"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 Sayılı Kanun)
kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
... mahallesi çalışma alanında 1983 yılında yapılan kadastro sonucunda, 99 ada 9 parsel sayılı 30.803,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş ve kadastro tutanağı, askı ilan süresi içerisinde tespite itiraz edilmemesi nedeniyle 08.12.1988 tarihinde kesinleştirilerek tapuya tescil edildikten sonra, 1995 tarihinde beyanlar hanesine 6831 sayılı Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun) 2/b maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartıldığı yönünde şerh verilmiş ve bilahare yapılan imar uygulaması ile 09.11.1999 tarihinde 514 ada 1 parsel olarak Maliye Hazinesi adına tescil edilmiş ve ardından 16.10.2017 tarihinde 6292 sayılı Yasaya göre satılarak davalı adına tapuya tescil edilmiştir.
Davacı Hazine vekili 14.12.2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... Mahallesi 514 ada 1 parsel sayılı taşınmazın öncesinde Hazineye ait iken geçerli bir hukuki sebebe dayanmaksızın tapu kütük ve takbis kayıtlarında yapılan usulsüzlük ile davalıya satıldığının 27.11.2019 tarih ve 32917/07 sayılı inceleme raporu ile sabit olduğunu ileri sürerek, söz konusu yolsuz tescile dayalı tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; ".... Tapu Sicil Müdürlüğünden celp edilen kayıt, bilgi ve belgeler incelendiğinde dava konusu 514 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde herhangi bir şagil (muhdesat) belirtmesi bulunmamasına rağmen 06.09.2017 tarihinde Memur Mehmet Gökmen Akışık tarafından dayanaksız olarak tapu kütüğü ve takbis kaydı üzerine ''Beir Pektemiz'in kullanımındadır.'' belirtmesinin eklendiği, bu belirtme üzerine taşınmazın 6292 Sayılı Kanun kapsamında şagil olarak belirtilen kişinin mirasçısının noter marifetiyle muvafakat vermiş olduğu, buna istinaden taşınmazın satışı yapılarak taşınmazın davalı adına 16.10.2017 tarih ve 1397 yevmiye ile tescil edildiği; TMK'nun 1024/2 fıkrası gereğince bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun olan tescilin yolsuz olduğu, taşınmaz kendisine satılan kayıt maliki davalı ... ilk el olduğundan, durumu bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olup, TMK'nun 1023. Maddesi koruyuculuğundan faydalanamayacağının da açık olduğu, neticeten muvafakatname ile davalıya satılarak devredilmesi sonucu davalı adına oluşan tescilin yolsuz olup iptali gerektiği, Öte yandan 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun 'un 11/4.maddesinin " Bu Kanun kapsamında kalan taşınmazlardan hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gerektiği halde bu tasarruflara konu edilenlerden; satılanların satış bedeli kanuni faiziyle iade edilir, devir ve iade edilenler ise bedelsiz olarak geri alınır." hükmü uyarınca, davalının ödemiş olduğu bedelin de kararın kesinleşmesini müteakip ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerektiği ..." gerekçesiyle, davanın kabulüne ve çekişmeli 514 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, kararın kesinleşmesini müteakiben davalının Hazineye ödediği 11.075,93 TL satış bedelinin ödeme tarihi olan 16.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiş; hükmün, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nce; "... Dava konusu taşınmazın devrine esas olan hukuki işlem, 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlem olup söz konusu satış işlemi (idari işlem) ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, diğer taraftan 6292 sayılı Kanun'un 4. maddesi gereği; iş bu kanun kapsamında kalan taşınmazlardan hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gerektiği halde bu tasarruflara konu edilenlerden; satılanların satış bedelinin kanuni faiziyle iade edileceği, devir ve iade edilenlerin ise bedelsiz olarak geri alınacağı düzenlemesi mevcut olup taşınmazın hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gereken yerlerden olduğunun değerlendirilmesi halinde bu madde kapsamında idari işlemin iptali ile satışın geri alınmasının mümkün bulunmakta olduğu, hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu " gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin yukarıda açıklanan gerekçe ile kabulü ile Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.102021 tarihli ve 2020/287-2021/279 E-K sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.