Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1573 E. 2024/4785 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro düzeltmesi sonucu taşınmazın yüzölçümü değişirken sınırlarının da hatalı belirlendiği iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasında, hatanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi kapsamında düzeltilebilir olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesinin, kadastro işlemleri sonrasında kesinleşmiş geometrik durumlardaki ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesap hatalarının düzeltilmesine imkan tanıdığı, ancak somut olayda dava konusu parselin sınırlarının belirlenmesindeki hatanın, eski hesap ve ölçüm tekniğinden kaynaklanan bir hesap hatası olmayıp, 1975 tarihli haritanın esas alınmamasından kaynaklanan bir sınır belirleme hatası olduğu ve taşınmazın geometrik durumunun kesinleşmiş olması nedeniyle tarafların mülkiyet uyuşmazlığına ilişkin talebinin bu kanun kapsamında düzeltilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki 41 inci madde gereği yapılan düzeltim işlemine itiraz davası hakkında verilen karar Dairemiz tarafından bozulmuş olup, bozma ilamı üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro Müdürlüğü'nce 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 41 inci maddesi uyarınca re'sen yapılan düzeltme işlemi sırasında Diyarbakır ili Sur ilçesi Baroğlu (...) köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacılar ... ve müşterekleri adına kayıtlı olan 176 parsel sayılı 2.201.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 2.252.444,424 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir.

Davacılar, düzeltme işlemi sırasında kendilerine ait taşınmazın yüzölçümü artmakla birlikte sınırının yanlış belirlendiği iddiasına dayanarak, Hazineye husumet yönelterek dava açmışlardır.

İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne dair kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.06.2018 tarihli ve 2017/5787 Esas, 2018/3897 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma üzerine yapılan yargılama sonunda yapılan hatanın eski hesap ve ölçüm tekniğinden kaynaklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09.06.2022 tarihli ve 2021/3750 Esas, 2022/5564 Karar sayılı kararı ile hatanın nereden kaynaklandığı, tesis kadastro paftasında çekişmeli taşınmaz sınırlarda farklılık bulunup bulunmadığı; düzeltim işlemi sırasında kadastro paftasındaki mevcut sınırların değiştirilip değiştirilmediği hususlarının tesis paftası ve 41 inci madde uyarınca yapılan düzeltim işlemi sonucu oluşan harita çakıştırılmak suretiyle kesin olarak saptanması gereğine değinilerek hüküm bozulmuş, bu bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; iş bu hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya kapsamından dava konusu parselin tesis kadastro paftasıyla (1/5000 ölçekli klasik pafta) 3402 Sayılı Kanun'un 41 inci maddesi uyarınca yapılan düzeltim işlemi sonucu yeni üretilen sayısal paftanın çakıştırılması sonucu parsel ve çevresinde bulunan diğer sınırlarında herhangi bir değişiklik olmadığı, dava konusu parselin tapu alanı ile yeni hesaplanan alan arasında oluşan 51.444.42 m² farkın hesaplama hatasından kaynaklandığı Daire bozması sonrasında alınan denetime elverişli bilirkişi raporları ile tespit edilmiş olup, yüzölçümü düzeltim işleminin kanuna uygun olarak yapıldığı, yapılan hatanın eski hesap ve ölçüm tekniğinden kaynaklı olduğu anlaşılmıştır.

3402 sayılı Kanun'un "Hataların Düzeltilmesi" başlıklı 41 inci maddesi, kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hataların Kadastro Müdürlüğünce düzeltilmesine ilişkin bir yasal düzenleme olup, somut davada ise 41 inci madde çalışması sonucu parselin yeni yüzölçümü tespit edilirken parsel sınırlarının 1975 tarihli harita esas alınmadan belirlendiği gerekçesiyle sınır düzeltimine ilişkin talebin 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi kapsamında düzeltilmesi gereken hatalar kapsamında bulunmadığından ve taşınmazın geometrik durumunun kesinleşmiş olması nedeniyle tarafların mülkiyet uyuşmazlığına ilişkin talebinin bu kanun kapsamında düzeltme yapılmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kanulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.