"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ : 23.08.2023
SAYISI : 2013/263 E., 2016/749 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece, tavzih talebinin reddine karar verilmiş olup ek kararın davacılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
1989 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında Kazıklıbucak köyü 101 ada 14, 15, 16, 23, 24, 32, 33, 34, 35, 38 ve 41 parsel (37 parselin ifrazından oluşmuştur) tarla, zeytinlik ve hali arazi niteliğiyle; 39 sayılı parsel ise orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
101 ada 39 parsel hakkında gerçek kişilerin tapu kaydına dayanarak Asliye Hukuk Mahkemesinin 1967/669 ve 670 sayılı dosyalarında açtıkları orman kadastrosuna itiraz davası, 6831 sayılı Kanun'un 3373 sayılı Kanun ile değişik 11/1 inci maddesi gereğince Kadastro Mahkemesine aktarılarak 1989/71 sayısına kaydedilmiş, bozma kararlarından sonra Kadastro Mahkemesinin 2001/6 sayısını almıştır.
Diğer taraftan orman kadastrosuna itiraz davasının konusu olan 101 ada 15, 39 ve 41 sayılı parsellerin 1989 yılında yapılan kadastro tespitleri davalı olmasına rağmen, yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak kesinleştirildikten sonra, 27.09.1989 tarihli ise başlama tutanağı ile 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B madde uygulamalarını yapmak üzere göreve başlayan 39 Nolu Orman Kadastro Komisyonu 101 ada 39 sayılı parselin çap sınırı içinde (VIII), (IX), (X), (XI), (XXII) poligon numarası verdiği yerleri nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartarak ilan edip kesinleştirmiştir. Orman rejimi dışına çıkartılan yerlerle ilgili olarak 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre 1995 yılında yapılan ek kadastroda, 101 ada 39 sayılı parselden 2/B madde uygulamaları ile orman rejimi dışına çıkarılan (XIII) nolu poligona 101 ada 44, (IX) nolu poligona 101 ada 45, 51, (X) nolu poligona 101 ada 46, 52, 53, (XI) nolu poligona 101 ada 47, 54, 55, (XXII) nolu poligona 101 ada 49, 56, 57, 58 parsel numaraları verilerek Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir. (Bu parseller tescil edilirken 2/B madde parsellerinin yüzölçümü 101 ada 39 nolu orman parselinin yüzölçümünden düşülmüştür.)
Davacı, 27.11.2006 tarihli dilekçesiyle, dava konusu parsellerin T.Sani 1298 tarihli ve 17 nolu sicilden gelen Eylül 1956 tarihli ve 73 nolu tapu kaydı kapsamında, orman sayılmayan yer olduğunu ve tapu maliklerinin bayiinden satın aldığını iddia ederek, dava konusu parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, asıl dava dosyası yönünden davacının davasının kısmen kabulüne; 101 ada 39 parsel sayılı taşınmaza ilişkin; bilirkişiler Özgür Yılmaz ve ... Karaca tarafından tanzim edilen 30.09.2011 tarihli raporda (A) ile gösterilen (mavi taralı) 24.620,80 metrekare kısmının tapu kaydının iptali ile kıyı kenar çizgisi olarak terkinine; 101 ada 39 parsel sayılı taşınmaza ilişkin; 30.09.2011 tarihli raporda (B) ile gösterilen (Sarı taralı) 337.089,41 metrekare kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline; 101 ada 39 parsel sayılı taşınmaza ilişkin; 30.09.2011 tarihli raporda (C) ile gösterilen (Yeşil tararalı) 753.913,89 metrekare kısmının orman vasfı ile Hazine adına tesciline; davacının 101 ada 15, 41, 46, 52, 53 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davasının kabulü ile davalı Hazine adına kayıtlı bulunan tapu kayıtlarının iptaline davacı adına tesciline; tüm asli ve fer'i müdahale talepleri hakkında öncesinde karar verildiğinden tekrar karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hükmün temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi 19.12.2017 tarihli ve 2017/6878 Esas, 10736 Karar sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacı ... vekili 03.12.2024 tarihli dilekçesiyle, davaya konu 101 ada 41 ve 46 parsel sayılı taşınmazlara dair mahkeme hükmünde vasıf belirtilmediğini, taşınmazların fiilen taşlık-çalılık vasfında olduğunu belirterek, taşınmazların vasıflarının taşlık-çalılık olarak tavzihini talep etmiş, Mahkemece verilen 08.11.2024 tarihli (08.01.2025 tarihinde mahkeme hakimi tarafından elektronik olarak imzalanmış olup karara sehven yukarıdaki tarihin yazıldığı anlaşılmıştır.) ek karar ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu kapsamında tavzih veya hükmün tamamlanması için belirlenen kanuni koşulların oluşmadığı ve tavzih yoluyla hüküm fıkrasının değiştirilemeyeceği ve genişletilemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiş, ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına, mahkeme karar tarihinden önce tapuda zeytinlik vasfı ile kayıtlı 46 parsel sayılı taşınmaz ile tapuda delicelik vasfıyla kayıtlı 41 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilerek sadece malik hanesi yönünden iptale karar verildiği, mahkemece kurulan tapu iptali ve tescil hükmünde taşınmazların vasfı ile ilgili bir iptal hükmü kurulmadığı gibi mahkemece yargılama sırasında vasfa yönelik bir inceleme yapılmadığı ve eldeki talebin tavzih veya hükmün tamamlanması yoluyla giderilemeyecek olmasına göre, İlk Derece Mahkemesinin ek kararındaki gerekçe dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler ek kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Mahkemece verilen 24.11.2024 tarihli ve (08.01.2025 tarihinde mahkeme hakimince elektronik olarak imzalanan) ek kararın ONANMASINA,
Davacı ...'ın yatırmış olduğu 615,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.