Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2639 E. 2025/1124 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucunda davacıya ait taşınmazın sınırlarının yanlış belirlendiği iddiasıyla açılan uygulama kadastrosu davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Tesis kadastrosundaki ölçü ve sınırlandırma hatasının 22/a uygulaması ile düzeltildiği ve bu düzeltmenin tesis kadastrosuna yakın tarihli hava fotoğrafları ile de doğrulandığı gözetilerek mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/162 E., 2024/511 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/128 E., 2023/777 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosu davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Uygulama Kadastrosu sonucunda Konya ili Akşehir ilçesi Ortaköy Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 4931 parsel sayılı 908,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 216 ada 85 parsel numarasıyla ve 747,97 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 4930 parsel sayılı 2.048,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 216 ada 84 parsel numarasıyla ve 1.988,37 metrekare yüzölçümlü olarak ve ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 4935 parsel sayılı 1.204,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 216 ada 75 parsel numarasıyla ve 1.431,78 metrekare yüzölçümlü olarak ve tespit ve tescil edilmiştir.

İtirazı Kadastro Komisyonu tarafından red edilen davacı dava dilekçesinde, uygulama kadastrosu sonucunda kendisine ait taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın davalıya ait taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır.

Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "davacının tesis kadastrosundan sonra bırakmış olduğu yaklaşık 80-90 metrekarelik yerin davalı ...'ın taşınmazına ilave edildiğini, 216 ada 85 parselinin doğu tarafında yapmış olduğu duvarı davalı ...'ın sahiplendiğini iddia ettiği, istinaf sonrası aldırılan bilirkişi raporunda, davacıya ait 216 ada 85 parselin kuzey kısmındaki davalı ...'a ait 216 ada 75 parsel numaralı taşınmaz tarafında 97,92 metrekarelik kısımda bir el atmanın olmadığı, iki taşınmaz arasındaki duvarın eski hava fotoğraflarının değerlendirilmesi neticesinde zeminde mevcut olduğu, dava konusu 216 ada 85 parselin doğusundaki davalı ...'a ait 216 ada 84 parsel sınırındaki duvarın eski hava fotoğraflarında mevcut olduğu, bu kısımda bir el atmanın olmadığı, iğde ağaçlarının 216 ada 84 parsel numaralı taşınmazın sınırları içerisinde kaldığı, 22A uygulaması yapılırken davacıya ait 216 ada 85 parsel numaralı taşınmazın batısında yol ile olan sınır hattının geçerli sınır tipi ile tespitin yapıldığı, güney kısmında kalan kendi taşınmazı olan 216 ada 86 parsel ile olan sınır hattının geçerli sınır tipi ile tespitin yapıldığı, kuzey-doğu kısımlarda kalan davaya konu olan yerlerdeki parsel sınırları 22A uygulamasında tanımlı sabit tanımlı sınır tipi ile sınır hattının tespitinin yapıldığı, ilk tesis kadastro çalışmalarında dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde elde edilen geometrik durumlarının zemini yansıtmadığı, ilk tesis kadastro yılına (1981) yakın 3 farklı zamana eski hava fotoğraflarının incelenmesi neticesinde doğru olmadığı, 22A çalışmalarında sınır tipleri ile (sabit-geçerli) dava konusu taşınmazların sınırlarının tespiti yapılarak 22A uygulama kadastro ile elde edilen sınırların doğru olduğu, ilk tesis kadastrosunda davalı ...'a ait eski 4935 (yeni 216 ada 75 parsel) ile davacıya ait eski 4931 (yeni 216 ada 85 parsel) arasındaki sınırın prizmatik ölçü yönteminde ölçü doğrultusunda gösterilerek ölçüldüğü ancak bu sınırın ölçü doğrultusunda olmadığı, ayrıca yine davalı ...'a ait eski 4930 (yeni 216 ada 84 parsel) ile davacıya ait eski 4931 (yeni 216 ada 85 parsel) arasındaki sınırın ilk tesis kadastrosunda düz hat şeklinde ölçüldüğü ancak bu sınırın düz hat olmadığı ve üzerindeki duvarın tesis kadastrosundan sonra yapıldığı, olması gerekenin güncel uygulama olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "dosya içeriği ve toplanan delillere göre hükme esas alınan bilirkişi raporunda tesis kadastrosunun dayanağı olan ölçü krokisi de değerlendirilerek tesis kadastrosu sırasında yapılan ölçü ve sınırlandırma hatasının 22/a uygulaması ile düzeltildiğinin tesis kadastrosuna yakın tarihli hava fotoğrafları ile tespit edildiğinden mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırı yön görülmediği" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.