırakılması şeklinde düzeltilerek hükmün onanmasına" karar verildiği, hükmün 25.11.1964 tarihinde kesinleşerek, 26.11.1964 tarihinde 1.601,00 hektar yüzölçümü ve Öğre Dağı Ormanı niteliğiyle Hazine adına hükmen tescil edildiği, harita mühendisi ve serbest orman yüksek mühendisi bilirkişilerin müşterek raporuna göre; arazide alınan koordinatlara göre çizilen krokinin orman tahdit haritasına aplikesinde 1-47-1 nolu orman tahdit noktaları ile çevrili öğre dağı orman sınırlarının 26-27 nolu OTN noktalarına göre 6831 sayılı Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun) kapsamında tamamen orman sayılan yerlerden olduğu, zilyetlikle kazanımın mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Ankara ili Gölbaşı ilçesi ... Mahallesi eski 271 yeni 122474 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalılara ilişkin tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı ... temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 345,55 TL'nin temyiz eden davalıdan alınmasına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

17.02.2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.