"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 1999/210 E., 2001/386 K.
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve müdahalenin meni davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş, 30.09.2024 tarihli ek kararla temyiz talebinin süresinde olmaması sebebiyle temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Ek karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
4753 sayılı kanuna göre toprak tevzi komisyonunca 22.05.1950 tarihinde tevzien oluşturulan 27 parselin 11.500 m2 yüz ölçümüyle tarla vasfıyla ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır
Davacı ... İdaresi vekili dava dilekçesinde; Ayvalık ilçesi Maden Ada'sı 1 ada 27 parsel sayılı taşınmazın tamamının devlet ormanı olan Maden Adası üzerinde bulunduğunu, 6831 sayılı Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun) 1 inci maddesine göre 1968 yılında yapılan orman sınırlandırmasında Maden Adası'nın tamamının orman olarak sınırlandırıldığını belirterek davalı adına tapu kaydının iptali ile müdahalesinin menini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "...dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman tahdidi içerisinde kaldığı, ayrıca işbu dosyayla tarafları aynı olan Ayvalık Kadastro Mahkemesi'nin 1990/5 Esas sayılı dosyasında kadastro komisyon kararına itiraz davasının davalılar aleyhine neticelendiği..." gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu Ayvalık ilçesi Alibey Mahallesi Maden Adasında kain 1 ada 27 parselde ... oğlu ... adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmaz üzerindeki davalının müdahalesinin men'ine karar verilmiş, işbu karar davalı mirasçıları vekilinin 26.09.2024 tarihli temyiz dilekçesiyle "dosya kapsamındaki gerekçeli kararın müvekkillerine usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediği" iddiasıyla temyiz edilmesi üzerine; Mahkemece 30.09.2024 tarihli ek kararla "Mahkemenin 26.09.2001 tarih, 1999/210 Esas, 2001/386 Karar sayılı kararının kararının taraflara en son 03.12.2001 tarihinde tebliğ edildiği ve temyiz edilmediğinden 19.12.2001 tarihinde kesinleştiği" gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, ek karar davalı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalılar vekilinin 30.09.2024 tarihli ek kararı temyizi yönünden;
Mahkemenin 30.09.2024 tarihli ek kararında her ne kadar kararının taraflara en son 03.12.2001 tarihinde tebliğ edildiği gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı, davalılar vekilinin temyiz dilekçesi ekindeki tebliğ mazbatalarından anlaşıldığı üzere davalıların aynı çatı altında ikamet etmediği, buna rağmen tüm tebligatların aynı çatı altında yaşadıkları belirtmesiyle ... 'a yapıldığı, bu yönüyle tebligatların usulüne uygun olmadığı anlaşıldığından temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek ek kararın kaldırılması gerekmektedir.
2- Davalılar vekilinin Mahkemenin 26.09.2001 tarihli ve 1999/210 Esas, 2001/386 Karar sayılı kararı temyizi yönünden;
Yapılan inceleme neticesinde; dava konusu taşınmazın 1968 yılında yapılıp 1970 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığının anlaşıldığı, öte yandan davalılar ... (...), ..., ..., ... 'ın (...) ve ... 'ın (...) davayı kabul beyanları, öte yandan Ayvalık Kadastro Mahkemesi'nin 1990/5 Esas, 1991/4 Karar sayılı kararında davacısının işbu dosya davalıları, davalıların ise Orman İşletme Müdürlüğü ve Orman Bakanlığı olan orman kadastro komisyonu kararına itiraz (2/B ye itiraz) davasında davacıların 27 parselin orman sınırları dışına çıkarılma davasının reddine karar verildiği, işbu kararının Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin onamasıyla kesinleştiği, ilgili kararın işbu dosya açısından güçlü delil teşkil ettiği dikkate alındığında temyiz talebi yerinde görülmemiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan sebeplerle; İlk Derece Mahkemesi'nin 30.09.2024 tarihli EK KARARININ KALDIRILMASINA,
2) Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
427,60 TL davalılar tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.