"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1683 E., 2023/1801 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2021/179 E., 2022/178 K.
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, Aydın ili Karpuzlu ilçesi Arapkırı Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 1445 parsel sayılı ve 900,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 108 ada 302 parsel numarasıyla ve 1.173,86 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında müvekkiline ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve sınırının yanlış belirlendiğini ileri sürerek, dava açmıştır.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle husumet yokluğundan, aksi durumda esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "dava konusu taşınmazın güncelleme kadastrosunda belirlenen sınırı ile tesis kadastrosunda tespit edilen sınırının birbiriyle uyumlu olduğu, bu uyumun 1953 ve 1964 tarihli hava fotoğrafları, harita ve ortofotolar tarafından doğrulanıp belgelendiği, yüzölçümünde meydana gelen artışın yanılma sınırı dışında kaldığı, taşınmazın tescilli olduğu grafik paftada var olan ölçü, sınırlandırma, çizim ve planimetre ile yapılan hesaplama hataları gibi teknik hataların güncelleme kadastrosunda giderilmesinden kaynaklandığı, güncelleme kadastrosunda hata bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmazın güncelleme kadastrosundaki tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "uzman harita mühendisi ile kadastro teknikeri bilirkişisi tarafından, tesis kadastrosu paftasının, uygulama kadastrosu paftasının, tesis kadastrosu sırasında düzenlenen takeometrik ölçü değerlerinin, alan hesap karnesinin, ölçü ve sınırlandırma krokilerinin, ortofoto görüntülerinin ve 1956 yılında yapılan tesis kadastrosuna en yakın tarihli 1953 ve 1964 tarihli hava fotoğraflarının uygulanması ile düzenlenen, bilimsel ve teknik veriler içeren, denetime elverişli bilirkişi raporu ile, dava konusu taşınmazın kuzeyinde ve kuzey batı yönündeki sınırlarında eski duvar bulunduğu, doğu ve güney sınırlarının belirgin olmadığı, kuzeybatısında duvardan sonra komşu 1439 parselde kalan yol olarak kullanılan kısım olduğu, tesis kadastrosunda, dava konusu taşınmazın takeometrik yöntemle ölçülerek, 1/2000 ölçekli tesis kadastrosu paftasına grafik yöntemle koordinatsız olarak tersim edildiği, ölçüme esas poligon noktalarında 5 ila 22 metreye varan kayıklıkların bulunduğu, yeknesak ve sabit bir kayıklığın olmadığı, dava konusu taşınmazın bilgisayar ortamında sayısallaştırılması sonucunda tesis kadastrosu pafta tersimatında hataya rastlanmadığı, dava konusu taşınmazın uygulama ekibince kısmen sabit, kısmen geçerli sınır tipinde belirlendiği; 1953 ve 1964 tarihli hava fotoğraflarına göre taşınmazın kuzeyindeki ve batısındaki sabit sınırın, her iki hava fotoğrafında belirgin olduğu, doğu ve güney sınırlarının belirgin olmadığı, tesis kadastrosunda taşınmazın alanının planimetre ile hatalı hesaplandığı, zemin ölçüsü, mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerin beyanları, hava fotoğrafları, ortofoto haritalar, uygulama kadastrosu evrakları, tesis kadastrosu teknik belgeleri birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın komşusu 108 ada 305 parsel ile olan sınırlarının sabit sınır tipinde belirlenmesinin, komşu 108 ada 303 parsel ile olan sınırlarının geçerli sınır tipinde belirlenmesinin mevzuata uygun olduğu, taşınmazın yüzölçümünde 273,86 metrekarelik artış meydana geldiğinin tespit edilmesine göre, davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı" belirtilerek, istinaf başvurusu esastan reddedilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarda açıklanan nedenlerle; Temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.