Logo

8. Hukuk Dairesi2024/112 E. 2025/1288 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çekişmeli taşınmazlar üzerinde davacıların tapu kaydına dayanarak mı yoksa davalıların zilyetliklerine dayanarak mı hak sahibi olacaklarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının araziye uygulanmasının mümkün olmadığı, sabit bir sınır bulunmadığı ve mevcut delillerin tapu kaydının kapsamını belirlemeye yeterli olmadığı gözetilerek, davacıların tapu kayıtlarına dayalı taleplerinin reddine ve zilyetliği sabit olan davalıların lehine tescile karar verilmesi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2015/35 E., 2023/35 K.

KARAR : ... ve arkadaşları ile asli müdahillerin davasının reddine, davacı ... ve ...'nin davalarının kabulüne

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; ... ve arkadaşları ile asli müdahillerin davasının reddine, davacı ... ve ...'nin davalarının kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve arkadaşları, müdahil davacı ..., duruşmasız olarakdavalı Hazine ve davalı ... idaresi vekilleri tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.02.2025 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden ..., asli müdahil Gayrımenkul Değerler Ticaret A.ş. vekili Avukat ..., davalı Hazine vekili Avukat ... ... ile karşı taraftan ... ve arkadaşları vekili Avukat ... katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Hisarönü köyü, ... Yanı mevkii 324 ada 1 parsel sayılı 2588,74 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tek katlı kargir ev ve tarlası niteliğiyle, edinme kısmında öncesinde 324 ada 1 ilâ 9 sayılı parsellerle bir bütün olarak atalarından intikal ettiği, miras ve 1985 yılında yapılan taksim ile 324 ada 1 ilâ 6 parselin ... ve ...'ye müştereken kaldıkları ve 1985 yılında ... 'ya, onun tarafından 12.07.1991 tarihli senet ile ...'a, onun tarafından da 2.10.1995 tarihli senet ile ...'e satılarak devir edildiği, ancak Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nde davalı olduğundan malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiş ve 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesine devredilmiştir.

324 ada 3 nolu parsel ise, 254,64 m² yüzölçümü ve tarla niteliğiyle, edinme kısmında 324 ada 1 ilâ 9 parsellerle bir bütün olarak atalarından intikal ettiği, miras ve 1985 yılında yapılan taksim ile 324 ada 1 ilâ 6 parsellerin ... ve ...'ye müştereken kaldıkları, 2000 yılında kendi aralarında yaptıkları taksim ile 3 nolu parselin ...'ye kaldığından ... adına tesbit edilmiş, ... ve arkadaşları vekilinin itirazı kadastro komisyonu tarafından reddedilmiştir.

Davacı ..., davalılar Orman İdaresi, Hisarönü köyü tüzel kişiliği ve Hazineye husumet yönelterek 01.07.2002 havale tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği 3100 m² yüzölçümündeki taşınmazı, 02.10.1995 tarihli senet ile ... ... 'dan satın aldığından eklemeli zilyetliğin yararına oluştuğu iddiasıyla adına tescili talebi ile açtığı 2002/581 Esas sayılı dava ile; davacılar ... ve ..., davalılar ..., ..., ... köyü tüzel kişiliği, Hazine, Orman Yönetimi ve ... aleyhine 30.03.1989 tarihinde, mevkiini ve sınırlarını bildirdiği üç parça taşınmazın ortak murisleri ... ...'den kaldığı, diğer mirasçıların taksime ... göstermedikleri, iştirak halinde mülkiyet hükümlerine göre tasarruf edildiği, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğu iddiasıyla miras payları oranında adlarına tescili iddiasıyla açtıkları 1989/166 Esas sayılı dava ile;

... Efendi çocukları ... , ... ,..., ... mirasçıları ve mirasçılarından ... , ... Mirasçıları terekesi mümessili ... Üye tarafından davalı Hazine ve köy tüzel kişiliği ve ... ve ... taraf gösterilerek, tescil davasına konu taşınmazların Temmuz 1969 gün ve 63, 64 ve Şubat 1962 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, tapu kayıtlarının taviz bedelleri ödenmiş icareteynli vakıf kaydına sahip bulunduklarından, tescil davasının reddi ile ... ve ...'nin elatmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle açtıkları 1989/331 Esas ve 2002/919 Esas sayılı davalar birleştirilmiş ve ...’nin davasının açılmamış sayılmasına karar verildikten sonra, 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.

Mahkemece, davacı ...'in davasının kabulüne, diğer davaların reddine ilişkin verilen karar, Hazine, Orman İdaresi, ... ve arkadaşları vekili Avukat ... ve ... tarafından temyiz edilmekle,Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 22.05.2012 tarihli, 2012/5131Esas, 2012/7747 sayılı kararı ile bozulmuştur.

Bozma ilamında özetle; “...davacılardan ...’nin öldüğünün, adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, dava hakkında bilgilendirilmeleri ve davacı sıfatıyla davayı takip edebilmelerine olanak tanınması, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması...” gereğine değinilmiş, sair hususlar incelenmemiştir.

Mahkemece, bozma kararına uyulduktan ve taraf teşkili sağlandıktan sonra, ...'in 324 ada 2 parsele, davacı ...'nin 324 ada 3 parsele ilişkin davasının kabulüne, diğer davacıların ve davacı ...'nin 324 ada 2 parsele ilişkin davasının reddine, dava konusu 324 ada 2 sayılı parselin kadastro tesbit tutanağındaki gibi ... adına, çekişmeli 324 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbit tutanağındaki gibi ... adına tesbit ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davacılar ... mirasçıları ve arkadaşları vekili, davalılar Orman Yönetimi, Hazine ve ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 05.11.2013 tarihli, 2013/8023 Esas, 2013/ 9589 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma ilamında özetle; "...uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritası ile eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan ve öncesi itibariyle de orman sayılmayan yerlerden olduğundan Orman İdaresinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerektiği, Hazine vekili, muteriz davacılar ... mirasçıları ve arkadaşları vekili ile ... vekilinin temyiz itirazları yönünden; Mahkemece, davacı gerçek kişilerin tapu kaydının zilyetleri yararına hukuki kıymetini yitirdiği ve davacılar ... ve ... yararına eklemeli zilyetlik yolu ile zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli olmadığı, davacılar... ve arkadaşlarının dayandıkları tapu kayıtlarının uygulamasına ilişkin olarak yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmaya elverişli olmadığı, çekişmeli taşınmazın, cinsi Mihrişah Valide ... Vakfı olan Hisarönü, Ergöz ve Gelibolu - Söğüt Çiftlik tapuları kapsamında olup olmadığı, bu tapu kayıtları kapsamında ise, geldisi olan Mihrişah Valide ... Vakfının mülk araziden tahsis edilen, sahih ve icareteynli vakıf olup olmadığı, Mart 1290 tarih 18, 19 ve 20 numaralı çiftlik tapularından paylaşım ve intikal yoluyla oluşan Ağustos 1326 tarih 2, 3 ve 4 numaralı tapularda malik olarak görülen ... ... kızı ... Hanım'ın kök tapu kaydı maliki ... ... (... ...) Efendi'nin kızı olup olmadığı, tapu kayıtlarının doğru temele dayanıp dayanmadığı , çekişmeli taşınmazın bilinen en eski tarihte kimin tarafından kullanıldığı, kimden kime kaldığı, kadastro mahkemesine aktarılan tescil davasında dayanılan zilyetliğin Medeni Kanunun yürürlüğünden 10 yıl önceye uzanıp uzanmadığı, Arazi Kanunnamesinin 20 ya da 78. madde hükümlerinin yürürlükte olup olmadığı ve somut olayda uygulanıp uygulanamayacağı; çiftlik tapu malikleri ile Hisarönü köyünden 79 kişi arasında görülüp kesinleşen Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/333-51 sayılı kararının ve davacıların sunduğu diğer kararların, davanın tarafları için kesin hüküm niteliğinde bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın bu kararların kapsamında kalıp kalmadığının araştırılmadığı, mahkemece çiftlik tapu kaydına tutunan davacı gerçek kişilerin iddiaları ve sundukları deliller, dayandıkları tapu kayıtları yöntemince uygulanmadığı, tapu kaydı uygulaması yönünden, Kadastro Mahkemesinin 05.04.2001 gün ve 1996/11-16 sayılı kararı kesin hüküm olarak kabul edilmiş ve bu dosyadaki tapu uygulamasına dayanılmışsa da, bu karar, o davanın tarafı olan tapu malikleri ... ve paydaşları yönünden Kadastro Kanunun 34. maddesi gereğince kesin hüküm oluştursa da, Kadastro Mahkemesinin sözü edilen 1996/11 E. sayılı dosyasında taraf olmayan Hazine ve bu dosyanın davacıları olan ve zilyetlikle edinme iddiasında bulunan gerçek kişiler yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı , Arazi Kanunnamesinin 78. maddesi hükmüne değer verilmesi nedenleriyle, Arazi Kanunnamesinin Medenî Kanuna aykırı düşmeyen hükümlerinin, bu arada konuyla ilgili 20. ve 78. maddelerinin yürürlükte olduğunun kabulü ile somut olayda anılan kanun hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının araştırılıp tartışılması gerektiği,mahkemece, tapu kaydının çekişmeli parselleri kapsamadığı, bir an için kapsadığı kabul edilse bile, taşınmazların Medenî Kanunun yürürlüğünden önce tapu malikleri dışındaki kişiler tarafından 10 yıldan fazla süreyle zilyet edilmesi nedeniyle, Arazi Kanunnamesinin 20. ve 78. maddeleri gereğince tapu kaydına değer verilemeyeceği kabul edildiğine göre, dayanılan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza uyup uymadığı, başka bir anlatımla dava konusu taşınmazın davacılar ve katılan gerçek kişilere ait tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı konusunda yapılan uygulamanın yetersiz olması bir yana, zilyetliğe dayanan davacı ve önceki zilyetlerin Medenî Kanunun yürürlüğe girdiği 1926 yılından önce zilyet olup olmadıkları, zilyetlikleri varsa ne zaman ve ne şekilde başladığı, zilyetliğin çekişmesiz, aralıksız, malik sıfatıyla devam edip etmediği konularındaki araştırma ve bu konuda toplanan deliller de hüküm kurmaya yeterli olmadığı, bu nedenle mahkemece; aynı tapu kayıtlarına dayanılarak açılan bir çok davadan, muteriz davacılar ... mirasçıları ve arkadaşlarının dayandığı delillerin eksiksiz olarak toplandığı aynı nitelikteki dava dosyalarından birisi kılavuz dosya seçilerek; tapu kayıtlarının uygulanması,bu tapu kayıtlarının revizyon gördüğü ya da hükmen bu tapuların uyduğu belirlenen kadastro parselleri, gerekirse mahkemedeki tüm dosyalar ve tapu sicile devredilmiş tüm dosyalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle saptanması,Vakıf Taşınmazları ve Vakıf Hukuku Konusunda uzman bilirkişiler belirlenip, dosyadaki tarafların tutunduğu mülknameden başlanarak tüm kayıtlar ve belgeler incelettirilmeli, Mihrişah Valide ... Vakfının mülk araziden tahsis suretiyle edinilip edinilmediği, sahih vakıflardan olup olmadığı yönünde rapor düzenlettirilmesi,çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ait, en eski tarihlisinden en yeni tarihte düzenlenen memleket haritaları dahil, yöreye ait tüm memleket haritaları ile hava fotoğraflarının dosyasına eklenmesi, tapu kaydının 3402 sayılı Kanunun 20 ve 21. maddeleri hükmüne göre, sabit sınırlarla bağlantısı kesilmemek suretiyle, bu sınırlardan başlanarak, genel kadastroda revizyon gördüğü, çiftlik tapu sahipleri adına kesinleşen parseller de dikkate alınmak suretiyle uygulanarak, kayıtların yüzölçümüyle kapsadığı alanlar tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, tapu kaydının yüzölçümüyle kapsadığı alanlar içinde kalıp 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre devletleştirilen orman alanları belirlenmesi, devletleşen orman alanları var ise,bu alanlarının yüzölçümü, tapu kayıtlarının yüzölçümünden düşüldükten sonra, artan bölümün tarım alanları ve yerleşim alanları için hüküm ifade edeceği, başka deyişle birbirlerine sınır olduğu ve toplam 14000 dönüm yüzölçümünde olduğu anlaşılan bu üç tapu kaydının yüzölçümüyle kapsadıkları alan içinde kalan ormanların devletleştirme kapsamında olduğu gözönünde bulundurularak, devletleştirilen orman alanının yüzölçümü, tapu kaydı miktarından düşüldükten sonra, kalan miktarın bir bütün halinde çiftliğin tapu kaydı kapsamındaki diğer araziler olabileceği düşünülerek muteriz davacıların tapu kayıtlarının kapsamının belirlenmesi, şayet, dava konusu taşınmazların davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı içinde kaldığı belirlendiği takdirde; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme iddiasında bulunan davalı gerçek kişi ile tapu kaydına tutunan davacı gerçek kişilerin tanıkları ve yerel bilirkişiler taşınmaz başında dinlenip, zilyetliğin kiracı ya da malik sıfatıyla olup olmadığı, Medenî Kanunun yürürlüğünden en az 10 yıl öncesine dayanan zilyetlik olup olmadığı, varsa zilyetliğin başlangıcının ne şekilde hatırlandığı veya kendilerine bu bilgilerin ne şekilde aktarıldığı sorulup, somut olaylara dayalı yeterli ve kesin yanıtların alınması, tarafların dayandıkları deliller ile özellikle Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/333 E. - 1994/51 K., ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 1960/104 E. - 1961/25 K. sayılı kararları ile 1989/103 Esas sayılı dava dosyası krokileri yerine uygulanması, çiftlik ve tapu sahipleri tarafından sunulan kiralamaya ilişkin 1940 yılından sonra noterde düzenlenen taahhüt senetleri kendilerine okunarak, bu belgelerde söz edilen kişi ve taşınmazlar ile çekişmeli taşınmazın ve taşınmaza zilyet olanın ilgisinin olup olmadığı hususundaki bilgilerinin sorulması, değerlendirme sonucunda, dava konusu taşınmazın davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kaldığı belirlendiği veya tapu kayıtlarının zilyedi yararına hukukî kıymetini kaybettiği kabul edildiği takdirde ise, davacı ... ve ... tarafından açılan 1989/166 Esas sayılı dava dosyasına konu olduğu anlaşılan ve Dairece aynı gün temyiz incelemesi yapılan mahkemenin 2012/83 Esas - 2013/10 Karar, 2012/82 Esas - 2013/14 Karar, 2012/87 Esas - 2013/22 Karar ve 2012/77 Esas - 2013/23 Karar sayılı dosyaları arasında mirasın taksim edilip edilmediği yönünden bağlantı bulunduğundan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceğinden birleştirilmesi " gereğine değinilmiştir.

Müdahil davacı ...Ş. vekili müdahale dilekçesinde, müvekkil şirket ile davacı ... ailesi arasında akdedilen sözleşmeler uyarınca şirkete düşen pay hesabı doğrultusunda tescil talep etmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacılar ... ve dava arkadaşlarının dayandıkları çiftlik tapu kaydının hudutlar ve miktar itibarı ile araziye tatbikinin mümkün olmadığı; sabit bir sınır olmadığı için; tapu kaydında yazılı miktarın nereden ölçüleceğini tespit etmenin mümkün olmadığı; kadastro çalışması sırasında tespit gören ve özel mülkiyete konu olabilecek nitelikte olan arazilerin çevresi dağ, tepe, orman, taşlık kayılık ve benzeri arazilerle çevrili küçük sayılabilecek alanlar olduğu; böyle bir arazi yapısı içerisinde miktar itibarı ile uygulama yaparak davacıların tutundukları tapu kapsamında taşınmaz belirlemenin mümkün olmadığı; öte yandan köyde yapılan kadastro çalışmalarında adlarına tespit ve tescil edilen taşınmaz da bulunmadığı, aynı tapu kaydına dayalı olarak çok sayıda açılan davalardan birisi klavuz dosya seçilerek tapu uygulamasının yapılmaya çalışıldığı ancak Yargıtay denetiminden de geçen klavuz dosyada verilen bozma ilamlarında belirtildiği gibi tapu kaydına kapsam tayininin hukuken mümkün olmadığı, bu açıdan da tapu kaydının hukuki sonuç doğurmayacağı, çiftlik tapularına dayanan davacıların taşınmazda zilyetliğinin de bulunmadığının mümkün olmadığı, dava konusu taşınmazlarda zilyet olan davacılar lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirtilerek, davacı ... ve aynı tapu kaydına tutunan davacılar ve müdahil davacıların davasının reddine, davacı ...’in 324 ada 2 parsele yönelik davası ile davacı ...’nin 324 ada 3 parsele yönelik davasının kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddi ile; Muğla ili Marmaris ilçesi Hisarönü köyü, 324 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki vasıfla davacı ... adına tespit ve tapuya tesciline, 324 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki vasıfla davacı ... adına tespit ve tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... ve arkadaşları, müdahil davacı ..., davalı Hazine ve davalı ... İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine ve orman idaresi vekilleri ile davacılar ... ve arkadaşlarının ve asli müdahl Gayrımenkul Değerler Anonim Şirketi vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarda açıklanan nedenlerle;

Temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,

269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 345,55 TL'nin temyiz eden asli müdahilden alınmasına,

359,80 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 255,60 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden ve Karayolları Genel Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına,

7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,

Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 28.000,00 TL avukatlık ücretinin davacı ... ve arkadaşları ile müdahil davacı ...'nden alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacı ..., ... ve ...'e verilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.02.2025 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Kararı temyiz eden tapu malikleri veya halefleri; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerlere ait üç adet tapu kayıtlarının olduğunu, tapu kaydı olan yerde zilyetliğe üstünlük verilemeyeceğini, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına dayanılarak kendi adlarına tesciline karar verilmesini istediklerini, daha önce mahkemece tapu kayıtlarına dayanan davacıların tapu kayıtlarının hukuki geçerliliğini yitirdiği ve uygulama kabiliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davalarının reddine karar verildiği, tapuya dayanan davacılar tarafından reddedilen kararların temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16 ve 20. Hukuk Dairelerince tapuya dayanan davacıların dayanak tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği gerekçesiyle kararların lehlerine bozulduğu, bozma üzerine mahkeme hakimince önceki kararda direnildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca takriben 20 adet dosyada tapuya dayanan davacıların tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği gerekçesiyle direnme kararlarının bozulduğu, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde zilyetler tarafından tapu maliklerine karşı Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dayanak tapu kayıtlarının geçersiz olduğuna ilişkin davanın reddedilerek kesinleştiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde davacılara ait bir kısım yerin kamulaştırıldığı, kamulaştırma bedelinin ödendiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde zilyetler tarafından tapu maliklerinden bedeli ödenerek bir çok yerin satın alındığı, satın alınmaya çalışıldığı veya kiralanmak istendiği, Çamlı Mahallesindeki taşınmazlara revizyon görerek bir kısım parsellerin tapu malikleri adına kesinleştiği, revizyon gören tapu kaydının iki sınırı ile Hisarönü’nü kapsayan tapu kaydının iki sınırının aynı olduğu, dolayısı ile diğer tapu kayıtlarının da hukuken geçerli olduğu, bazı davalar da tapu malikleri adına tesciline karar verilen dosyaların (örn.2022/8001 Esas) Dairemizce onandığı ve tapuya dayanan davacıların, tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğuna değer verilmesi gerektiği, Mahkemece yeniden taşınmazların başında keşif yapılarak taşınmazların sınırlarının belirlenerek davacıların tapusunun kapsamında kalan yerlerin tapu malikleri, ırsi veya akdi halefleri adına yazılması gerektiği kanaatinde olduğumdan kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.