"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
HÜKÜM : Davanın reddine
Taraflar arasında Mahkemece görülen uygulama kadastrosuna itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, Artvin ili Merkez ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 102 ada 1 parsel sayılı 7.985,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla 8.238,90 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına kayıtlı bulunan eski 102 ada 2 parsel sayılı 3.994,32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla 3.992,62 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına kayıtlı bulunan eski 102 ada 10 parsel sayılı 913,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla 930,65 metrekare yüzölçümlü olarak ve Hazine adına kayıtlı bulunan eski 102 ada 17 parsel sayılı 5.840,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, aynı ada ve parsel numarasıyla 5.722,66 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, uygulama kadastrosu sırasında Hazine adına kayıtlı 102 ada 17 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığını ve eksikliğin taşınmaza komşu 102 ada 1, 2 ve 10 parsel sayılı taşınmazlarda kaldığını ileri sürerek dava açmıştır.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin önceki hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.02.2020 tarih ve 2016/15349 Esas, 2020/675 Karar sayılı ilamıyla; "karar başlığında hakim ve katibin ad-soyad ve sicil numaralarının gösterilmemesinin isabetsiz olduğuna" değinilerek sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 102 ada 1, 2, 10 ve 17 parsel sayılı taşınmazların uygulama tutanağı gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 13.09.2022 tarihli ve 2021/6828 Esas, 2022/6911 Karar sayılı kararıyla "mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı belirtilerek, yöntemine uygun şekilde araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi ve kabule göre de çekişmeli 102 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin uygulama tutanak aslı davalı hale getirilerek dosya içerisine celp edilmeksizin karar verilmesinin de usul ve kanuna aykırı olduğuna" değinilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulduktan sonra 102 ada 2 parsel sayılı taşınmazın uygulama tutanak aslı getirtilerek yapılan yargılama sonunda, "bilirkişi kurulu raporuna göre gerek uygulama tutanağında gerekse ada raporunda dava konusu 102 ada 17 nolu parselin müşterek sınırlarının kısmen geçerli sınır yani paftası ile teknik belgelerinde hata bulunmaması halinde bu belgelere göre oluşturulan sınır olarak kısmen sabit zeminde mevcut olup kadastro, tapulama, değişiklik belgeleri veya bilirkişi beyanlarına göre değişmediği belirlenen çekişmesiz sınır olarak alınmış olduğunun tespit edildiğini; bu durumunun kendilerince yapılan sayısallaştırma sonucunda da tespit edildiğini, söz konusu parselin sınırlarında her hangi bir değişikliğin olmadığını, ilk tesis kadastrosundaki sınırlarının tespite alındığını, dava konusu 102 ada 17 nolu parselin yüzölçümündeki 117,34 metrekarelik azalmanın parselin sınırlarının değişmesinden olmayıp parselin ilk tesis kadastrosu esnasında kullanılan ölçü tekniği ile teknolojisinin ve alan hesaplama yönteminin teknik yönden günümüz teknolojisine nazaran yetersiz ve hassasiyetinin az olmasından kaynaklandığının belirtildiği, bu nedenlerle uygulama kadastrosunun doğru bir şekilde yapıldığı" gerekçesiyle davanın reddine, 102 ada 1, 2, 10 ve 17 parsel sayılı taşınmazların uygulama tutanağı gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, Mahkeme kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz isteminin reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi