Logo

8. Hukuk Dairesi2024/6638 E. 2025/584 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşen orman kadastro sınırında fenni hata bulunduğu iddiasıyla yapılan tapu kaydında düzeltim davasında, davanın husumet ve hukuki yarar yönünden reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 9/son maddesi gereğince kesinleşmiş orman sınırında fenni hataların düzeltilmesi talebiyle dava açılamayacağı ve bu tür taleplerin Orman Komisyonlarına yapılması gerektiği, ayrıca davalı idarenin yargılama giderlerinden muaf olmasına rağmen aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1420 E., 2024/1692 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın usulden reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/201 E., 2021/235 K.

Taraflar arasındaki tapu kaydında düzeltim davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesinde, Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/1287 Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen yaklaşık 46 dönümlük taşınmazın, 50-60 yıldır zilyetliğinin vekil edeninde olduğu, orman parselleri ile tapu parselleri arasında uyumsuzluk olduğundan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/A maddesi uyarınca kadastro müdürlüğünce çalışma yapılması gerektiği iddiasıyla, harita hatasının düzeltilmesi ve taşınmazın vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, "Dosya kapsamında toplanan deliller ve 04.01.2021 tarihli bilirkişi heyet raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Kanun ile değişik orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B madde uygulama çalışmalarında 6831 sayılı Kanun'un 1. maddesine göre orman sayılan yerlerden olması nedeniyle 4785 sayılı Kanun ile devletleşen orman olduğu ve kadastrosunun yapılarak orman sınırları içine alındığı, krokisi kesinleşmiş orman kadastro haritası üzerine çakıştırıldığında orman sayılan yerlerden olduğu, orman tahdit hattında hata bulunmadığı anlaşıldığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacılar vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, "Tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından dava dilekçesine ekli krokide gösterilen davalı alana ilişkin olarak kesinleşen orman kadastro sınırında fenni hata bulunduğu iddiasıyla düzeltilmesi talebiyle dava açıldığı, dava edilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarında davalı yer olarak gösterilen taşınmaz 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman tahdidinde orman sayılmayan alan ise de, bu çalışmanın 4785 sayılı Devletleştirme Kanunu'nundan önce yapılıp kesinleştiği, dolayısıyla Devletleştirilen ormanları kapsamadığı, daha sonra 6831 sayılı Kanun'a göre 4785 sayılı Kanun hükümleri gözetilerek yapılıp 08.07.1988 tarihinde ilana çıkarılarak kesinleşen orman kadastrosunda 44, 45, 46, 90/2372, 91/2372, 92/2372, 93/2372, 84/2372, 84/2372 ve 44 nolu OTS noktaları ile sınırlandırılarak orman sınırı içine alındığı, bu işlemin 08.01.1989 tarihinde kesinleştiği ve 10 yıllık hak düşürücü sürenin de 08.01.1999 tarihi itibariyle dolduğu, 6831 sayılı Kanun'un 4999 sayılı Kanun'la değişik 9/son maddesince kesinleşmiş orman sınırında vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında aplikasyon, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan yüzölçümü ve fennî hataların orman komisyonlarınca yapılacağı ve bu çalışmayı yapmak üzere idareyi zorlayıcı dava açılamayacağı, 6831 sayılı Kanun'un 9/son maddesinde 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinde düzenlendiği şekilde ilgilinin müracaatı üzerine işlem yapılacağına dair bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle davacının kesinleşen orman sınırlarında fenni hata bulunduğundan bunun düzeltilmesine ilişkin dava açmasında hukuki yararının bulunmadığı, mahkemece davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı şekilde ve gerekçeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bundan ayrı olarak da; 6831 sayılı Kanun'un 4999 sayılı Kanunla değişik 9/son maddesince yapılacak işlemlerin orman kadastro komisyonlarınca yapılması gerektiğinden husumetin Orman Yönetimine yöneltilmesi gerektiği, bu davalarda Kadastro Müdürlüğü'nce yapılan bir işlem bulunmadığından bu idareye husumetin yöneltilmesinin doğru olmadığından Antalya Kadastro Müdürlüğü'ne yönelik açılan davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiği gözetilmemesi ve davalıların yargı harçlarından muaf olmasına rağmen aleyhlerine karar ve ilam harcına hükmedilmesi ile davanın ... tarafından açıldığı ve yargılama sırasında 03.07.2017 tarihinde vefat ettiği ve davaya mirasçılarınca devam edildiği halde karar başlığında mirasçıları yerine davacı olarak yalnızca ...'nın gösterilmesi de doğru değildir." gerekçesiyle davacılar vekili ile davalı ... İdaresi vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 3402 sayılı Kanun'un 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca davanın yeniden esasına ilişkin olarak; Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle usulden reddine, Orman İdaresi aleyhine açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 427,60 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye‭‭ 396,20 TL karar ve ilam harcının davacılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile Hazineye gelir kaydına, davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen ve müştereken alınarak davalılara eşit olarak verilmesine karar verilmiş; karar, davalı ... İdaresi vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, davalı ... İdaresi vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Somut olayda, davacıların talebi, kesinleşen orman kadastro sınırında fenni hata bulunduğu iddiasıyla düzeltilmesi talebine yönelik olması nedeniyle hüküm altına alınması gerekli vekalet ücreti, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesindeki maktu vekalet ücreti olmalıdır. Ne var ki, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacılar vekili ile davalı ... İdaresi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur. Şu halde, Bölge Adliye Mahkemesince kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar yönünden maktu olarak Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri dikkate alınmadan İlk Derece Mahkemesi karar tarihindeki maktu vekalet ücretine karar verilmiş olması isabetsiz ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

S O N U Ç : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... İdaresi vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... İdaresi vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B-5) numaralı bendinde yer alan "5.100,00 TL" kısmının hüküm yerinden çıkartılmasına ve yerine "17.900,00 TL" rakamının yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.