"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti
KARAR : Bozma sonrası davanın reddi
Taraflar arasında Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti davasına dair verilen karar hakkında yapılan karar düzeltme incelemesi sonucunda; Dairece, onama kararı kaldırılarak Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde; davacılar ... ve arkadaşlarının Gaziantep'de kurulu mülhak ... Vakfı'nın galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilmesi istenmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ilk kararı ile; davanın kabulü ile davacıların Mülhak ....Vakfı'nın galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduklarının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince onanmış olup, davalı ... vekilinin karar düzeltme istemi ise Dairemizin 22.03.2018 tarihli ve 2017/5784 Esas, 2018/9843 sayılı ilamı ile; "Mahkemece, tarafların göstereceği deliller toplanarak öncelikle davalı idareden dava konusu vakfa ait şahsiyet kayıtları ile mahkeme kararı ile galle alan evlatlar varsa bunlara ait listenin ve mahkeme kararlarının istenmesi, galle alan evlat listesindeki evlat ile davacıların arasında varsa kanbağını gösteren nüfus kayıtları ve mirasçılık belgeleri getirtilerek davacıların vakıf kurucusuyla olan kanbağının yöntemince tespit edilmesi ve bu yönde gerektiğinde uzman bir bilirkişiden de rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, vakıfla davacı arasındaki kanbağını denetime imkan vermeyecek şekilde ve olasılığa dayalı olarak kuran bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik araştırmayla davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu"na değinilerek kabul edilmiş ve onama kararı kaldırılarak mahkeme kararı bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Dairemizin 16.03.2017 tarihli ve 2017/846 Esas, 2017/3810 sayılı ilamı ile; ... ili Balçova ilçesi ... Mahallesi 2734 ada 54 parsel sayılı taşınmaz hakkında ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/227 Esas sayılı dosyasında verilen tapu iptal ve taşınmazın tapudan terkini kararının kesinleştiği, mahkeme kararında maddi hata düzeltimi veya tavzihi gerektirecek bir hususun olmadığı, davaya konu uyuşmazlığın, kesinleşen mahkeme kararındaki tapu kaydının iptali ve taşınmazın tapudan terkini kararının infaz ettirilmeden önce vasiyetname gereği davalı vakıf adına yapılan tescilden dolayı kararın infaz edilememesinden kaynakladığı, dolayısı ile mahkemece, taraf delilleri toplanıp, davalı vakıf vekilinin davaya konu taşınmazın kesinleşen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi kararında ... Büyükşehir Belediyesi adına tesciline karar verilen 514 metrekarelik bölüme ilişkin olması ve davalı müvekkilinden masraf ve vekalet ücreti talep edilmediği takdirde açılan davayı kabul ettikleri yönündeki beyanları da dikkate alınarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmeyerek mahkeme kararı bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; dosyaya sunulan Vakıt Defterinin 1974 yılı 44118 numaralı sayfasının davacıların iddiaların ispatlamaya yeterli görülmediği, davacıların davalarını ispatlayabilmesi için soybağlarını daha önce vakfin evladı olduğunu kesinleşen mahkeme kararıyla ispatlayan Vakıf evlatlarına ( evlat İlistesinde yer alan vakıf evlatları) veya Vakfin Şahsiyet Kaydında yer alan mütevellilere ulaştırmaları ve bu konuları veraset ilamları ve nüfus kayıtları ile ispatlamalarının gerekeceği, dosyaya sunulan ve ... ...ve ...'ın ait alt soylarına ait nüfus kayıtlarının salt olarak davanın ispatı yönünden yeterli görülmediği yönündeki bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacıların vakfeden ile aralarındaki soybağını ispat edemedikleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacılar vekili verdiği temyiz dilekçesi ile; davanın, 2015 yılında açılmış olduğun, toplam davacı sayısının 108 olduğunu, bu kadar davacının, sonucunda maddi menfaat olmayan bir tespit davasında sadece ilamlı evlatlık bağı olmadığı gerekçesiyle davasının ret edilmesinin son derece haksız olduğunu, aynı zamanda 'ilamlı evlatlık bağı' aranmasının hak arama hürrriyetinin önünde büyük bir engel oduğunu, yıllar önce kabul görmüş davanın, karar düzeltme sonrası yerel mahkemede yıllarca sürüncemede bırakıldıktan sonra, yeterli bir hukuki gerekçe dahi sunulmadan yalnızca Yargıtay'ın karar düzeltme kararına atıf yapılarak davanın reddine karar verilmesinin kabul edilemez olduğunu, davacıların vakfın banisi ile soy bağlarının kurulduğunun vakıf defteri ve galle dağıtım defterine ve diğer belgelere göre açıkça ortada olduğunu, arz edilen ve tetkik esnasında ortaya çıkacak sair nedenlerle mahkeme kararının bozulmasını istemişlerdir.
Dava, vakfın gelir fazlasından faydalanmaya yönelik galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, Mahkeme kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
615,40 TL peşin harcın temyiz eden ... ve diğerlerinden alınmasına,
Taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.