"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/905 E., 2023/1211 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/87 E., 2021/249 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal, tescil ve elatmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında hüküm kurulması ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanda 6831 sayılı Orman Kanunu hükümleri uyarınca yapılıp 14.12.1994 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Davacı ... İdaresi vekili dava dilekçende özetle; Ankara ili ... ilçesi ... Mahallesinde bulunan 368 parselin dava dilekçesine ekli krokide gösterilen kesiminin kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığını ileri sürerek orman olan kesimin tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, davalının elatmasının önlenmesine, var ise üzerindeki bina ve tesislerin yıkımına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, 368 (yeni 138 ada 1) parsel sayılı 2,535 m² yüzölçümlü taşınmazın tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, davalının elatmasının önlenmesine, taşınmaz üzerinde yapı bulunmadığından yıkım konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tapu kaydına güvenerek tapu kaydında orman şerhi olmaksızın satın aldığını, kararın davacının mülkiyet hakkını ihlal edici nitelikte olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesine göre, "tapuya güven ilkesi" içerisinde, taşınmazın gerçek değerinin tazminat olarak ödenmesi gerektiğini, bu yöndeki tazminat haklarını saklı tuttuklarını, davanın elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden kısmen reddedildiğinden dava değeri üzerinden davacı lehine 16.828,00 TL vekalet ücretinin takdir edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını veya harç ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini istemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonunda; "Somut olayda orman ve fen bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına, orman kadastro çalışma tutanaklarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucu çekişmeli 138 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı hususunun belirlendiğini, kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerler hakkında Orman İdaresi tarafından 4721 sayılı Kanun'un 1025. maddesi uyarınca yolsuz tescil iddiasıyla her zaman tapu iptali ve tescil istemiyle dava açılabileceğini, mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, taşınmaz üzerinde yapı olmadığından yıkım konusunda karar verilmesine yer olmadığına yönünde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığını, ancak çekişmeli taşınmaz tapuda davalı adına kayıtlı olup, davalı ise dava tarihinde taşınmazı mülkiyet hakkına dayalı olarak kullandığından dava tarihi itibariyle haksız el atması söz konusu olmadığından davacının el atmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi olmadığını, anılan hatanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun/HMK) 353/(1)-b.2
maddesi gereğince yeniden yargılama yapmaya gerek olmadan düzeltilmesinin mümkün olduğundan davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin kısmen kabulüne, Ankara 20.Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.07.2021 tarihli ve 2021/87 Esas, 2021/249 Karar sayılı kararının 6100 sayılı Kanun'un 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davacının tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, Ankara ili ... ilçesi ... mahallesi 138 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, Ankara ili ... ilçesi ... mahallesi 138 ada 1 parsel sayılı taşınmazın üzerinde muhdesat ve yapı bulunmadığından yıkım talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacının el atmanın önlenmesi talebinin reddine" karar verilmiştir.
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; elatmanın önlenmesine dair davacı Kurum tarafından bir dava açılmadığını ve yıkım talebinin bulunmadığını halde bu kısım yönünden dacanın reddi ile davalı lehine verilen vekalet ücretinin hiç bir hukuki dayanağı bulunmadığını, kararın bu yönüyle kaldırılarak geri kalan kısmının onanmasına karar verilmesini istemiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1. maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ :Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
7139 sayılı Kanun'un 33. maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.