Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1078 E. 2024/5390 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna itiraz davasında, davacının murisinin mirasçılarından satın aldığını iddia ettiği taşınmazın belirli bir bölümünün davacı adına tespit ve tescili talebinin kabulünün hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı murisinin mirasçılarından satın aldığını iddia ettiği taşınmazın belirli bir bölümünün davacı adına tespiti ve tescili yerine, tapu kaydının beyanlar hanesine davacının kullanımına dair şerh düşülmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Kullanım kadastrosuna itiraz

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalılar Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sonucunda, Sakarya ili Karasu ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 63 parsel sayılı 21.632,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... ...’ın kullanımında olduğu şerhi yazılarak fındık bahçesi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 2010 yılında yapılan kullanıcı güncelleme çalışması sonucunda ise çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde ... ... çocukları ..., ..., ... ve ...’ın kullanımında olduğu belirtilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; çekişmeli taşınmazda lehine kullanıcı şerhi verilmeyen müvekkilinin murisi ...'in mirasçıları ..., ..., ... ve Temel’in çekişmeli taşınmazdaki kullanım haklarını müvekkilinin 2008 yılında satın aldığını, daha sonra diğer mirasçılarla taşınmazın kullanımı konusunda aynen taksim yaptıklarını ve müvekkilinin kullandığı yaklaşık 14-15 dönümlük alanın zeminde ayrı ve belirli olduğunu ileri sürerek, bu bölümün ifrazı ile sadece müvekkili lehine kullanıcı şerhi verilmesini istemiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince davacının taşınmaz üzerinde zilyet olup olmadığının araştırılması gerektiğini, taşınmazın mülkiyetinin Hazineye ait olduğunu ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Davalı ...; dava konusu taşınmaz üzerindeki fındık ağaçlarının tamamının yakın miras bırakanı ...'ın diktiğini ve tüm masraflarının onun tarafından karşılandığını, fındıkları murisi adına dedesi ...'in topladığını ve taşınmazın tamamının kendilerine ait olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini ancak; çekişmeli taşınmazda davacıların murisi ...'in kullanıcı olduğuna ilişkin kadastro tespitinin 2000 yılında kesinleşmiş ise de, daha sonra 2010 yılında 3402 sayılı Kanun'a 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde kapsamında kullanıcı güncelleme çalışmasının yapıldığı ve kesinleştiği, davacı ...'ın, bu nedenle yapılan güncellemeye karşı ve murisin ölümünden sonraki nedenlere dayanarak 2013 yılında dava açmış olduğundan, olayda hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahsedilemeyeceği belirtilerek; Mahkemece tarafların iddia ve savunması doğrultusunda delilleri toplanarak işin esası hakkında karar verilmesi" gereğine

değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "dava konusu taşınmazın kullanıcıları tarafından ayrı ayrı bölümler halinde kullanıldığı, çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün davacının kullanımında olduğu" gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kullanım kadastrosu tutanağının kısmen iptali ile 18.05.2018 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 11.849,10 metrekarelik bölümünün ifrazı ile yeni parsel numarası verilmek suretiyle fındık bahçesi vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine, "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ...'ın kullanımında olduğuna dair şerh" yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1. Hükmü temyiz etme hakkı, temyizde hukuki yararı bulunmak kaydıyla davanın taraflarına ve aleyhine hüküm kurulan üçüncü kişilere aittir. Somut olayda, hükmü temyiz eden davalı ..., çekişmeli taşınmazın kullanıcı şerhi sahibi olmayıp, İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa süre verilmek suretiyle davaya dahil edilmesi kendisine taraf sıfatını kazandırmaz. Öte yandan Karasu Belediye Başkanlığının dava konusu taşınmaz hakkında açılmış bir davası ya da açılmış olan davaya yöntemince katılımı da söz konusu olmadığından, davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

2. a) Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup, davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. b) Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince hüküm yerinde çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün ifrazı ile yeni parsel numarası verilmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmesi isabetsiz ve bozmayı gerektirmekte ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

S O N U Ç : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

(2.a) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

(2.b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının (1), (A) ve (B) numaralı bendlerinin hükümden çıkarılarak yerine, "dava konusu 101 ada 63 parsel sayılı taşınmazın 18.05.2018 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 11.849,10 metrekarelik bölümünün tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan kullanıcı şerhinin iptali ile taşınmazın bu bölümünün tapu kaydının beyanlar hanesine, '... oğlu ...'ın kullanımında olduğuna dair şerh yazılmasına' ibaresinin eklenmesine, hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7 nci fıkrası gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

179,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 247,70 TL'nin temyiz eden Karasu Belediye Başkanlığından alınmasına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.