Logo

8. Hukuk Dairesi2025/555 E. 2025/1450 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, miras yoluyla sahip olduklarını iddia ettikleri taşınmazın orman kadastrosu kayıtlarının iptali ve kendi adlarına tescilini talep ettikleri davada, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 2/B uygulamasına konu olduğu ve orman kadastrosu kesinleştikten sonra on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması, ayrıca orman sınırlarını belirleme yetkisinin orman kadastro komisyonlarına ait olması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1083 E., 2024/1782 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Azdavay Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/68 E., 2024/48 K.

Taraflar arasındaki 2/B uygulamasına itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Orman Kanunu (3116 sayılı Kanun) hükümleri uyarınca 1943 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 25.02.1987 tarihinde ilan edilen aplikasyon, sınırlandırma sırasında orman olduğu halde orman sınırları dışında kalan ormanların kadastrosu ile tüm ormanlarda 2/B madde uygulaması, 2009 yılında 3402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu, 04.07.2012-02.08.2012 tarihleri arasında ilan edilen 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Ek-4 üncü maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu vardır. Dava konusu taşınmaz, 2009 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 3402 sayılı Kanun’un 22/son maddesi uyarınca kadastro tespit tutanağı düzenlenmeksizin 3116 sayılı Kanun hükümleri uyarınca 1944 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sırasında orman sınırları içine alındığı belirtilerek, 4.585,700 m2 yüzölçümü ile 08.09.2009 tarihinde idari yoldan 102 ada 12 parsel numarasıyla Orman niteliği ile Hazine adına tescili yapılmıştır.

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kastamonu ili Pınarbaşı ilçesi Ilıca köyü Yeniçeri Mevki ... Evleri 1 ve 2 nolu evlerin üzerinde bulunduğu ve çitlerle çevrilmiş arazilerine ilişkin ormanlık alan olarak tespit edilen kadastro tutanaklarının iptalini ve davacıların mülkiyet hakkına sahip olmaları sebebiyle davacılar adına tespit ve tapuya tescil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davacılar vekilinin talebini açıklaması için mahkemece verilen süreler sonunda dava konusu 102 ada 12 sayılı taşınmazın davacıların miras payları oranında tapuya tescil edilmesini talep ettiğini belirtmişlerdir. Dava, Kadastro Mahkemesinde açılmış, verilen görevsizlik kararı sonrasında yargılamaya Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince; "davacının talebinin tapu kaydının iptali ve 2009 yılında yapılan kadastro çalışmalarına yönelik olduğu anlaşılmış olup mahkememiz talep sonucu ile bağlıdır. Eldeki dava harcı yatırılarak 11.05.2021 tarihinde açılmıştır. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Bu durum bir hak düşürücü süre olarak düzenlenmiş bulunmaktadır Dolayısıyla davanın süresinde açılmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine" karar verilmiştir. Bu karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince; "Bu haliyle eldeki dava 2/B uygulamasına itiraz niteliğinde olup çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 2/B madde uygulaması 25/02/1987 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiş olup 04.07.2012-02.08.2012 tarihleri arasında ilan edilen çalışma 3402 sayılı Kanun’un Ek-4 üncü maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosudur. Yörede yapılan 2/B madde uygulaması dava tarihi itibariyle çoktan kesinleştiği gibi orman tahdidi içinde bulunan taşınmazın, hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması isteğiyle orman idaresini zorlayıcı nitelikte davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Orman kadastrosu yapma ve orman rejimi dışına çıkarma yetkisi orman kadastro komisyonlarına aittir. Kaldı ki öncesi Devlet Ormanı olan bir yer yasa gereği 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılabilir. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2014/9568 Esas, 2015/4637 Karar sayılı ilamıda bu yöndedir. Hal böyle olunca davacı yanın eldeki davasının esastan reddine karar verilmesi gerekirken usulden reddi yönünde hüküm kurulmuş ise de, istinaf edenin sıfatı ve aleyhe kaldırma yasağı karşısında, sonuç itibariyle davanın reddine karar verildiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine" karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından karar temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz edenlerden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.