Logo

8. Hukuk Dairesi2023/5962 E. 2025/2046 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına tespit edilen taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının davalıya ait olduğuna dair kadastro tespit tutanağındaki beyanlar hanesine düşülen şerhe Hazine'nin itirazı üzerine şerhin terkin edilip edilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz üzerinde kadastro tespitinden önce davalı ve bayileri tarafından aşılanıp yetiştirilen mahsuldar zeytin ağaçlarının bulunduğu ve Hazine'nin mevcut şerhin düzeltilmesi yönündeki talebinde hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1142 E., 2023/1159 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Milas Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2021/112 E., 2022/54 K.

Taraflar arasındaki 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro tespitindeki beyanlar hanesinde gösterilen muhdesat şerhine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı tarafın istinaf isteminin kabulüne, hükmü kaldırarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede; 6831 sayılı Orman Kanunu gereğince yapılıp 02.12.1966 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu, 1972 yılında yapılan tesis kadastrosu, 1985 yılında yapılan sınırlandırılması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B çalışması, 1988 yılında yapılan 2/B çalışması, 01.03.2017 tarihinde ilan edilen 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi kapsamında yapılan düzeltme çalışması ve 2020 yılında 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışması bulunmakta olup, Geçici 8. madde kapsamında yapılan çalışmada dava konusu Muğla ili Bodrum ilçesi ... mahallesi, 103 ada 12 parsel sayılı taşınmaz tarla vasfıyla ve 5.964,53 metrekare yüzölçümü ile senetsizden Hazine adına tespit edilmiş, parsel üzerindeki zeytin ağaçlarının davalıya ait olduğuna dair beyanlar hanesine şerh düşülmüştür.

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; dava konusu Muğla ili Bodrum ilçesi ... mahallesi ... mevkiinde bulunan 103 ada 12 parsel sayılı taşınmazda 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi kapsamında çalışma yapıldığını, kadastroya tabi tutulmayan tespit harici yerlerden olduğunu, kadastro tespit tutanağında davalı adına tespit edilerek askıya ilana çıkartıldığını, bahse konu taşınmazın yaklaşık %2-3 eğimli olduğu, parsele ulaşan yol, patika vs olmadığı, kayalık-çalılık vasfında olduğu, parsel sınırını belirtir herhangi bir tel, duvar vs bulunmadığı, imar ihyasının olmadığını, kadastro çalışmalarında davalı adına yapılan tespit usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek davalı adına yapılan kadastro tespitine itirazın kabulü ile taşınmazın Hazine adına tespit ve tescilini talep ve dava etmiştir.

Davacı Hazine vekili 29.06.2021 tarihli beyan dilekçesi ile; taleplerinin davaya konu taşınmazda beyanlar hanesinde yer alan kullanıcı şerhinin ve muhdesat beyanının sicilden terkin edilmesi istemine ilişkin olduğunu bildirmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu Muğla ili Bodrum ilçesi ... Mahallesi 103 ada 12 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının müvekkiline ait olmak üzere Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davaya konu taşınmazın ... tarafından kullanıma açıldığını, tasarruf ve zilyet edinildiğini, ... mirasçıları tarafından taksim edildiğini, ...'dan müvekkilinin yaptığı masraflar karşılığında davaya konu taşınmazın zilyetliğini ve tasarrufunu aldığını, 20 yıldan fazla zamandır taşınmazın tasarrufu ve zilyedi müvekkilinde olduğunu, taşınmaz üzerinde 50-60 yıllık zeytin ağaçları bulunduğunu ve bu ağaçların bakımını hasadını müvekkilinin yaptığını, taşınmazın sınırları belirli ve etrafı çevrili olduğunu belirterek davanın öncelikle usulden ve kabul edilmemesi halinde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan ek raporda dava konusu parselin üzerinde 7 adet zeytin ağacının delice üzerine aşılı olduğu ve zeytin ağaçlarının 30-40 yaşında olduğu, ancak budama ve bakımlarının yapılmadığının belirtildiği, 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca mülkiyet belirlenmesine ilişkin kadastro çalışmasında 3402 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmesinin mümkün olduğu, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ile bir kısım tanık beyanlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, dava konusu taşınmazın bitişiğindeki 103 ada 11 parselle birlikte ... tarafından kullanıldığı, içerisindeki zeytin ağaçlarının aşısı ve bakımını kendisinin yaptığı, davalının ise oğlu ...'nın eşinin ablası ve aynı zamanda Çiftlik Mahallesi muhtarının eşi olduğu, oğlunun evlendiği 2016 yılında düğün masrafları nedeniyle davalıya verildiğinin beyan edildiği, ancak keşif sırasında dinlenen mahalli ve tespit bilirkişilerinin dava konusu parseldeki zeytin ağaçlarını kullandığını görmediği, yine bilirkişi raporunda zeytin ağaçlarının bakımının yapılmadığının belirtildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile dava konusu Muğla ili Bodrum ilçesi ... Mahallesi, ... mevkii, 103 ada 12 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki "Bu parsel üzerindeki zeytin ağaçları ... kızı ... (TC Kimlik No:...) ya aittir." şerhinin terkini suretiyle 19.12.2020 tarihli kadastro komisyon tutanağı tespiti gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 3402 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereği yapılan kadastro tespitinde; üzerindeki zeytin ağaçlarının davalıya ait olduğu yönünde beyanlar hanesine şerh yazılan dava konusu taşınmazın, tarla niteliği ile Hazine adına tespitinin yapıldığı, davacı tarafın talebinin tutanağın beyanlar hanesindeki şerhin iptali talebi olduğunun açıklanması üzerine davanın yapılan yargılaması sonunda; taşınmaz üzerinde, kadastro tespitinden önce davalı ve bayileri tarafından aşılanıp yetiştirilen mahsuldar zeytin ağaçlarının bulunduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davacı tarafın, mevcut şerhin düzeltilmesi yönündeki terditli talebinde, hukuki yararının bulunmadığı dikkate alınmadan davanın kabulü ile beyanlar hanesindeki şerhin terkinine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf istemlerinin kabulü ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 ve 353/(1)-b/2. maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine ve Muğla ili Bodrum ilçesi ... Mahallesi 103 ada 12 parselin kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararıyla; keşif sonrası teknik bilirkişilerce düzenlenen raporda; taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyet yapılmadığı, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerde kaldığı, imar ve ihya faaliyetlerine devam edilmediği, taşınmazın kullanılmadığının tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile de ortada olduğu, taşınmazın zeytinlik vasfının korunması için gereken bakım faaliyetlerine ara verildiği, taşınmazın tekrar bakıma alınarak üretime hazırlanmasının yapılmadığı, uzun yıllarda hiç bir tarımsal faaliyet yapılmadan terk edildiği, edinme nedeni sütunundaki bilgilerin açıklama niteliğinde olduğu, adına tespit yapılan kişiler haricindeki şahıslar bakımından bir hak doğurmasının söz konusu olmadığı, ayrıca 4706 sayılı Hazineye ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanunda Değişiklik yapılması Hakkında Kanun'un 5. maddesinin son fıkrası gereğince taşınmazlar üzerindeki ağaçlar, yapılar, vs. Hazineye ait olduğundan muhdesat tespitinin davalılar adına yapılması kararının açıkça hukuka ve mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir.

3402 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince yapılan kadastro tespitindeki beyanlar hanesinde gösterilen muhdesat şerhine itiraz istemine ilişkindir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1. maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.