Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1365 E. 2024/5051 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tespit edilen taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacı ve asli müdahilin taşınmazı ne şekilde kullandıklarını ve davacıya satıldığı iddia edilen yerin dava konusu taşınmaz kapsamında olup olmadığını tespit etmeden, eksik araştırma ile hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurunun esastan reddine

Taraflar arasındaki taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davacının davasının kabulüne, asli müdahillerin davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalı Hazine vekili ve asli müdahiller tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili ve asli müdahiller tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Zonguldak ili Kozlu ilçesi ... Köyü çalışma alanında 3303 sayılı Taşkömürü Havzasındaki ... Malların İktisabına Dair Kanun'un (3303 sayılı Kanun) Ek-1 inci maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, 119 ada 4 parsel sayılı 313,76 m2 yüz ölçümündeki ..., kadastro tutanağının beyanlar hanesine, " 3303 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi gereğince idarenin ve ruhsat sahiplerinin maden arama ve işletme faaliyetlerine müdahale edilemeyeceği ve bundan doğacak zararlarda mülkiyet hakkına dayanılarak bir hak ve tazminat iddiasında bulunulamayacağı, kamu yararı ve ülke güvenliği açısından yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip yabancı şirketlerince iktisap ve sınırlı ayni hak tesis edilemeyeceği " şerhi verilmek suretiyle, çalılık vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; Zonguldak ili Kozlu ilçesi ... Köyü 119 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 3303 sayılı Kanun'un Ek-1 inci maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmaları sırasında beyanlar hanesine, ''3303 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi gereğince idarenin ve ruhsat sahiplerinin maden arama ve işletme faaliyetlerine müdahale edilemeyeceği ve bundan doğacak zararlarda mülkiyet hakkına dayanılarak bir hak ve tazminat iddiasında bulunulamayacağı, kamu yararı ve ülke güvenliği açısından yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip yabancı şirketlerince iktisap ve sınırlı ayni hak tesis edilemeyeceği'' şerhi yazıldığını, ancak bu taşınmazın bir kısmını satın aldığını ve kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın beyanlar hanesine lehine kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiş; asli müdahil ... ve arkadaşları ise müdahale delikçelerinde, dava konusu 119 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tamamının kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu belirterek, lehlerine kullanıcı şerhi verilmesini talep etmişlerdir.

Davalı ... vekili davaya karşı beyanında; usule ilişkin olarak davanın husumetten reddi gerektiğini, 3303 sayılı Kanun'un Ek 2 nci maddesinin (K) bendinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 16 maddesinin (B) ve (C) bendinde belirtilen yerlerin devrinin mümkün olmadığını belirterek hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; " ... davacının 2014 yılında dava konusu parselin bitişiğindeki 121 ada 1 parseli asli müdahillerden satın aldığı, satın aldığı tarihten bu yana dava konusu taşınmazı kullandığı, buna da asli müdahillerin bir itirazı olmadığı, asli müdahillerin 119 ada 4 parseli, 125 ada 17 parselin devamı iken kullandığı aradan yol geçtikten sonra işlemeyi bıraksalar da sahiplenmeye devam ettikleri, davacıya samanlığın olduğu yeri sattıktan sonra davacının parseline 119 ada 4 parsel üzerinden giriş çıkış yaptığı, buna da asil müdahillerin itiraz etmediklerinin anlaşıldığı, davacının 121 ada 1 parsele geçişinin başka türlü sağlanamayacağı da göz önüne alınarak, fen raporunda (A) harfi ile gösterilen alanın davacıya yazılmasında hukuki yararının mevcut olduğu " gerekçesiyle, davacınını davasının kabulüne, asli müdahillerin davalarının kısmen kabulüne karar verilmiş; hükme karşı davalı Hazine vekili ve asli müdahiller vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalı Hazine vekili ve asli müdahiller vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.

Şöyle ki; dava, 3303 sayılı Kanun kapsamında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespiti yapılan taşınmazın beyanlar hanesinde davalı gerçek kişiler lehine verilen kullanıcı şerhine itiraz istemine ilişkin olup, davacının taşınmazın bir bölümüne satın aldığı iddiasına ilişkin dayanılan tapu kaydı ve komşu 121 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağı ve tapu kaydı getirtilerek uygulanmadığı gibi, davacı ve asli müdahillerin dava konusu taşınmazı ne şekilde kullandıkları da tereddütsüz olarak belirlenmemiş ve mahallinde yapılan 12.10.2021 tarihli keşifte dinlenen tespit bilirkişileri ve tanıkların, dava konusu taşınmazın kullanımına ilişkin beyanları arasında çelişki mevcut olmasına rağmen söz konusu bu çelişki giderilmemiş ve hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda açıklanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince, öncelikle asli müdahillerin davacıya sattıkları iddia olunan tapulu taşınmaza ait tapu kaydı ve komşu 121 ada 1 parsel saylı taşınmazın kadastro tutanağı ile tapu kaydı getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte dosya arasına getirtilen tapu kayıtları ve kadastro tutanağı yöntemince uygulanmak suretiyle asli müdahiller tarafından davacıya satılan ... belirlenmeli, dava konusu edilen taşınmazın davacıya satılan yer kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak tespit edilmeli, dava konusu taşınmazın hangi tarihten beri kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıklardan maddi olaylara dayalı somut bilgiler alınmalı, beyanları arasında çelişki oluşması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde ise hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılarak açıklanmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi isabetsiz olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi karanının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz eden asli müdahillere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.