"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl dosya davacısının davasının reddine, asli müdahilin davasının kabulüne, birleşen dosyalardan ..., ..., ..., ve ...'ın davalarının reddine, birleşen dosya davacıları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'nun davalarının kabulüne, birleşen dosya davacılarından ...'ın davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olup hüküm, davacılardan ... ile asli müdahil ... ve davalı Hazine vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro çalışmaları sırasında Ardahan ili Çıldır ilçesi Damlıca Köyü çalışma alanında bulunan; 1107 ada 132 parsel 87.793,87 metrekare yüzölçümlü taşınmaz "mera" vasfı ile sınırlandırılmıştır. Asıl, birleşen ve asli müdahale dava dilekçelerinde özetle; mera olarak sınırlandırılan taşınmaz alanı içerisinde uzun yıllardır zilyetlik yolu ile tarla olarak kullandıkları kısımların mera tespitinin iptali ile adlarına tapuya tescilini istemişlerdir.
Mahkemece birleşen 2009/3 Esas sayılı dosya yönünden davanın kabulüne, diğer davaların reddine karar vermiş, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 06.05.2008 tarihli ve 2008/2099 Esas, 2008/2000 Karar sayılı ilamı ile; aynı parselle ilgili başka davalar olduğu için birleştirme kararı verilmesi ile kabule göre de usulüne uygun mera araştırması yapılmaksızın karar verilmesi gerekçeleri ile mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak asıl dosya davacısının davasının reddine, asli müdahilin davasının kabulüne, birleşen dosyalardan ..., ..., ..., ve ...'ın davalarının reddine, birleşen dosya davacıları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'nun davalarının kabulüne, birleşen dosya davacılarından ...'ın davasının kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılardan ... ile asli müdahil ... ve davalı Hazine vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Mahkemece, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 06.05.2008 tarihli ve 2008/2099 Esas, 2008/2000 Karar sayılı bozma ilamına uyulmuş ise de gereği tam yerine getirilmemiştir. Yargıtayın bozma kararlarına karşı direnme hakkı yasalarımıza göre Mahkemeye verilmiş olup, Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra gereklerinin yerine getirilmesi ve bozma ilamında yazılı hususları karşılayacak şekilde araştırma ve inceleme yapılarak hüküm kurulması zorunludur. Öğreti ve yerleşik Yargıtay uygulamasında kararlılık kazanan görüşlere göre kural olarak meraların çıplak mülkiyeti Hazineye yararlanma hakkı ise taşınmazın bulunduğu belde ya da köy tüzel kişiliğine aittir.
Mahkemece, bir kısım davaların kabulüne bir kısmının reddine karar verilmiş ise de; yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmamış, bu kapsamda, taşınmazın bulunduğu bölgede tahsisli mera bulunup bulunmadığı ilgili kurumlardan sorularak tespit edilmemiş ve taşınmazların kadim mera olup olmadıkları hususunda komşu mahallelerden mahalli bilirkişi dinlenilmemiş ve yine dava konusu taşınmaza komşu taşınmazlara ait tutanaklar dayanaklarıyla getirilip dava konusu taşınmaz bölümünü ne olarak okuduğu denetlenmemiş, ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektirip gerektirmediğini ve imar ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığını komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmadığı, diğer yandan bir taşınmazın niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde hava fotoğrafından yararlanılmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazları da bir arada gösterecek birleşik harita, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tamamının kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ile davalı iseler dava dosyaları temin edilmeli, bunların yanında dava konusu taşınmazı dıştan çevreleyen komşu parselleri (dava konusu parselin hudutlarında dere, yol vs. bulunması halinde bunlardan sonra gelen parseller de dahil olmak üzere) bir arada gösterir geniş çaplı kadastral kroki ve bu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ile varsa dayanaklarını oluşturan kayıt ve belgeler tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmeli, taşınmazların bulunduğu yer ve yöreye ilişkin mera tahsis kaydı ve kararı olup olmadığı hususu araştırılmalı, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu Köyü / Mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihi olan 2006 yılından 15 - 20 - 25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bulunan tüm hava fotoğrafları getirtilerek) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili kurumlardan celp edilerek dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu köye komşu köylerde ve taşınmazların bulunduğu yerde yaşayan şahıslar arasından ayrı ayrı seçilecek üçer kişilik mahalli bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 290 ıncı maddesi kapsamında bir fotoğrafçı bilirkişi eşliğinde taşınmaz gezilip mahkeme hakiminin taşınmaza ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmek suretiyle yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak keşifte, dinlenilecek mahalli bilirkişi ve tanıklardan, mera parseli olarak sınırlandırılan taşınmaz içerisinde davacıların davaya konu ettikleri kısımların ayrı ayrı geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, taşınmazın sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı, taşınmazın kullanımına ara verilip verilmediği, önceki niteliklerinin ne olduğu, evveliyatı itibariyle kadim mera vasfında olup olmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmaları halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmedikleri, edilmişlerse imar - ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı, dava konusu taşınmazın sınırlarında mera bulunması halinde zaman içinde taşınmazın sınırlarında mera yönünde genişleme olup olmadığı ve mera ile taşınmaz arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; beyanlar arasında çelişki oluşması halinde, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanları komşu parsel tutanak ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli; komşu parsellerin başka davanın konusu olduklarının anlaşılması halinde, ilgili dava dosyaları getirtilerek dava konusu taşınmazların niteliklerinin ve zilyetlik durumlarının değerlendirilmesi sırasında bu dosyalarda alınan beyan ve raporlar dikkate alınmalı; fen bilirkişisinden, komşu taşınmazların varsa oluşumundaki dayanak kayıt ve belgeler uygulanmak suretiyle çekişmeli taşınmazın bulunduğu sınırları ne olarak okuduklarının belirlendiği, kroki üzerinde işaretlenmek suretiyle, taşınmaz üzerinde tarafların kullanımındaki bölümler ile mera alanları arasında doğal yada yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığının belirtildiği ve taşınmazın sınırlarında ve üzerinde kalan dere, yol, mera vs. sınırlarını gösteren, somut bulgulara ve bilimsel esaslara dayanan, keşfi izlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve harita/kroki hazırlaması istenilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazın tamamının veya bir kısmının zilyetlikle iktisap edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu, kamu orta malı mera vasfı taşıyıp taşımadığını, meradan açılıp açılmadığını, meranın devamı niteliğinde olup olmadığını, mera ile tarafların zilyetliği altında bulunan bölümler arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığını açıklayan, zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini somut verilerle ortaya koyan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde taşınmazın toprak yapısını, eğimini ve bitki desenini açıklayan, kültür arazisi olarak kullanılan dava konu edilen her bir taşınmazın mera bütünlüğünü bozup bozmadığı, önceki keşiflerde alınan ziraatçi bilirkişi raporlarının da irdelendiği, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fotoğrafçı bilirkişiden, dava konusu taşınmazın komşu parsellerle arasındaki sınırları gösterir şekilde, mümkün olduğunca farklı yön, açı ve yükseklikten fotoğraflarının çekilmesi ve fotoğrafların hangi taşınmaza ait olduğu açıklanmak suretiyle, fen bilirkişisinin yardımı ile çekişmeli taşınmazla komşu parsellerin sınırlarının fotoğraflar üzerinde gösterilmesi istenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi suretiyle, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar - ihyaya konu edilip edilmediğini, imar - ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlenlettirilmeli ve bundan sonra, taşınmazın öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde, meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı hususu da göz önünde bulundurularak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda detaylı şekilde açıklanan çerçevede araştırma ve inceleme yapılıp daha sonra usulü kazanılmış haklara da riayet edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle; temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 08.02.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.