"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/432 E., 2023/837 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 41 inci maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Kadastro sonucu Çanakkale ili Merkez ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 576 parsel sayılı 13.950,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davacılar ... ve ... adına, 575 parsel sayılı 2.600,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise davalılar murisi ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiş; davacıların, 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesine dayanarak yaptığı teknik hataların düzeltilmesi talebi Kadastro Müdürlüğünce reddedilmiştir.
2.Davacılar vekili dava dilekçesinde, kadastro sırasında, kendilerine ait taşınmaz ile davalılara ait taşınmaz arasındaki sınırın teknik hata sonucu haritasında yanlış gösterildiği iddiasına dayanarak, teknik hatanın düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.05.2014 tarihli ve 2013/71 Esas, 2014/181 Karar sayılı kararıyla; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA KARARLARI VE SONRASINDAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 08.05.2014 tarihli ve 2013/71 Esas, 2014/181 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.03.2016 tarihli ve 2015/6312 Esas, 2016/3370 Karar sayılı kararıyla; "davacıların iddialarının ve talebin hukuki niteliği, 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesinde düzenlenen “Hataların Düzeltilmesi” istemine ilişkin olması nedeniyle Mahkemece, işin esasına girilerek 41. maddenin uygulanmasından ... ihtilafın çözümlenmesi gerekirken, hatalı gerekçeyle hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bozma ilamına uyulduktan sonra, İlk Derece Mahkemesinin 19.12.2017 tarihli ve 2016/273 Esas, 2017/453 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, 575 parsel sayılı taşınmazın 26.04.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda kırmızı renkle ve (A) harfi ile gösterilen 1.058,93 metrekare yüzölçümlü kısmının ifrazına ve davalı adına kayıtlı tapusunda bu bölümün iptali ile 2023 nolu parsele ilave edilerek davacı ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 19.12.2017 tarihli ve 2016/273 Esas, 2017/453 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 08.03.2021 tarihli ve 2018/2133 Esas, 2021/2111 Karar sayılı kararıyla; "İlk Derece Mahkemesince yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı belirtilerek, öncelikle İlk Derece Mahkemesince denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğraflarının, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğraflarının, tesis kadastrosuna ait pafta haritasının, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritalarının, mahkeme ilamları ve eki olan haritaların, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosuna ait ölçü çizelgesinin, hesap cetvelinin ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılması, keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmesi, yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmesi, renkli fotoğraflarının çekilmesi, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıklarnın tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanlarının tevsik edilmesi, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırların fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmesi, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınması, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak rapor hazırlanmasının istenmesi, fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarında teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritaların alınması, ayrıca ortofoto üzerinde ilk tesis kadastrosuna ait harita ile varsa düzeltme haritasının ada bazında, ikincisi çekişmeli taşınmazlar ve komşularını kapsar bazda ve üçüncüsü ise ilk tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazların zeminini çakıştırır bazda en az üç adet harita düzenlenmesi ve doğru sınırları gösterir harita tanzim edilmesinin istenmesi, fen bilirkişi haritasında, tesis kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiğinin de gösterilmesi, açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Ç. İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bozma ilamına uyulduktan sonra, İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "davanın, davalılara ait 575 parsel sayılı taşınmaza yönelik mülkiyet iddiasını içeren dava niteliğinde olmayıp kadastro tespiti sırasında, teknik hata yapılmak suretiyle davacılar adına kayıtlı 576 parsel sayılı taşınmaz ile 575 parsel sayılı taşınmaz arasındaki sınırın yanlış belirlendiği iddiasına ilişkin olduğu, iddianın ve talebin hukuki niteliğinin 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesinde düzenleme bulan “Hataların Düzeltilmesi” istemi olduğu; fen bilirkişi kurulunun 01.03.2023 havale tarihli raporlarında; Tesis Kadastrosu esnasında 575 ve 576 parseller arasında bulunan hattın hatalı ölçüldüğü ve bu hatalı ölçü üzerinden sınırlandırılmasının yapıldığı, davaya konu olan parsellerin yüzölçüm hesabı yönünden bir hata gözlemlenmediği, yenileme kadastro çalışma sonuçlarının yerinde ve doğru olduğu belirtilmekle; yenileme kadastro tespiti sırasında teknik hata yapılmadığı, yenileme kadastro çalışma sonuçlarının yerinde ve doğru olduğu tespit edildiği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, yapılan araştırmaların yeterli olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Dava, davalılara ait 575 parsel sayılı taşınmaza yönelik mülkiyet iddiasını içeren dava niteliğinde olmayıp kadastro tespiti sırasında, teknik hata yapılmak suretiyle davacılar adına kayıtlı 576 parsel sayılı taşınmaz ile 575 parsel sayılı taşınmaz arasındaki sınırın yanlış belirlendiği iddiasına ilişkin olup iddianın ve talebin hukuki niteliği; 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinde düzenleme bulan “Hataların Düzeltilmesi” istemidir.
2.UYAP üzerinde temin edilen taşınmazların tapu kayıtlarının incelenmesinde taşınmazlar üzerinde 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca uygulama kadatrosu yapıldığı anlaşılmaktadır.
3.Kadastro Güncelleme Yönetmeliği’nin 28 inci maddesinde; “Bu Yönetmelik kapsamında çalışmalar öncesi davalı olup da davaları devam eden taşınmazlardan; Mahalli hukuk mahkemelerinde davalı olan taşınmazlardaki uyuşmazlık konusu, sınıra ve yüzölçümüne yönelikse bu davalara konu sınırlar, paftasında itirazlı mülkiyet sınırı olarak teknik yönetmelikteki özel işareti ile gösterilir ve yüzölçümü kesinleştirilmez. Hukuk mahkemelerinde görülmekte olan dava dosyalarının ilgili kadastro mahkemesine devri hususunda mahalli hukuk mahkemesine bilgi verilir. Kadastro mahkemelerinde davalı olan taşınmazlardaki uyuşmazlık konusu; sınır ve yüzölçümü dışında mülkiyet ve mülkiyetten gayri ayni haklara yönelikse taşınmazın sınırları belirlenir, paftasında çizimi yapılır ve yüzölçümü hesaplanır. Sınır ve yüzölçümüne yönelikse bu davalara konu sınırlar, paftasında itirazlı mülkiyet sınırı olarak teknik yönetmelikteki özel işareti ile gösterilir ve yüzölçümü kesinleştirilmez. Bu Yönetmelik kapsamında çalışmalar öncesi davalı olup da davaları devam eden bu taşınmazların tutanakları davalı olarak düzenlenir ve tutanaklarda, mahkemenin adı ve dosya numarası belirtilir. Kadastro müdürünce davalı taşınmazlara ait tutanaklar ve eklerinin tasdikli birer örneği müdürlükte bırakılmak suretiyle asılları ile pafta örnekleri en geç 7 gün içinde ilgili kadastro mahkemesine gönderilir.” hükmüne yer verilmiştir.
4.Hakkında kadastro tutanağı düzenlenen ve davalı olmaları nedeni ile tutanakları henüz kesinleşmeyen yerler hakkında genel Mahkemelerin değil Kadastro Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğu kuşkusuzdur. Mahkemelerin görevlerine ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re'sen nazara alınması zorunludur.
5.Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, görevsizlik kararı verilerek davanın Kadastro Mahkemesine aktarılması gerekirken davanın esasına yönelik karar verilmiş olması isabetsiz olup İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
İstek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.