Logo

8. Hukuk Dairesi2025/550 E. 2025/1302 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir tapu tescil hükmünün icrası aşamasında, kadastro çalışmaları sonucu oluşan yeni hukuki durumun hükmün tavzihi yoluyla mı yoksa yeni bir dava yoluyla mı çözümleneceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, kesinleşmiş hükmün icrası aşamasında kadastro çalışmaları sonucu oluşan yeni hukuki durumu dikkate almadan ve davacı lehine yeni bir tescil kararı vererek hükmü değiştirmesi niteliğinde tavzih kararı vermesi, 6100 sayılı HMK’nın 305. maddesine aykırı olması gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/323 E., 2018/24 K.

KARAR : Tavzih talebinin kabulüne

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmaz tescili (kişilerce açılan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tavzih talebinin kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin tavzih kararı davalı Hazine vekili, davalı ... İdaresi vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, Karacabey ilçesi Kurşunlu Mahallesinde bulunan ve tespit harici bırakılan temyize konu taşınmaz hakkında, taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı şartları oluştuğundan adına tescil istemiyle dava açmıştır.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile fen bilirkişisi tarafından tanzim edilen 04.12.2013 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 277,45 metrekarelik taşınmazın ev ve bahçesi vasfıyla davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07.02.2022 tarihli ve 2021/8490 Esas, 2022/825 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiş ve karar düzeltme istemi de Dairenin 18.10.2022 tarihli ve 2022/3283 Esas, 2022/8202 Karar sayılı ilamıyla reddedilerek hüküm aynı tarihte kesinleşmiştir.

Yörede 15.05.2023 tarihimnde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8 inci maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında taşınmaz hakkında 1752 ada 10 parsel numarası ile kadastro tutanağı düzenlenmiş ve taşınmaz Hazine adına tespit edilerek davacı lehine muhdesat şerhi verilmiştir.

Davacı 10.01.2024 tarihli dilekçesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi kararının Tapu Müdürlüğü tarafından infaz edilemediğini belirterek tescil işlemi için tarafına koordinatlı kroki verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece verilen 30.04.2024 tarihli ek karar ile davacının tavzih talebinin kabulü ile Mahkemenin 16.01.2018 tarihli ve 2017/323 Esas, 2018/24 Karar sayılı ilamın hüküm fıkrasının 1. nolu bendini "Bursa ili Karacabey ilçesi Kurşunlu köyü Köyüstü mevkiinde bulunan 07/03/2024 tarihli rapor ekinde tescile esas krokide 1752 ada 10 parselin 253.03m2'lik kısmı "ev ve bahçesi" vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına, şeklinde TAVZİHİNE, Hükmün diğer bendlerinin aynı şekilde korunmasına," karar verilmiş, ek karar davalı Hazine, Orman İdaresi ve ... tarafından temyiz edilmiştir.

Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün tavzihi” başlıklı, 305 inci maddesinde; “(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” düzenlemeleri getirilmiştir.

Eldeki uyuşmazlıkta, Asliye Hukuk Mahkemesinin tescil hükmünün kesinleşmesinden sonra taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği ve taşınmazın Hazine adına tescil edildiği, davacının talebinin kendisine koordinatlı kroki verilmesinden ibaret olmasına rağmen hükmün kesinleşmesinden sonra yapılan kadastro sonucu oluşan ada ve parsel numaraları belirtilmek suretiyle kadastro sonucu oluşan hukuki durum gözetilmeden taşınmazın tavzih yoluyla davacı adına tesciline karar verildiği, davacı tarafından hükmün kesinleşmesinden sonra kadastro sonucu oluşan hukuki durumun iptali için ayrıca dava açılması gerekmesine rağmen temyize konu tavzih kararı ile hükmün değiştirilmesine yol açacak şekilde tavzih talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.

Bahsi geçen karar az yukarıda açıklanan kanuni düzenlemelere aykırı olup, tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna açıkça aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkemenin tavzihe dair 30.04.2024 tarihli ek kararının BOZULMASINA,

İstek halinde peşin harcın temyiz eden davalı ...'na iadesine,

Taraflarca 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

19.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.