"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/322 E., 2022/392 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Antalya ili ... ilçesi Konaklı Mahallesi çalışma alanında 1957 yılında yapılan kadastro çalışması neticesinde 152 parsel 13.880 m² yüz ölçümüyle Mart 956 tarih 21 sıra nolu ve Temmuz 1290 tarih 9 sıra nolu tapu kayıtlarına istinaden tarla vasfıyla İbrahim ve ... adına tespit ve tescil edilmiş, 1998 yılında 2859 Sayılı Kanun'a göre pafta yenileme çalışması yapılıp 01.12.1998-30.12.1998 tarihleri arasında ilan edilmiş, bu çalışma neticesinde taşınmaz 124 ada 4 parsel olarak 13.449 m² yüz ölçümüyle tespit edilmiştir.
Davacı vekili Kadastro Mahkemesine sunduğu 30.121998 tarihli dilekçesinde; ... ilçesi Konaklı Kasabasında Kadastro Müdürlüğü tarafından yenileme çalışmalarının yapılıp 30.11.1998 tarihinde ilan edildiğini ancak yapılan yanlış uygulama sonucu 121 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman tahdidi sınırları içerisinde kaldığını belirterek tapu kaydının iptali ile dava konusu taşınmazın orman vasfı ile hazineye kayıt ve tescilini istemiştir.
Kadastro Mahkemesi tarafından dava konusu taşınmazın orman tahdidi içinde kaldığı iddiası ile açılan davada Mahkemenin görevsizliğine, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, yargılamaya Asliye Hukuk Mahkemesince devam edilmiş, Mahkemece dava konusu 121 ada 4 parsel sayılı taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı ... İdaresince temyiz edilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi'nin 29.12.2010 tarihli ve 2010/13179 Esas 2010/16991 Karar sayılı ilamında; "...önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek 3 uzman orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılarak orman sınır noktalarının birer birer zeminde bulunması ve yerinin işaretlettirilmesi, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde halinde nedenleri üzerinde durulması, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri ve yer değiştirip değiştirmediklerinin saptanması, zeminde bulunan noktaların yerlerinin tereddütsüz olarak zeminde yeri saptanabilen en yakın sabit orman sınır noktalarından hareketle yine orman tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup 1984 yılı orman kadastrosunda uygulanan yöntem ve araçlar ile ölçülerek orman sınır noktalarının birer birer bulunup zeminde işaretlenmesi, çekişmeli taşınmazların bu orman sınır noktalarına göre konumunun saptanması, orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattına göre konumunu ada bazında gösteren orman sınır hatları ile irtibatlı kroki düzenlettirilmesi, yine aynı adada bulunan tüm parsellerin en eski tarihli memleket haritası ve 1980 li yıllarda düzenlenen memleket haritasındaki konumu saptanarak her iki harita üzerinde gösterilmesi, rapor alınarak karar verilmesi gerektiği..." belirterek bozma kararı verilmiş, bozma sonrası Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... İdaresi vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 06.04.2021 tarihli ve 2020/4364 Esas 2021/3298 Karar sayılı ilamında; "...davacı ... idaresinin karar başlığında gösterilmediği, bu hususun 6100 Sayılı HMK nun 297. maddesine aykırı olduğu..." gerekçesiyle bozma kararı verilmiş, bozma sonrası Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "...dava konusu taşınmazın ziraat alanında gözüktüğü, hava fotoğraflarında da açık alanda gözüktüğü, kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldığı, toprağının ziraat toprağı olduğu, kuru tarım arazisi vasfı taşıdığı, taşınmazın çevre tarım arazileri ile benzerlik taşıdığı, yine mahalli bilirkişi beyanlarında da dava konusu taşınmazın davalılara ait olup kadimden beri kendisinin kullandığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... İdaresi vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme yeterli değildir. Şöyle ki; bilirkişi raporunda "...1978 yılında yapılan orman sınırlandırması çalışmalarında 19 numaralı O.S. noktasının yerinin İbiş deresi içerisinde ...'ya ait kuyu belirlendiği, bu noktadan batı istikametine gidilerek ... tarlasının kuzey köşesinde İbiş deresinin 20 metre kuzeyinde 20 nolu O.S noktasının belirlendiği, bu noktadan kuzey-doğu istikametinde gidilerek 141 parsel nolu ... tarlasının güney-batı köşesinde 21 nolu O.S noktası belirlendi..." denilmiş ise de tahdit haritasında 20 nolu O.S noktasından kuzeybatı istikametine doğru gidilip 121398 nolu koordinat noktası verilerek buradan kuzeydoğu yönüne gidilp 21 nolu O.S noktasının belirlendiği, raporda yer aldığı şekliyle 20 nolu O.S noktasından 21 nolu O.S noktasına kuzeydoğu yönünde gidilmeyip kuzeybatı istikametine gidildiği anlaşıldığından raporun kendi içerisinde çeliştiği ve hükme elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
O halde çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ait en eski tarihli ve 1980'li yıllara ilişkin memleket haritaları ile bunların düzenlenmesine esas olan hava fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilerek önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek 3 uzman orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte; 6831 Sayılı Kanun'a göre Orman Kadastrosu ve 2/B madde uygulama yönetmeliğinin 54 üncü maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 49 uncu maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların arza uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır” hükmü gereğince kesinleşen orman tahdit haritası, tutanakları ve kadastro paftası açı ve mesafeler gözönüne alınarak sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak orman sınır noktasından hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunarak ve ölçülerek en az ada bazında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki orman sınır noktaları birer birer zeminde bulunmalı ve yeri işaretlenmeli; orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri ve yer değiştirip değiştirmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, tereddütsüz olarak zeminde yeri saptanabilen en yakın sabit orman sınır noktalarından hareketle, yine orman tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup, 1984 yılı Orman Kadastrosunda uygulanan yöntem ve araçlar ile ölçülerek orman sınır noktaları birer birer bulunup zeminde işaretlenmeli, çekişmeli taşınmazların bu orman sınır hatlarına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı, çelişki halinde orman sınır noktalarının zemindeki ve arazi kadastro paftasındaki yerlerine değil tutanaklarda yön ve mesafe olarak tarif edilen hava fotoğrafları ile desteklenen yerlerine itibar edileceği bilinmeli, bilirkişi kuruluna, uygulanan harita, kadastro paftası ve en eski tarihli ve 1980'li yıllara ait memleket haritası ile ölçekleri eşitlettirilerek, çekişmeli taşınmazın 1984 yılında yapılmış Orman Kadastrosunda oluşturulan orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattına göre konumunu ada bazında gösteren, orman sınır hatları ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, yine aynı adada bulunan tüm parsellerin en eski tarihli memleket haritası ve 1980'li yıllarda düzenlenen memleket haritasındaki konumunu saptanarak her iki harita üzerinde gösterilmeleri sağlanmalı ve bütün bu konuları açıklayan bilimsel verileri bulunan rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yetersiz araştırma ve incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve Kanun'a aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
03.03.2025 günü oy birliği ile karar verildi.