"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/92 E., 2023/266 K.
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali tescili davası olup, çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında davacı ... zilyetliğinde olduğu ancak 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından tarla nitaliği ile Hazine adına tespit yapıldığı tutanağın edinme sütununa yazılmıştır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede Orman Kadastrosu 3402 sayılı Kanun'un 5304 sayılı Kanun ile değişik 4 üncü maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Davacı vekili dilekçesinde özetle; tapulama çalışmaları sırasında Biçin köyü Temirler-Çetler Mevkiinde 122 ada 5 parselde kayin gayrimenkulün Hazine adına tapulandığını, müvekkilinin bu yerin kendisi adına tapulandığını zannederek hiçbir kuşkusu olmaksızın kullanmakta iken Hazine ilgilileri tarafından uyarıldığını için bu dava açmak zorunda kaldıklarını, bu yeri müvekkilinin babasının uzun yıllar doğrudan zilyet olduğunu, babası öldüğünde küçük yaşta bulunması nedeniyle müvekkilinin ziraat yapamadığını, annesini tarafından zilyetlik semerelerinden faydalanmak sureti ile devam ettirildiğini, müvekkilinin büyümesi ile de zilyetliği yeniden ziraat yapmak suretiyle doğrudan ve kesintisiz olarak otuz yıla yakın süredir sürdürdüğünü ve halen zilyetliğinde olduğunu belirterek 122 ada 5 parselde kain gayrimenkulün Hazine adına yapılan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 19.12.2011 tarih 2011/16294 Esas 2011/15019 karar sayılı ilamıyla eksik inceleme ve araştırma sebebiyle bozulmuş, Nurhak Adliyesi kapatıldığından, dosya Mahkemenin 2012/732 Esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiş, yargılama sonunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 21.06.2022 tarih ve 2021/9046 Esas, 2022/5971 Karar sayılı ilamıyla eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğu, taşınmazda zilyetlik hususunun eski hava fotoğraflarıyla incelemesi gerektiği sebebiyle bozulmuştur.
Yeniden yapılan yargılama sonunda Mahkemece; "... davanın zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, mahallinde yapılan keşifte; mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, ziraat mühendisi ve orman mühendisi bilirkişiler ile dava konusu taşınmaz gezilmiş ve beyanlar alınmış, Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazın hava fotoğrafları üzerinde yapılan inceleme neticesinde 1999-2010 yılları arasında kullanılmaya başlandığının ifade edildiği, dava tarihinin 2010 yılı olması da dikkate alındığında, Türk Medeni Kanununda ön görülen 20 yıllık sürenin dolmayacağı görülmüştür. Taşınmaz üzerinde bulunan su kuyusunun da 2010-2017 yılları arasında açılmış olduğu tespit edilmiştir. Ziraat mühendisi bilirkişi raporunda da yine davaya konu taşınmazın ekonomik amacına uygunluk süresinin 20 yıllık iktisap koşulunu gerçekleştirmeyecek şekilde olduğunun ifade edildiği, Orman mühendisi bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun) kapsamında orman emvalinden olmadığı tespit edildiği, gerek davacının keşif esnasındaki beyanları ve gerekse mahalli bilirkişi ve tanık beyanları dikkate alındığında davacının davaya konu davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olan 122 ada 5 parsel sayılı taşınmazı Türk Medeni Kanunu kapsamında öngörülen süre nisabınca zilyetliğinde bulundurmadığı görüldüğü..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Verilen karar davacı vekili tarafından; eksik inceleme ve araştırmaya dayalı usul ve kanuna aykırı verilen kararın bozulması talebiyle temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ:Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
187,80 TL davacı ... tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.