Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6657 E. 2024/7674 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacının zilyetlikle kazanım iddiasının kabul edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından zilyetlikle iktisap edildiği iddia edilen taşınmazın niteliğinin (taşlık, kayalık, çalılık vs. veya hali arazi), imar planı durumu ve zilyetliğin süresi ve mahiyetinin tam olarak tespit edilmeden hüküm kurulamayacağı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/186 E., 2023/2720 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/30 E., 2022/111 K.

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sonucunda, Şile ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 144 ada 8 parsel sayılı, 2.667,34 m² yüzölçümündeki taşınmaz, komisyon kararı ile Hazine adına tespit edilmiş, beyanlar hanesine taşınmazın davacı ...'ın zilyetliğinde olduğu şerhi yazılmıştır.

Davacı ... vekili, ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, dava konusu 144 ada 8 parsel sayılı taşınmazın yapılan tespitinin iptali ile müvekkili adına tescilini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince, krokide (A) harfi ile gösterilen kısım dışında davacı taraf lehine zilyetlikle kazanım şartlarının gerçekleştiği ve 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8 inci maddesine göre yapılan tespitlerde beyanlar hanesinde zilyetlik şerhi verilmesi mümkün değilse de kadastro komisyon tutanağında davacı adına zilyetlik şerhi verilen kısma yönelik Hazinece açılmış bir dava veya müdahale talebi bulunmadığından, komisyon tespitinde olduğu gibi Hazine adına tesciline karar verilen bölüm hakkında zilyetlik şerhi aynen korunarak, davanın kısmen kabulüne, dava konusu İstanbul ili ... ilçesi ... Mahallesi Ören mevki 144 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 01.02.2018 tarihli kadastro komisyon tespitinin iptali ile; 144 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 10.06.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunun ekinde yer alan krokide (A) harfi ile gösterilen 589,77 m² yüzölçümündeki bölümünün bu parselden ifraz edilerek aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle fındıklık vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tapunun beyanlar hanesine taşınmazın ... oğlu ...'ın zilyet ve tasarrufunda olduğunun yazılmasına, 144 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ifrazdan geriye kalan kısmının aynı ada ve parsel numarası altında fındıklık vasfı ile ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine dair verilen karar, davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 21.02.1991 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Arazi kadastro çalışmaları ise 1972-1973 yıllarında yapılmıştır.

Bilindiği üzere, öncesi boş (hali) ya da ham toprak olan taşınmazların 20 yılı aşkın süre ile ekonomik amaca uygun şekilde ve malik sıfatı ile kullanılması halinde zilyedi tarafından iktisabı mümkün olmakla beraber, evveliyatı taşlık, kayalık, çalılık gibi yerlerin imar ve ihya edilmeksizin iktisabı olanaksızdır. Bu nedenle, tescili istenilen yerlerin önceki niteliğinin belirlenmesi zorunludur. Somut olayda çekişmeli taşınmazın taşlık, kayalık, çalılık gibi imar-ihya gerektiren yerlerden mi, yoksa hali veya ham toprak mı olduğu hususunun açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmaktadır.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17 nci maddesi gereğince, imar-ihyaya muhtaç olan taşınmazların onaylanmış imar planı kapsamında kalması halinde onay tarihine kadar imar-ihyasının tamamlanmış ve devamında 20 yıllık zilyetlik süresinin doldurulmuş olması halinde kişiler adına tesciline karar verilebileceği tartışmasızdır. Esasen bu yön İlk Derece Mahkemesinin de kabulünde bulunmakta olup eldeki dosyada çözümlenmesi gereken husus, taşınmazın öncesinin imar-ihyaya muhtaç olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Zira aynı madde kapsamı uyarınca, öncesinde imar-ihyaya muhtaç bulunmayan, boş (hali) arazilerin zilyetlikle tasarruf edilmeye başlanması ve sürdürülmesi halinde 20 yıllık zilyetlik süresinin imar planının onaylandığı tarihe göre değil, duruma göre ihdas, dava, tespit tarihine göre belirlenmesi gerekecektir.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince; İlk Derece Mahkemesince her ne kadar yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi kapsamında imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığının tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmediği ve dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1/50.000 ölçekli İstanbul Metropolitan Alan Nazım İmar Planı bulunduğu halde, taşınmazın bu imar planı kapsamında kalıp kalmadığı hususunun araştırılmadığı anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın tespit dışı bırakılma nedeni Kadastro Müdürlüğünden sorularak, yöreye ait en eskisinden itibaren tüm memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları Mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise Mahkeme karar örnekleri ve 1/50.000 ölçekli İstanbul Metropolitan Alan Nazım İmar Planı ilgili yerlerden getirtilmelidir.

Bundan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman bir ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın öncesi itibarıyla kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, özellikle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.

Ziraat mühendisi bilirkişiden, nizalı taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, değerlendirme tarihi açıkça yazılmak suretiyle üzerinde bulunan ağaç türü ve yaşlarını belirten, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; Mahkeme hakiminin, taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalıdır.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek tüm hava ve uydu fotoğrafları ile memleket haritaları üzerinde de inceleme yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, taşınmazın taşlık-çalılık gibi imar ihyaya muhtaç olan yerlerden mi yoksa boş (hali) nitelikte mi bulunduğu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.

Fen bilirkişisine, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra dava konusu taşınmazın öncesine ait niteliği doğru şekilde belirlenerek imar-ihya gerektiren yerlerden olması ve 1980 yılında onaylanmış 1/50.000 ölçekli İstanbul Metropolitan Alan Nazım İmar Planı kapsamında kalması halinde onay tarihine kadar imar-ihyasının tamamlanmış ve devamında 20 yıllık zilyetlik süresinin doldurulmuş olması; imar-ihya gerektirmeyen yerlerden olması halinde ise 20 yıllık zilyetlik süresinin tespit tarihine kadar gerçekleşmesi gerektiği dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.

S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.