Logo

8. Hukuk Dairesi2024/696 E. 2024/4692 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu Hazinedar ... Vakfı adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının zilyetliğe dayalı mülkiyet iddiasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hazinedar ... Vakfı'nın gayri sahih vakıf olması ve vakfiyenin uyuşmazlık konusu taşınmazları kapsamaması hususunda davacı lehine usuli müktesep hak oluştuğu, ayrıca davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiğinin tespit edilmesi gözetilerek yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü;

K A R A R

Kadastro sırasında, Samsun ili Asarcık ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan temyize konu 170 ada 11 ve 174 ada 3 parsel sayılı 3.766,70 ve 1.478,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Hazinedar ... Vakfına ait 1228 tarihli vakfiye hudutnamesinin kapsamında kalmakta olup, vakıf mallarının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisaplarının mümkün bulunmadığı belirtilerek Hazinedar ... Vakfı adına tespit edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazların vakıf malı olmayıp, dedesinden babasına, babasından da kendisine kaldığını, 50–60 yılı aşkın süredir zilyetliklerinde olduğunu ileri sürerek taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile adına tescilini istemiştir.

Mahkemenin vermiş olduğu önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; " 20. Hukuk Dairesince, tespit maliki Hazinedar ... ... Vakfının gayri sahih vakıf olduğuna ve taşınmazların vakfiye kapsamında kalmadığına değinilerek zilyetlikle iktisap koşullarının davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına yönelik olarak hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, bozma ilamına uyulduğuna göre tespit maliki Hazinedar ... ... vakfının gayri sahih vakıf olduğu ve dayanılan vakfiyenin de taşınmazları kapsamadığı hususunda davacı taraf yararına usuli müktesep hak oluştuğu kuşkusuzdur. Diğer yandan, dosya kapsamı ile de Hazinedar ... ... Vakfının sahih vakıflardan olduğu ve dayandığı vakfiyenin çekişmeli taşınmazları kapsadığı somut olarak ortaya konulamadığı gibi, taşınmazda davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği de belirlenmiştir. Hal böyle olunca, davanın kabulüne ve çekişmeli 170 ada 11 ve 174 ada 3 parsel sayılı taşınmazların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu" gereğine değinilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile çekişmeli 170 ada 11, 174 ada 3 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, uyulan bozma ilamında ve İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden davalıdan alınmasına,

Taraflarca 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.